drama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
drama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Robot ve Aslan Maskesi

Kralın Kızı Hastaymış


Hedefler
• Yaratıcılık ve düş gücünü geliştirmek;
• Problem çözme becerilerinin gelişimini sağlamak;
• Empati kurabilme yeteneğini kazandırmak.

Araçlar
Kaset/CD Çalar; Hareketli dans müziği içeren Kaset/CD; Minderler / Sandalyeler vb. Resim kağıtları - boyalar. Hazine Sandığı (içinde pastalar, bisküvi, meyve suyu vb.);

Isınma Kızgın Ayı Oyunu (Augusto Boal) :
Kızgın Ayı (Lider) bağırınca, herkes yere yatar, kıpırdamaz. Ayı, gıdıklama vs, ile güldürmeye, hareket ettirmeye çalışır. Kıpırdayan, ayının yavrusu olur ve ayının arkasına geçer, o da ayıya yardımcı olarak, diğerlerini kıpırdatmaya çalışır. Kıpırdamadan sona kalan oyunu kazanır, sonraki turda o ayı olur.

Oyun Lider : "Kralın bir kızı varmış, ancak kralın bu çok sevdiği kızının bir hastalığı varmış. Onu iyileştirecek olan kişiye, kral tüm hazinelerini verecekmiş. Bu hastalığın ilacı, Kaf Dağı'nın tepesinde, derin bir mağarada**yetişen, pembe çiçekli bir bitkiymiş. Gönüllü kurtarıcılar hazırlanan bir törenle uğurlanırlar, (oluşturulan) dağları, tepeleri aşarlar, derelerden, (yine oluşturulan) köprülerden geçerler. Gece olur, mola verilir. Yatacakları yerleri hazırlar ve uyurlar. Sabah temizlik (özbakım ve**çevre) ve kahvaltı yapılır. Uzun bir tırmanıştan sonra mağaraya varırlar. Ancak bu mağarada yaşayan yaşlı ve çok mutsuz bir ayı varmış (Lider). Ayı önce bunları kovalar, ama onlar ayıya amaçlarının prensesi iyileştirmek olduğunu söylerler. Ayı da bugün doğumgünü olduğu halde, yıllardır hiç hediye almadığını söyler. Çocuklar ayıya küçük hediyeler verirler, ayıyla arkadaş olur, yine geleceklerini söyleyerek ayrılırlar. Aynı yolu aşarak saraya ulaşırlar. Prenses iyileşir, Kral, içinde pasta, meyve suyu vb. olan hazineyi kurtarıcılara verir, dans ederek kutlarlar.

Değerlendirme Yolculuğun istedikleri bir bölümünün resmini yapmaları istenir, daha sonra resimler hakkında sorular sorularak, neyi nasıl algıladıkları konusunda bir fikir edinilebilir.
Kaynak:okuloncesiforum

Dinozor Uyandı Draması




Meslekler Oyunu


Meslekler Oyunu

Yaş Grubu : 5, 6 yaş

Hedef : Çeşitli meslekler hakkında bilgi sahibi olmalarını ve bunu ifade edebilmelerini sağlamak.


Isınma oyunu: “Eller kafada – eller popoda” oyunu.
(Çocuklar liderin yaptığını yapacak, söylediğini yapmayacaklar. Lider de onları şaşırtmaya çalışır. Örneğin, “eller kafada” der, ama ellerini karnına koyar, ellerini kafasına koyan çocuklar yanar. Lider, çocuklar oyunu benimsedikçe, hızlandırır, “eller karında”, “eller burunda” vb., ama her seferinde lider ellerini, söylediğinden başka yere koyar).

Oyun: Lider kazmayla toprağı kazıyormuş gibi yapar, "ben ne yapıyorum" diye sorar; sonra pandomimle doktor, berber vb. taklitleri yapar. Çocuklar tahminlerler bilmeye çalışırlar ve yarışma oyununa geçilir. Bu kısımda Lider TV sunucusu gibi davranır, çocuklar da yarışmacılar olurlar. Çocuklar tek tek gelir, kendilerine bir isim, meslek, yaş uydurarak kendilerini tanıtırlar. Sonra hep birlikte bu meslek canlandırılmaya çalışılır.

Değerlendirme: "Biz bugün çeşitli meslekleri öğrendik, en çok hangisini sevdiniz?" sorusuyla, kısa bir konuşma başlatılır.
Kaynak için tıklayın

Gökkuşağı Perileri (Müzikli Dramatizasyon)



indir

Oyunun Adı: Gökkuşağı Perileri

Oyun Türü: Müzikli Oyun

Hedeflenen Alan: Psikomotor Alan

Oyunun Amacı: Çocukların el-göz koordinasyonu gerektiren hareketleri yapabilmelerini sağlama.

Materyaller: Gökkuşağı boyama sayfası ve pastel boya. (‘Gökkuşağı Perileri’ müziği)

Hazırlık Aşaması:

Çocuklarla gökkuşağı hakkında konuşulur.Gökkuşağının hangi ayda görüldüğü, nasıl ortaya çıktığı anlatılır.

Uygulama ve Değerlendirme Aşaması:

Eğitimci çocuklardan iki gruba ayrılmalarını ister.Gruplardaki çocuk sayısı eşit olacak şekilde gruplama yapıldıktan sonra, çocuklara oyun hakkında bilgi verilir.

Ardından, “Şimdi hepiniz kendinizi birer gökkuşağı perisi olarak düşünün ve bu gökkuşağını sizin renklendirdiğinizi hayal edin.Sizler dans ederken gökkuşağını renklendirmeyi çok seven küçük perilersiniz.Şimdi her biriniz elinize gökkuşağının renklerinden birini alın (derken pastel boya kutuları çocuklara uzatılır) ve gökkuşağını renklendirmeye başlayın.Ama dikkat etmeniz gereken çok önemli bir şey var; siz sadece müzik çalarken dans ediyorsunuz.Bu yüzden müzik durduğunda sizler de boyamayı durduracaksınız.Bakalım en çok hanginiz boyayacak?Haydi bakalım gökkuşağı perileri,gösterin kendinizi!” diyerek müziği başlatır.

Çocuklar, müzik devam ederken gökkuşağını boyamayı sürdürürler,müzik durduğunda ise boyamayı keserler.Müzik başladığında tekrar devam ederler ve müzik tamamen bittiğinde oyun sona erer.Eğitimci gökkuşağını en çok boyayan grubu belirleyerek onu oyunun birincisi seçer ve birinci olan grup tüm sınıfça alkışlanır.


Dramada Isınma Çalışmaları


1. Elma toplama
Ayaklar omuz genişliğinde açılır , derin bir soluk alınır ve baş mümkün olduğu kadar geri konuma getirilir. Bu durumda ağız hafifçe açıktır. Yukarıdan belli bir nokta seçilir. Bütün bedenini gererek önce sağ elle sonra sol elle yukarıda hedeflenen noktaya parmak uçları ile dokunacakmış gibi uzanılır, elma toplarmış gibi yapılır.

2. Salyangoz oyunu

Grup sıra olur. Herkes eli ile önündeki arkadaşının belinden tutar. Grup ritimle yürümeye başlar .En öndeki en arkadakini yakalamaya çalışır ve koşar . Yakalanan oyundan çıkar.

3. Ad söyleyerek top atma

Grup halka olup yere oturur. Herkes kendi adını söyleyerek karşısındakine topu atar. Adlar öğrenildikten sonra herkes karşısındaki kişinin adını söyleyerek topu ona atar. Top , en son lidere atılarak oyun bitirilir.

4. Top bende değil oyunu
Müzik eşliğinde , eşler birbirine düşse , gerçek bir top ya da balon atar . Atarken top bende değil diye bağırır. Lider müziği durdurunca elinde top kalan oyundan çıkar. En sona kalan kişi oyunu kazanmış olur.

5. Haydi tanışalım
Öğretmenin el çırpmasıyla , karşımıza çıkan ilk insana ‘günaydın’ diyoruz. Daha sonra karşılaştığımız bir başka kişiye ‘günaydın’ der ve adımızı söyleriz.

6. Fırça
Öğretmen ‘Sizler ünlü bir ressamın fırçaları olacaksınız ve çok değerli resimler çizeceksiniz. Sizin yaptığınız resimler sergilenecek ve dünyaca ünlü ressamlar gelip sergiyi gezecekler.’ Der.

‘Fırçalar ayağa kalkıyor ve önlerindeki imgesel tuvale doğru yavaş yavaş ilerliyor. Şimdi hızlı koşuyoruz (…), şimdi yavaşlıyoruz(…). Kağıdımıza zıplaya zıplaya ulaşım ve resmimize başlayalım. Önce kağıdımızı başımızla boyamaya başlayalım(…),kollarımızla boyayalım (…),ellerimizle(…),parmaklarımızla akan boyaları silelim(…). Sırtımızla resmimize devam edelim (…),diz kapaklarımızla ,ayaklarımızla , topuklarımızla (…)kağıdımızı boyayalım. Şimdi ayrıntıları yapmak için çok duyarlı olan kirpiklerimizle boyayalım (…),dilimizle düzeltmeler yapalım (…),burnumuzla renkleri karıştıralım (…), saçımızla son bir kez kağıdımızı boyayalım. Resmimiz sergilemek üzere hazır sırt üstü yatalım ve eserimizi seyredelim. Mükemmel bir resim ! Gözlerimizi kapatalım , sergideki çok değerli resimler olduğumuzu düşünelim (…). Ünlü ressamlar sergide sizleri satın alıyorlar(…).

7. Yürüyerek Isınma

Grup çember olur , müzik eşliğinde liderin yönergesine göre yürümeye başlar. Lider : ‘ Çamurda , sırtında yük varmış gibi , sıcak kumlarda , yürümeye yeni başlamış bebek gibi , topallayarak , buz üzerinde , robot gibi , cam kırıklarının üzerinde , pisliklerinin arasında , ezilmiş domateslerin üzerinde , ayaklarında topuklu ayakkabı ile , huzurlu , korkmuş , neşeli , sinirli , vb. yönergeler verir.

8. Eşini Bul
Gruptakiler ikili eşleşirler. Lider herhangi bir müzik aletiyle yada elleriyle ritim verir. Gruptakiler eşlerini bırakarak karışık olarak yürür. Lider ‘eşini bul’ deyince herkes eşini bulup ellerinden tutarak çömelir. Geç oturan çift oyundan çıkar.

9. Ayağını Yerden Kes

Liderin yönergesi doğrultusunda grup yavaşça yürürken , lider ‘ayağını yerden kes ‘ deyince herkes hızlıca yere oturup ayaklarını kaldırır. Ayaklarını en son kaldıran oyundan çıkar.

10. Çamura Batma

Gruptakilerden bir ebe seçilir. Ebe, gruptakileri kovalar ve dokunduğu kişi donar , bacaklarını ve kollarını iki yana açar. Diğer bir oyuncu , donan kişinin bacakları arasından geçerse onu özgürleştirir.

11. Kafesteki Kuş
Grup , bir halka oluşturur. Grup çok büyükse iki halka olabilir. Her halkanın ortasına bir ebe girer ve halkayı yarıp kaçmaya çalışır. Ancak el ele tutuşan oyuncular ebenin alttan yada üstten kaçmasını engellemek için kollarını aşağı yukarı hareket ettirir. Engellenemeyen ve halkadan kaçan oyunca yeni bir ebe seçer.

Dikkat : ( … ) işareti kısa bir süre beklenileceğini ifade etmektir.

12. Gazete kapmaca
Sınıf sayısına göre gruplar üçer , beşer ya da yedişerli ayrılır . Lider her bir grubun önüne bir gazete parçası koyar. Gruplar müzik eşliğinde gazete çevresinde dans ederler . Müzik durunca hızla gazetenin üzerine atlarlar . Gazetenin dışında kalanlar oyundan çıkarlar.
"alıntı"

Sonbahar Mevsimi Draması




Amaç:Sonbahar kavramını verilen yönergelere uygun bir biçimde bedenini kullanarak kavrayabilme ve gruplaşma sorununu ortadan kaldırma

Öğretmen, çocuklara etkinliğe başlamadan önce "Sonbahar Mevsiminde" doğada ve canlılarda ne gibi değişiklikler olduğuna dair genel bilgiler verir çocuklarla konuşur ve etkinliğe geçer.

Öğretmenin yönergesiyle çocuklar el ele tutuşarak halka olurlar.Öğretmen çocuklara: ‘Şimdi Sonbaharın Resmini çizeceğiz hep beraber’’der ve etkinliğe başlar.Öğretmen ortaya geçerek söz ve hareketlerle gerekli yönergeleri veriri ve çocuklar onu takip ederek canlandırmaya başlarlar.Öğretmen:

_Evet çocuklar hepimiz bulut olup gökyüzünde gezinelim ve el ele tutuşarak birbirimizi bulalım ve gökyüzünden aşağıya inelim der.(çocuklar kollarını açarak serbest bir şekilde dolaşırlar ve el ele tutuşup daire olarak birleşip yere çökerler)

_Hadi şimdi şimşek olup yanıp sönelim ve gök gürültüsü olup güm güm diye gürleyelim ve yağmur yağdıralım.Her birimimiz yağmur damlası olduk şimdi yeryüzüne akıyoruz şıp şıp ve dolu olduk daha hızlı yağıyoruz.(çocuklar çömelik vaziyetten ayağa kalkarak şıp şıp diyerek zıplamaya başlarlar dolu olduğunda ise daha hızlı zıplayarak ayaklarını çok ses çıkartacak şekilde yere vurular)

_Şuan topraktayız toprağın mis gibi kokusu geliyor burnumuza hadi koklayalım hep beraber ve yerden çamur alıp üzerimize her yerimize sürelim.Üstümüz kirlendi şimdi napıcaz?O zaman yağmur yağmaya devam etsin üzerimize ve yağmurda yıkanalım şırıl şırıl..ve damlaları tutmaya çalışalım(her çocuk yere uzanma hareketi yapar ellerini yana koyarak çamuru alma hareketi yapıp üzerine sürme hareketi yaparlar ve sonra zıplayarak yağmur damlalarını tutma hareketi yaparlar)

_Çocuklar şimdi hepimiz ağacın dalarlındaki yapraklarız ama hepimiz sıkı tutunalım her an düşebiliriz.Rüzgar çıktı savruluyoruz huuuuuuuuuuuu,ağaçtan ayrıldık etrafa her yere dağıldık rüzgar çok şiddetli esiyor.(çocuklar birleşerek el ele tutuşur ağacın yaprakları olur ve birbirinden ayrılırlar)Kimimiz çamura battı,kimimiz ezildi kimimizi de rüzgar çok uzaklara götürdü.(her çocuk çeşitli öykünmeler yapar)

_Evet çocuklar şimdi hepimiz birer kuşuz cik cik cik ve uzaklara göç edeceğiz takip edin beni.(tüm çocuklar öğretmenin yönergesiyle öğretmeni takip ederek arkasında tek sıra olurlar ve uçma hareketi yapılarak uzaklaşılır)

Etkinlik sonunda öğretmen çocuklarla etkinlik hakkında konuşur ve etkinlik sırasında neler hissettiklerine dair her birinin fikirlerini alır.
"alıntı"

DENİZDE GEZİ DRAMASI (Rahatlama Çalışması)


Öğretmen ve çocuklar halka şeklinde yere otururlar ve öğretmen anlatmaya başlar.
Kayıklarımızla denize açılıyoruz. Küreklerimizi çekelim (Kürek çekme hareketi yapılır.)
Denizde dalga çıktı, kayığımız sağa sola sallanıyor. (Çocuklar sağa sola sallanarak dramatize ederler.)
Daha kuvvetli bir dalga çıktı, kayıklarımız daha fazla sallanıyor. (Çocuklar daha fazla sağa sola sallanırlar)
Eyvah! Kayık devrildi (Yana düşme hareketi yaparlar)
Şimdi hızla kıyıya yüzmemiz lazım. (Yüzme hareketi yapılır)
Dalga bizi engelliyor, daha çok dalga var, hızlı yüzmeliyiz (Daha hızlı yüzülür)
Oh! Kıyıya geldik. Sırtüstü kumların üzerine yatalım. (Sırtüstü yatılır)
Gözlerinizi kapatın. Güneş’in yüzünüze değdiğini, kumların sıcaklığını hissedin. Martıların ve denizin sesini dinleyin. Tüm vücudunuz gevşedi… Uykunuz geldi ve uyudunuz...

Küçük Kırmızı Tavuk Draması


Küçük Kırmızı Tavuk

Günlerden bir gün, küçük kırmızı tavuk yaşadığı çiftliğin avlusunda eşelenirken altın sarısı bir buğday başağı bulmuş.
"Bu buğdayları kim ekmek ister?" diye sormuş.
"Ben istemem, " demiş ördek.
"Ben istemem, " demiş kedi.
"Ben istemem, " demiş köpek.
"Güzel! demiş küçük Kırmızı Tavuk, "Ben ekerim öyleyse. " Ve ekmiş buğdayları. Aradan biraz zaman geçince, buğdaylar boyatıp olgunlaşmış.
"Bu buğdayları kim biçmek ister?" diye sormuş Küçük Kırmızı Tavuk.
"Ben istemem, " demiş ördek.
"Ben istemem, " demiş kedi.
"Ben istemem, " demiş köpek.
"Güzel!" demiş Küçük Kırmızı Tavuk. "Ben biçerim öyleyse, " Ve biçmiş buğdayları.
"Şimdi, " demiş Küçük Kırmızı Tavuk, "bu buğdayLarı kim
dövmek ister?"
"Ben istemem, " demiş ördek
"Ben istemem, " demiş kedi.
"Ben istemem, " demiş köpek.
"Güzel! “ demiş Küçük Kırmızı Tavuk. "Ben döverim öyleyse.” Ve dövmüş buğdayları.
Buğdaylar dövüldüğünde, “Bu buğdayları kim değirmene götürüp öğütmek ister?” diye sormuş.
"Ben istemem, “ demiş ördek.
"Ben istemem,”**demiş kedi.
"Ben istemem, “ demiş köpek
"Güzel, " demiş Küçük Kırmızı Tavuk. "Ben götürürüm öyleyse. " ve götürmüş buğdayları değirmene.
Buğdaylar öğütülüp un olduğunda, "Kim ekmek pişirmek ister bu undan? " diye sormuş.
"Ben istemem, “ demiş ördek.
"Ben istemem, “ demiş kedi.
"Ben istemem, “ demiş köpek.
"Güzel, " demiş Küçük Kırmızı Tavuk. "Ben pişiririm öyleyse. " Ve lezzetli mi lezzetli koca bir somun ekmek pişirmiş. Sonra demiş ki, "Kim yemek ister bu ekmekten?"
"Ben isterim, ben!" demiş ördek.
"Ben isterim, ben!" demiş kedi.
"Ben isterim, ben!" demiş köpek.
"Hayır, siz değil! “ demiş Küçük Kırmızı Tavuk, "Ben yiyeceğim. " Ve yavrularını yanına çağırıp onlarla paylaşmış mis gibi ekmeği.

Drama sonunda
Öykümüzde hangi hayvanlar vardı?
Buğday başağı ekmek oluncaya kadar, başından neler geçti? Siz Küçük Kırmızı Tavuk 'un yerinde olsanız, ne yapardınız? Öyküye yeni bir son yazsanız, nasıl bir değişiklik yapardınız? soruları sorabilirsiniz.
"alıntı"

Dans Eden Kelebekler


Sınıfa renkli tül, ipek, şifon, hafif kumaştan eşarplar getirilir ve sınıfın ortasına bir sepet koyularak eşarplarda içine koyulur. Çocuklara; “Şimdi hep beraber ‘Dans Eden Kelebekler’ isimli oyunu oynayacağız. Ama ilk önce ortadaki sepetin çevresinde el ele tutuşup bir daire oluşturalım.” denir. Çocuklar ortadaki eşarplardan ikişer tane alıp ceplerine koyarlar.
- Şimdi biz eşarplarımızla dans etmek ve oynamak istiyoruz. Bir hayvanı canlandıracağız. Hangi hayvan olabilir dersiniz? Bir kelebek evet evet onun da kanatları bizim eşarplarımız gibi ince.
- Bir kelebek bu kadar güzel kanatlara sahip olmadan önce nasıldı? Kim biliyor?
- Önce çok küçük bir yumurta idi. Bir anne kelebek, bu yumurtayı yumurtlar. Bu yumurtadan küçük tırtıl oluşur. Bu tırtıl durmadan yer yer ve şişmanlar. Daha sonra kendine çok sağlam küçük bir ev yapar. Buna KOZA denir.

- Bir süre sonra bu kozanın içinden o çok güzel kelebek çıkar.
- Bu gelişimi şimdi biz bir dansla canlandıracağız.
- Bu hikayeyi biz nasıl canlandırabiliriz? Bir düşünelim.
- Biz bir yumurta gibi yere yatalım. Bir tırtıl gibi yerde yürüyelim ve sanki yerdeki otları toplayalım, yer gibi yapalım.


- Daha önce cebimize koyduğumuz eşarpları üzerimize serelim ve kendimize bir koza oluşturalım. Bir süre hareketsiz duralım ve daha sonra kollarımızı ve bacaklarımızı gererek kozanın içinden çıkalım. Her iki elimizde iki eşarp onlar bizim renkli kanatlarımız olsun, tıpkı kelebeğinki gibi. Odanın içinde önce dikkatli, sonra cesaretle kollarımızı çırpalım.


- Kelebekler bir baloya giderler. Burada iki kelebek karşılıklı durur ve dans etmeye başlarlar. Birbirlerinin etrafında dönmeye başlarlar. Daha sonra beş kelebek bir araya gelirler. Bir daire oluştururlar, dört adım içeriye gelecek şekilde toplanırlar ve dört adım açılırlar. Her çift bunu karşılıklı bir kere tekrarlar.

- Kelebekler şimdi çok yorgun, uyuyup bu güzel balodaki çiçekleri rüyalarında görmek istiyorlar. Kelebekler yere yatar ve uykuya dalarlar.

- Hepsi yine uyanır, kollarını gererler. Hepimiz şimdi tekrar çocuk olduk. Güzel kanatlarımızı ortadaki sepete koyalım.
alıntı

Uçurtma Draması


UÇURTMA DRAMASI

Öğretmen ve çocuklar sınıfta dağınık şekilde dururlar. Öğretmen:
Kollarınızı yana açın ve bir uçurtma gibi durun
Şimdi herkes bana hangi renk olduğunu söylesin. (Öğrencilerin renklerini ifade etmelerine fırsat verilir.)
Evet şimdi yavaş yavaş gökyüzüne yükseliyoruz. (Yavaş yavaş ayak ucuna yükselmeleri istenir.)
Artık gökyüzündeyiz. Bir uçurtma gibi sağa sola zikzak çizerek uçun (Çocuklardan söylenenleri dramatize etmeleri istenir.)
Şimdi sıra ile herkes aşağıda gördüklerini anlatsın(Sıra ile öğrencilerden ifade etmeleri sağlanır.)
Yoooo… olamaz rüzgar çıktı ve çok sert esiyor vvvvvuuu….(Öğrencilerden daha savruk hareket etmeleri beklenir)
Rüzgârla baş etmek çok zor olmaya başladı. Hadi aşağıya inin (Aşağı inmeleri ve yerlerine oturmaları istenir.)

Uçan Balonların Partisi (Drama)




“Uçan balonlar yılda bir gün buluşup hep beraber gezerlermiş.Şimdi bizler de birer balon olalım,sağa-sola uçalım.Buluşmadan önceki gece bütün balonlar bir güzel uyuyup dinlenirlermiş.(Sırt üstü yere yatılır) Sabah saatin sesiyle uyanırlar ve uzun uzun gerinirlermiş.(Kollar yana ve yukarı uzatılarak gerinilir) Sonra camı açarak dışarıdaki güzel havayı ciğerlerine çekerlermiş.(Derin derin nefes alıp verilir) Daha sonra hemen giyinerek yola çıkarlarmış.Bazısı yürüyerek (yerinde yürüme hareketi),bazısı koşarak (yerinde koşma hareketi),bazısı trenle gidermiş.(çuh çuh çuh çuh puh puh puh puh sesleri çıkarılır)
Tüm balonlar buluşunca güç toplamak için ağaçlardan meyve toplar ve yerlermiş.(Ayak ucunda yükselerek kollar yukarı uzatılır) Meyveleri yedikten sonra heyyaa diye bağırıp gökyüzüne yükselirlermiş.
Balonları gökyüzünde bulutlar beklermiş.Çünkü balonlarla bulutlar çok iyi arkadaşlarmış ve sadece yılda bir kez buluşabiliyorlarmış.Balonlar bulut arkadaşlarına yeryüzünde olan biten pek çok şeyi anlatırlarmış,bulutlar da onları heyecanla dinlermiş.Bulutlar en çok yeryüzündeki çiçekleri merak edermiş.Balonlar bulutlara çiçeklerin çok güzel koktuğunu anlatırmış.Bulutlar da bu kokuyu duymak için derin derin nefes alırlarmış.(Çiçek koklar gibi derin derin nefes alınıp verilir)
Beraber oynadıkları en eğlenceli oyunda birbirlerini uçurmaya çalışma oyunuymuş.Bu nasıl bir oyunmuş biliyor musunuz?Birbirlerini önce çok hafif üflerlermiş.(Hafif üflenilir) Ne balonlar bulutları ne de bulutlar balonları hareket
ettiremezmiş.Sonra biraz daha güçlü üflerlermiş.(Daha güçlü üflenilir) Bu şekilde birbirlerini biraz hareket ettirebilirlermiş.(Yerlerinde biraz sallanırlar) Daha çok eğlenmek için çok güçlü üflerlermiş.(Güçlü bir biçimde üflenilir) Ama hem balonlar hem bulutlar o kadar sıkı tutunurlarmış ki hiçbiri kımıldamazmış.O zaman bir daha bir daha güçlü güçlü üflerlermiş.(Çok güçlü bir biimde üflenilir) İşte o zaman hepsi birden neşeyle uçmaya başlarlarmış.(Birbirlerinin arasından geçerek halkada serbest yürünülür)
Bu oyun onları çok eğlendirirmiş.ama bu oyunun sonunda çok yorulurlar ve nefes nefese kalırlarmış.(Kesik kesik nefes alınıp verilir) Çok yoruldukları için hepsi yere yatar dinlenirlermiş.(Sırt üstü yere yatılır) Ellerinin birini karınlarının üzerine diğerini de göğüslerine koyar,soluk alıp verirler ve bunu dinlerlermiş.Bu durumda biraz dinlenip güç topladıktan sonra en sevdikleri şarkıları söylerlermiş.”
Öğretmen çocukların da istediği bir şarkıyı seçer ve şarkıyı değişik biçimlerde söylerler.Çok mutlu,üzgün,kızgın,fısıltı ile,çok yüksek sesle vb....

Okuloncesiforum sitesinden alıntıdır...

Pandomim Örnekleri

BAŞIM AĞRIYOR
Koşuyor, zıplıyor, oynuyoruz.Terliyoruz.Buzdolabından açıp buz gibi bir bardak su içiyoruz.Oh, biraz serinledik! Tekrar oyuna devam ediyoruz.
Sonra başımız ağrımaya başlıyor.Yutkunurken boğazımız da ağrıyor. Alnımız da ateş gibi yanıyor. Yatıyoruz. Annemiz geliyor, ilaç veriyor.İyileşiyoruz.

EKMEK NASIL OLUŞUR
Haydi hep birlikte tarlaya tohum serpelim.Havalar ısındı, başaklar büyüdü.Başakları biçelim.Kucaklayarak harman yerine getirelim. Biçerdöver gibi üzerinden geçip saplarından ayıralım.Buğdayları kürekle çuvallara dolduralım .Sırtımıza yüklenip değirmene götürelim.Değirmen taşı gibi dönüp buğdayları ezelim.Unu çuvallara doldurup fırına getirelim. Hamur yapıp fırına atalım.Uzun küreklerle, pişen ekmekleri fırından çıkaralım.Ekmekler kızarmış, mis gibi de kokuyor!

YENİ BİR GÜN
Uyuyoruz.Sabah oldu, uyanalım.Gözlerimizi açıyoruz.Kalkıyoruz.Lavobaya gidip yüzümüzü yıkıyoruz.Dişlerimizi fırçalıyor, saçımızı tarıyoruz.Pijamamızı çıkarıyor, elbisemizi giyiyoruz.Kahvaltı sofrasına oturuyoruz.Ekmeğe yağ sürüyor, üzerine biraz da reçel koyuyoruz.Çay biraz sıcak.Dikkatli içelim.
Tekrar elimizi yıkayıp, dişlerimizi fırçalayalım. Çantamızı alıp annemize el sallayıp evden çıkalım.

KUŞ OLALIM
Her çocuk ne tür bir kuşu canlandıracağına karar verir.Gökyüzüne süzülerek uçar, kanat çırpar.Pelikan ve martılar denize dalıp balık yakalar.Serçeler gagalarıyla solucan çıkarır.Ağaçkakan böcekleri gagalar.Karga korkuluktan ürker.Leylek ağır ağır uçar, tek ayak üstünde dinlenir.

Aygören Dirim'in "Okul Öncesi Eğitiminde Yaratıcı Drama" kitabından alıntıdır.

Canlı Televizyon Draması

Amaç: Korkak-cesur, soğuk-sıcak, büyük-küçük, alçak-yüksek gibi kavramların eğitimini vermek.
Süreç: Büyük grupta küçük grup çalışması

Drama Oyunu: Büyük grup, 3-4 kişilik küçük gruplara ayrılır. Bir grup, televizyon izleyicisi olarak sandalyelerde oturur. Ellerinde hayali bir uzaktan kumanda aleti vardır.Diğer gruplardan her biri birbirine karşıt iki kavramı (cesur-korkak gibi) canlandırmak üzere hayali televizyon ekranına gelir.Birinci gruptaki çocuklar, hareketsiz olarak "televizyon" diye belirlenen yerde dururlar. İzleyicilerden biri "klik" diyerek televizyonu açar gibi yapar. Televizyondaki grup "cesur olmak" ile ilgili hareketler yapar. Bir süre sonra aynı izleyici, bu kez "geç" diyerek kanalı değiştirir gibi yapar. Televizyondaki grup bu kez "korkaklıkla ilgili hareketler yapar.İzleyiciler hangi karşıt kavramların sergilendiğini tahmin etmeye çalışırlar. İkinci grup başka karşıt kavramlarla televizyona çıkar ve rollerini oynar. Tüm oyuncu grupları rollerini oynadıktan sonra, izleyici rolündeki çocuklar oyuncu gruplardan biriyle rollerini değiştirirler.


Tartışma Aşamaları
Zihinde canlandırma: Televizyon oyununda rol alan ve televizyonu izleme rolundeki çocuklar gördüklerini zihinlernde canlandırmaya çalışırlar.
Tanımsal düzey: Çocuklara, oyunun nasıl oynandığı sorulur.Oyundaki tüm karşıt kavramları rol alarak canlandıran çocukların davranışları tanımlanmaya çalışılır. Örneğin"cesur olma" ve "korkak olma" rolunde yapılan davranışların neler olduğu çocuklara açıkça sorulur.
Duygusal Düzey: Birbirine karşıt kavramları canlandırırken çocukların hangi duyguları hissettikleri sorulabilir. Söz konusu kavramlar karşısında ne hissettikleri izleyici rolündeki çocuklara sorulabilir.
Bilişsel Düzey: Drama oyununda çalışılan kavramlarla , insanlar arasındaki sorunlar ve ilişkiler üzerine sorular sorulabilir. Cesur ve korkak olmakla ilgili örnekler verilebilir.
Yaşantısal Düzey: Çocuklara, gerçek yaşantılarında söz konusu olan kavramlara ve bu kavramlara ve bu kavramlarla ilgili yaşantılara ilişkin sorular sorulabilir.
Geliştirme Düzeyi: Tüm grup, genel olarak başka hangi durumlarda , cesur ya da korkak olunabileceğini tahmin etmeye çalışır.Cesur ya da korkak olmanın sonuçları grupla tartışabilir.

Destekleyici Etkinlik
Çocuklar, öğretmenle birlikte , içinde cesurluk ve korkaklık davranışlarının ve ilgili kahramanların geçtiği bir öykü oluşturmaya çalışırlar. Cesur ve korkak olmayla ilgili tekerleme ve şarkılar yaratılmaya çalışılır ve söylenir.

Not: Bu drama oyununun formatı kullanılarak , amaçlar kısmında belirtilen : soğuk-sıcak, büyük-küçük, alçak-yüksek gibi diğer kavramlarla da çalışılabilir.

Prof.Dr. Alev Önder'in Eğitici Drama Uygulamaları kitabından alıntıdır...