Merhaba arkadaşlar, geçen hafta Yiğit “Ben anneannemi özledim, gidelim.” diye tutturdu. Hazırlanıp arabamıza bindik, eh düştük yollara… Biraz ilerledikten sonra arabamız, “gaz bitti” diye sinyal verdi, gittiğim güzergâh üzerinde olmadığı için ben de geri dönüp tanıdık otogaz istasyonuna gitmeye karar verdim. Sağa sola dönüşlerde arabadan garip sesler geliyordu, biraz korkarak arabayı sağa çekip tekerlere baktım, çamurluk davlumbazı yerinden yana kaymış, dolayısıyla o garip sesler oradan geliyordu. Neyse gazımı almaya gittiğimde ilk önce servise davlumbazı yaptırdım, “zorlanmayla olmuş” dediler, gazımı aldım tam çıkarken gaz bitti sinyali tekrar yanmaya başladı. Biraz şaşkın biraz da korkak tekrar girdim istasyona ve sahibi Fevzi abiye olanları anlattım. Sağolsun hemen her yerine baktırdı ve “gaz geçişi yok, servisine götür” dedi.
Akşam eşimle birlikte Ford servisine götürmeden önce arabamızı iyice inceledik ve baktık ki arabanın üstü çiziklerle dolu, yanları derin çiziklerle kavlamış ve kıl-tüyle doluydu ama en önemlisi sol çamurluğun altı koparılmış ya da parçalanmış gibiydi. Çıldırmak üzereydik artık, ne olmuştu bir gecede arabamıza akıl-sır erdiremedik. Arabanın fotoğraflarını çekip, kaskoyu aradık, durumu izah ettik ve hemen servisine götürdük. Servisteki görevli “Ben bundan 3 kere daha görmüştüm” dedi ve bize nasıl olduğunu açıkladı. Sonucuna inanamayacaksınız, biz bile hala şoklardayız…
İşte sonuç: Arabamızın motor kaputunun içine kedi kaçmış ve bir köpekte onu çıkarmak için arabamızın çamurluğunu dişleriyle parçalamış, tırnaklarıyla her yerini çizmiş, bazı yerlerini dişlemiş ve gaz kablosunu koparmış…
Çok acayip değil mi? Biz de çok şaşırdık, nasıl olur böyle bir şey deyip duruyoruz hala? Arabamız bir hafta serviste kaldı, tamir oldu ve çok şükür durumu gayet iyi. Herhalde bir süre daha kedi ve köpek lafı etmeyiz de duymayız da… Hayat sürprizlerle dolu, buna en değişik örnek…
Sevgiyle kalın ve böyle sürprizlerle hiç karşılaşmayın canlarım…