Cruel City etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cruel City etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kore Dizileri v3 :)


Arayı çok açmışım ayol! :)
Bu kadar çok klişe varken ve bu seri için malzeme üstüne malzeme çıkarken benim yazmamam ayıp olmuş :)
Kore Dizileri serimin ilk gönderisini burada, ve ikinci gönderisini şurada bulabilirsiniz efenim :)
Bu sefer izlediğim dizilere göz attığımızda listenin gittikçe kabardığını görüyoruz :)

Bachelor's Vegetable Store
Bad Couple
Can You Hear My Heart?
Can We Get Married
City Hunter
Coffee House
Coffee Prince
Cruel City
Dating Agency
First Love of a Royal Prince
Five Fingers
Flower Boy Next Door
Lie to Me
Love Rain
Prosecutor Princess
Wild Romance
Personal Taste
I'm Sorry, I Love You

Klişelerimize başlayalım:

* Bir sevgi göstergesi olarak;  yara bandı-merhem-ne idüğü belirsiz solüsyon ve kulak temizleme çubuğu! (Ve de üfff! üfff! üflemesi)
Hemen her dizide bi' -kaç kez- yaralanma yaşanır.
Genelde bu yaralanmalar çok yüzeysel olup aşık çiftimizden biri bi' koşu eczaneye gidip yukarıda saydığım malzemeleri alır :)
Sonra da sevdiceğinin yarasını -dokunsalar kırılacakmış gibi- nazik ve yavaş hareketlerle temizlemeye başlar aşık kızımız/oğlumuz :)
Bu temizleme olayı, bizim kulak temizleme çubuğu dediğimiz çubukların ne idüğü belirsiz bir solüsyona batırılmasından sonra yara (çizik demek daha uygun) üzerinde hafifçe gezdirilmesiyle gerçekleştirilir.
Unutulmaması gerekilen en önemli nokta; temizleme işlemi yapılırken dudakların üçyüzotuzüç pozisyonunda ''üfff! üfff!'' diyerek çiziğe üflemesidir :)
Yakmasın, kıyamam sanaaa!!! anlamına gelir bu hareket :) Aşkın derinliğini gösterir :)))
İşlem tamamlandıktan sonra -ki, işlemin başlamadan önceki haliyle bittikten sonraki hali arasında yaraya bakıldığında hiç fark yoktur- üzerine yine aynı nazik hareketlerle yara bandı yapıştırılarak ''sevdiceğime aşkımı gösterdim'' gösterisi tamamlanır.
Yara bandı deyip geçmemek lazım! Bant, tende belli olmayacak çeşit bir bant olur genelde.
Yani; adamlar kozmetikte olduğu gibi yara bandı rengi-çeşidi konusunda bile aşmışlar efenim :)))

*Islak havlu olmazsa olmaz.
Adam dövmek için değil efenim, ateş düşürmek için :)
Hemen her zaman birilerinin ateşi yükselir, bilinçsiz bir şekilde uyur. Sevdiceğin alnına soğuk suda ıslatılıp sıkılan havlu yapıştırılır. Bu işlem tekrar tekrar yapılır. Hastalıklara takıntılı adamlar, cidden. İlgilenmeyi de sevginin göstergesi sayıyorlar işte. Sevgi gösterme özürlüsü oldukları ve normal sözcüklerle sevgilerini gösteremedikleri için... :)))

* Karaoke! Ohhhh yea! :)))
Bakın bu kısım çok önemli :)
Her dizide karaokeli bölüm muhakkak vardır :)
Bu arkadaşların hepsinin içinde mikrofon sevdası vardır ve karaoke odalarında bu sevdalarını bir nebze olsun dindirirler :))) Hepsinin içine bi' yerlerde şarkıcı yatmaktadır. Ama tabisi de kahramanlarımızdan birinin sesi her zaman bülbüldür ve şakır.
Hepsi şarkı-türkü hastasıdır. İçer içer-kafayı çeker sonra da bangır bangır şarkı söylerler :)
Ağlarlar filan :) Aşk acısını şarkı sözleriyle dindirirler...
Evlerde de vardır bu karaoke sistemi ama elbette sadece zenginlerin evlerinde...ahahah ''pis fakirler'' karaoke bile yapamıyorlar evlerinde :)))

* Çözülemeyen sorun: paça boyu!
Karakterleri izlerken lütfen gövde kısmına bakınız. Bakışlarınız aşağıya kaydığı an sırıtmaya başlarsınız :)
Şöyle düşünün; iş adamı, en ciddisinden. Holdingleri sıra sıra dizmiş, işi başından aşkın, sorumluluk desen öyle böyle değil. Adam toplantıya giriyor. Jilet gibi ceket üzerinde ama...ama...pantolona baktığında paçaları sanki kumaş yetmemiş gibi beş santim yukarıda :)
Ayaklar da bebek mezarı gibi olduğundan...allam allaaam! O görüntü insanı mahvediyor.
Günlük kıyafetleri de böyle bunların :) Adam bilmemne marka ile baştan aşağı döşenmiş ama döşenme sırası ayak bileğine yaklaşırken bi' arıza yaşanmış ve orası çıplak kalmış...
Ayakkabılarla döşenme işlemi tamamlanmış ama işte o beş-altı santimlik boşluk var ya; çözemiyor adamlar bu sorunu :)
Elbette bu sadece erkek karakterlerin sorunu.
O paçaların ayakkabıya kavuştuğu gün bence Kore'de moda devriminin yapıldığı gün olacak :)

*Odayı nemlendirmek önemlidir.
Zenginlerin evinde -özellikle yatak odalarında- oda nemlendirici aletler bulunur. Böyle havaya püfür püfür buhar üfürür :) Sürekli takılıdır fişe. Kanımca A+++++ enerji tasarruflu yoksa para yetmez :)
Havanın kuru olmaması hem nefesleri için hem de ciltleri için çok önemlidir. Kısaca ''nemlenmek'' önemlidir.
Tahmin edebileceğiniz gibi ''pis fakirler''in evinde bu türlü cihazlar bulunmaz :)
Ahahahahah
Yok böyle bi' zengin-fakir uçurumu :)

*Sigara mı? O da ne? :)
Hiç bir ''iyi'' karakteri sigara içerken göremezsiniz! :) İçkiyi su gibi içerler. Genci-yaşlısı soju şişelerini peşpeşe lıkır lıkır götürürler ama konu sigaraya gelince ''tü-kaka!''.
Yok yeaaa! :)
Konu ''kötü adam, mafya, vs.'' ise o zaman işte sigara görünebilir. Sigara içen kesinlikle iyi değildir :)
Sigarayla savaş var sanırım Kore'de.

Neyse :)
Tüm klişeleri burada kullanıp seriyi öldürmeyeyim, birazını da bir sonraki gönderiye saklayayım :)

Burada gönderime son verirken, aşağıdaki fotoğrafa bakıp bakıp ''Ah uleyn ah!'' diyorum :)
Dünyaya doğru zamanda ama çok yannış ülkede gelmişim :/
Ben böyle şansın, bahtın, kaderin...


Hanimiş: hadi yine iyisiniz, sayemde sevaba girdiniz :)))
Asdfghjklkjhgfdsasdfghj
Görsel: Google Images
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...yavrum seni layk ettim...