
Böyle güzellikleri hep internette gördüm. Gözüm alıştı da bana yakışacağı aklıma bile gelmezdi. Her şey annemin bir fularlı tacı fularını çok beğenip, söküp almasıyla başladı diyelim. O fularını aldı, atılmaya kıyılamayan tacı da bana kalmıştı. Sonra, şu dizi yok mu "Hanımın Çiftliği". Çok severek izliyorum ama bütün zevkimi alt üst etti. Oradaki cici minik şapkalara bayılıyorum. Bu aralar da moda tabi, şarkıcılar takınıp duruyor minik şapkaları saçlarına. Çok beğeniyorum ama takabileceğimi düşünmüyorum, şöyle şapkadan az küçük, çiçekten az büyük ve kalıplı bişey yapsam dedim kendi kendime. Öyle de oldu, bu olayların hepsini birleştirince şu siyah renkli taç çıktı ortaya. Annemin atılmayan artık tacı, internetteki kokoş taçlar ve Güllü pardon Serap Hanım'ın şapkaları beni bu taçları yapmaya itti (ismini değiştirdi ya o:).
Bir gün bu siyahını takıp Tekirdağ'da gezmeye çıktım tepkiler şöyle oldu:
liseli kızlar bana tuhaf tuhaf bakıp kikirdeştiler,
erkekler beğenerek uzuuun uzun bu ne garip süslü bir anne diye düşündüler muhtemelen,
hanımlar tacı beğenip bu nasıl bişey - bu kız düğüne mi gidecek, nereye, ne takmış bu tacı? der gibi baktılar. Ben de içimden Güllünün dediğini söyledim. "
Amaaaan, arkamdan ne derlerse desinler, yüzüme karşı hanfendi deycekler yaaaa:)" Tekirdağ gezmem Prensen Bijuteri'de bulduğum %50 indirimli aldığım birsürü sade ve süslenmek isteyen taçlarla bitti. (Siteleri güncellenecekmiş bu arada ama indirim haberimi tıklayarak doğrulayabilirsiniz elbette.) Bense devam ettim taç süslemeye ve bu leoparlı çiçekli tacı da yaptım. Hatta ve hatta şapkalısı bile var ama o yarın ya da öbür gün:) takipte olun anacııım:)