11 Eylül 2014 Perşembe

Hehehehehehe Suckeerrrzzzz

Gene bir ton para harcadım. İnternetten alışveriş insanın iliğini sömürür, azizim! O da lazım, bu da lazım diye diye etti mi sana 100 TL? Hem de oturduğum yerden. Hani gezsem dışarıda dolaşsam, beğensem alsam da toplamda 150 TL versem daha az koyacak, sanki. Bunun için bir uğraş, bir emek var ya... bir de parça parça gidiyor ya... herhalde daha az koyuyor...

Siz kızlar dışarı bir çıkışlarında poşet poşet kıyafetle, o kadar para harcamayı başararak nasıl dönüyor sanıyorsunuz??

Ama bir kız dışarıdan elinde kırk tane poşetle döndüyse kesin bir yerlerde ucuzluk vardır, onun altını iyi deşmek lazım. Yoksa hiçbir dişi (eski paralarını şöminede yakacak kadar zengin olanlardan bahsetmiyorum) indirimsiz ortamda parasını o gömlek senin, bu pantolon benim savurmaz. Hiç görmüşlüğüm yoktur. O paraya hem o gömleği, hem de yanına şu köşedeki beğendiği çok trend kolsuz bluzu alabilecekken olmaz.



Aslında hani aldığım şeylere bakınca 100 TL abartı miktarlarda ucuz geliyor... iki tane cüzdanlımsı telefon kılıfı, iki yedek pil, bir powerbank (Türkçedeki esas karşılığını google amcaya sormaya üşendim, mazur görün), bir şarj aleti, bir de bir liralık çiçekli küpe. O küpe oraya ne alaka nereden karıştı diye sormayın hiç, sadece tipi çok şekerdi. Aslında tırnak boyama aygıtları da mevcuttu lakin kendimi tutmayı başardım; bugünkü irademe yüksek hayranlık besliyorum.

Zaten karnım birkaç saattir aç; ama hiçbir şey de yemedim, çünkü bu saatte yersem bana yol, su, selülit olarak geri döneceğine adım gibi eminim. Yoksa diyette olmamla hiçbir alakası yok. Vallahi bak!






**********************


Nefretlik böceklerden ve sevimli örümceklerden bahsederken unutmuşum geçen gün; büyük olmasına rağmen öyle çok korkup tiksinmediğim nadir bir böcek olan peygamber devesini es geçmişim. Haksızlık etmişim biraz kendisine; bence çok sevimli bir hayvandır. Özellikle de feministlik miktarını çok sempatik bulurum. Bilirsiniz; erkek peygamber devesinin dişisinden beş kat ufak olması ve çiftleşme sırasında dişinin, kafası ve kolları olmasa bile çiftleşme yeteneğini kaybetmeyen inanılmaz yetenekli erkeğini yemesiyle ilgili bir şeyler, işte... böcek dünyasında sıradan bir gün.

Kendisine ettiğim haksızlığı telafi etmek için burada böyle ufak bir yer ayırmayı uygun gördüm; hani "yeşil dev" adı altında...

Suratını şeyettiğimin meymenetsiz sevimli minyatür hilkat garibesi...





Surata bak, surata... salak.. bakayım, vallahi salak. 



*******************


Acilen bir kara çarşaf edinmem lazım. İmana geldim, dinimiz amin... diyecek halim yok tabii ki; ama bu cadılar bayramında giyecek mükemmel bir kostüm buldum.




Bilenler bilmeyenleri esefle kınasın; bu arkadaş Hayao Miyazaki'nin Spirited Away filmindeki en sevdiğim karakterdir. No Face... yani "yüzsüz"... yavrum çok sevimli bir şeydir. Ama ağzı o maskenin orada değil. Teknik olarak kostümü giymekte olan insanın omuz-göğüs hizalarına gelebilecek bir yerde, maskenin altındadır bu canım yaratığın ağzı, kanmayınız.

Ve bence kesinlikle dünyanın en harika cadılar bayramı kostümü. Zaten boyayacak bir surat görünmeyeceğinden rezil etme riski yok, bir kere. Tek sorun, dışarıyı nereden göreceğimiz. Galiba bu durumda ağız boşluğundan olacak.




Unutmadan; en yakın çarşaf mağazası nerede, demiştiniz? Bir de uzun siyah eldivenler... ama onlar da tesettür şeysilerinde bulunur, herhalde. Olmadı artık kendim dikerim!


********************


Hani bazı şeyler vardır görünce bazı insanları anarsınız, alırsınız, verirsiniz ve yüzlerindeki ifadeyle korkunç miktarlarda eğlenirsiniz. Minion'ım, burada fena halde seni andım şu an.







Kulakların çınladı, değil mi? Değil mi?? Çınlamadıysa seni minion'lıktan men ederim. Şunları benim bile yiyesim geldi lan!

Hehehehehehe suckeerrzzzzzz.....







*******************


Ve bugün günün bombası babama...

"Naber kızım nasıl gidiyor dersler falan nasıl serviste?"
"Öfff hasta öyküsü almam lazım baba ya bir de yazıp geçirmem lazım sınavda onları vericez gerçi galiba yeterince iyi öykü aldım sayılır ama..."
"N-ney, bir dakika, neyin ölçüsü; ne ölçüsü alıyorsunuz kızım serviste?"
"Ne ölçüsü lan öykü öykü! Hikayeee!!"
"Haaa ben de dedim hastanın neyinin ölçüsünü alıyorlar ne iş neyin ölçüsü bu...."

Ve haklı tepkim:

Evet baba biz hastanın yanına gidip en boy hastanın ölçüsünü alıyoruz, hani olur ya Tabutçu Recep'e gerekir diye!! Lazım olursa hiç sesini yormasın; o kadar bağıracak, "Servet! Yengenin boyunun ölçüsünü al..."

Tövbe yarabbi...

4 yorum:

  1. Noonim hani internet alışverişi ya 100 liraya çok sey almışsındır ben öyle tahmin ettim şu an. Ve cidden bayağı bir şey almışsın XD. Peygamber develerinin böyle olduğunu bilmiyordum doğrusu hani aydınlandım mı yoksa başka bir şey mi yaşadım bilemedim. Baba kız olarak da çok komiksiniz noonim ama annenin yeri ayrı bence. Servet yengenin boyunun ölçüsünü al mı hahahaahahah ahh ya gece gece güldürdün noonim beni çok sağol. Çarşaf olayına gelince bence çok güzel bir kostüm olacak beğendim yani. :) son olarak ben o çocuğa bittim gif olan öldüm yani

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. peygamber develeri gerçekten çok şeker böcekler ya seviyorum kerataları. bir keresinde bilgisayarda dizi izlerken bir tanesi pencereden uçarak gelip yastığıma konmuştu. bir süre bakıştık kendisiyle. o zamandan beri çok severim kendilerini.

      Sil
  2. Miyazaki <3 ben <3 o filmi birine verip kaybettiği gerçeği....

    Kimse bilmesin ama aynı zamanda alışveriş <3 ben... Nedense bu gerçekten utanıyorum...


    HARUUUUUUUUUUUUUUUUUU

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haru mu? Haru kim lan? o.O Haku'dan mı bahsediyorsun? Nigihayami Kohaku Nushi... ve bu ismi tek sefer duymama rağmen asla unutmadığım gerçeği... OTL

      Alışverişten utanma dostum, o bir kadının hayatının anlamını dokuz harfte özetleyen mükemmel bir şeydir!! *u*

      Sil