A mild-mannered college professor investigates the life of an actor who looks exactly like him.
Örümcekler filmimizin esas konusunu bize alt mesajlarla vermek isteyen yönetmenin kullandığı bir imge. Şehrin manzarasında, cam kırığında, banyo duvarında hatta elektrik direklerinde bile gördüğümüz bir metafor. Örümcekleri açıklıyorken; filmde şehir manzarasının bana çağrıştırdığı, (belki de gerçekten odur ama hiçbir yerde kesin delil bulamadım) ünlü kadın heykeltıraş Louise Bourgeois’in Maman heykelini açıklamamak olmaz. Maman, Fransızcada anne anlamına gelen bir kelime ve Bourgeois de bir ropörtajında; annelerin örümcek gibi olduğunu, yavrularını tıpkı örümcek gibi sarıp sarmalayıp kolladığını söylemişti. Örümceklerle ilgili rivayetlerden birini de film için bilmekte yarar var; karadul türü örümceğin, çiftleştikten sonra erkeğini yemesi. Heykelin karnındaki yumurtalar ve karadulu bir araya getirip az önce söylediğim hamile kadını yeniden düşünürsek, kadının da baskın karakterli bir örümcek imajı çizdiğini söyleyebiliriz