acoustic etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
acoustic etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
0 com

Western Skies Motel - Caravan (2025)

0 com

Valotihkuu


0 com

Peonies - Infinity Has No Exits (Sloow Tapes, 2008)





Sloow Tapes etiketi ile 2008 yılında, kaset formatında sadece 100 kopya basılan bu albüm, dinleyecekleri tribal bir dünyaya sokan, bir nevi bireysel bir meditif töreni.. Çok nadir bir albüm. Gürültülü yanının yoksunluğunu, uzun süreli kayıtlara veren proje, Peonies, United States & Belçika sularından.. Rahat kaydedilmiş, şarkı trafiklerinde, popüleriteden çok uzak tadları sevenlere.. 





The number limit has expired




1Infinity Has No Exits
2Glimpse Into Bricks And Bones
3Asleep Within The Awake


Limited Download: 9
0 com

Ben Gortmaker - All's Lost, All's Found (2010)





Gulf Stream ya da Körfez Akıntısı, Kuzey Atlantik Akıntısı'nın bir parçası olan, Meksika Körfezi'nden başlayıp İngiltere'nin kuzeyine kadar devam eden sıcak su akıntısı. Kuzey Ekvator Akıntısı'nca beslenir. Avrupa'nın kuzeyindeki iklimi yumuşatarak yaşanabilir kılar.

Akıntı'nın Meksika Körfezi'ndeki hızı 3,5 knot (6,5 km/saat) olarak ölçülmüştür. Buradaki debisi 30 milyon metreküptür ki Missisipi Nehri'nin birkaçyüz katıdır. Hatteras Burnu'nda hızı 1 knot'a kadar düşer. Kıta sahanlığından akan akıntının sıcaklığı Kıtanın sahilinden akan soğuk güney akıntısıyla 'Soğuk Duvar' adı verilen yapıyı oluşturur. Burada akıntının derin mavi suları diğer sulardan rahatlıkla ayırd edilebilir. 

Körfez Akıntısı'nın en temel etkisi, Avrupa'nın kuzeybatısının ısınmasını sağlamasıdır. Matematik konumu düşünecek olursak, Kuzey Avrupa Sibirya ile aynı enlemdedir. Ancak akıntı, Kuzey Avrupa'nın, özellikle de İngiltere'nin ikliminin ılıman ve nemli olmasını sağlamaktadır. Bölgede limon ve çeşitli astropik bitkilerin yetişmesi buna bağlıdır.







Limit Tüketildi / Sold Out












Limited / Limitirvi: 13
0 com

Tram - Heavy Black Frame (Piao! 1999)



Kolektif depresyon sessizliği

İnanmayacaksınız ama bir süredir içimde kelimeler bitti. Uzun bir suskunluk arzusu taşıyorum. Üstüme doğru gelen onca bilgi, onca haber, onların oluşturduğu sayısız duygu ve bütün bunların beni sürükledikleri değişken ruh hallerinden yoruldum galiba...

Böyle kelimelerden sıkılmış bir günümde yazı yazmak için bilgisayar başına oturunca aklıma John Cage’in 4’ 33’ adlı sessizlik performansı geldi. 1952 yılında müzisyen John Cage herkesi şaşırtan bir sessizlik bestesi ile çıkmıştı izleyicilerin önüne... Bu şaşırtıcı bestenin sonraları çok tartışılan ve müzik tarihine mal olan ilk performansı David Tudor tarafından 1952 Ağustos’unda Woodstock, New York’ta gerçekleştirilmişti. Tudor sahneye çıkarak piyanonun başına oturmuş ve kapağı kapatarak parçanın başladığını işaret etmişti. Bir süre sonra, birinci bölümün sonunu ifade etmek için kapağı açıp kapamış ve bu hareketini ikinci ve üçüncü bölümler için de tekrarlamıştı. Parça boyunca Tudor tek bir nota bile çalmamış, kasıtlı bir ses çıkarmamış ve bir kronometre tutarak sadece nota kağıtlarını çevirmişti. Bu performansın yarattığı büyük tartışmanın ardından şöyle demişti John Cage:

“Bir noktayı kaçırdılar. Sessizlik diye bir şey yoktur. Sessizlik diye düşündükleri şey rastlantısal seslerle doluydu, ancak onlar dinlemeyi bilmiyorlardı. Birinci bölüm boyunca dışarıdaki rüzgârın kımıltılarını duyabilirdiniz. İkincide, yağmur taneleri damda pıtırtıya başladı. Üçüncüdeyse insanlar bu kez kendileri konuşmaya, dışarı çıkmaya ve bu sırada türlü, ilginç sesler çıkarmaya başladılar.”

John Cage kadar sanat cesareti taşısam ya da Tarık Günersel gibi bir tarzım olsa bu hafta boş bir köşe sunmak isterdim size. O boşluğa bakıp düşünmeniz için... O düşünceler sizi şaşırtan beyazlığı ne güzel doldururdu kim bilir?

İçimde kelimeler tükendi dedim ya, bunun üzerine düşünüp duruyorum şimdi... Gündemi, haberleri filan takip etmek istemiyorum bir süredir. Geçenlerde yazmakta olduğu gezi kitabı için benimle söyleşi yapan Amerikalı yazara da öyle dedim. “Bana Kıbrıs müzakerelerini soruyorsunuz ama ben onlarla ilgilenmiyorum ki. Bir şirket kurma pazarlığını andıran bu toplantılar en baştan içimi acıtıyor. Bir ülkenin geçmiş yaralarını iyileştirme, yeni bağlar kurup barışma, ülkenin insanlarının da aktif katılımıyla oluşacak bir barış süreci, yeni bir hayat tahayyülü göremiyorum. Buna bezginlik diyebilirsiniz ama benim için adı sadece sessizlik. Bu rahatsız edici gürültüye, ait olmadığım anlayışa ve dile katılmadan yeni yollar arama çabası...”

Birileri bunu bir çeşit sinizm, sorumluluktan kaçma kaypaklığı olarak görebilecektir ama hayat, ta çocukluktan itibaren bize alıştırıldığı gibi sadece Kıbrıs Sorunu demek değil. Aslında Kıbrıs Sorunu da görüşmeler demek değil. İki insan arasında da bir mikro modelini görebileceğimiz bazı gerilimler, duygular, korkular, ihtiraslar, yıkıcılığa ve yapıcılığa dair dürtüler ve insan olmaya dair her türlü durumla ilgili...

Çok acılar yaşanmış, ölen ölmüş giden gitmiş ama yine de hayat sürüyor. Geçmişin onca ağırlığını ve geleceğin belirsizliğini taşıyarak sürüyor ama... Geçmişle yüzleşilip bir gelecek projesine sahip olunmadan düze çıkmak mümkün mü?

Belki de en baştan yanlış olanı düşünmek lazım. Sistemin kendisi barışı inşa edebilecek bir sistem değil ki... Sistemin yarattığı insan tipi barışı kucaklayacak bir insan tipi değil ki... Kıbrıs sorunu bir kapitalizm sorunudur. Aslında mesele bu kadar basit... Ve bir o kadar da karmaşık…

Taraflar kendi çıkarlarını en iyi şekilde korumak savıyla oturdukları o masalarda bizim ülkemize ve geleceğimize dair kurduğumuz romantik hayallerle ilgili değiller. Bu ülke zaten bizim filan da değil.

Ara Bölge’de yürüyordum Downer’in çok beklenen basın toplantısı öncesi… Rastlayıp sohbet ettiğim herkesten de hissettiğim bu oldu. Kolektif bir depresyon yaşanıyor sanki. Belli ki yalnız değilim.

Hem kelimelerden bıktığımı söyleyip hem de yazı boyunca yaptığım bunca ukalalıktan sonra benden bir Pazar günü hayata dair dişe dokunur kelimeler bekleyen sizlere şunu söylemek istiyorum.

Yazı masumiyetini çoktan yitirmiş, pek çok yazar çoktan teslim olmuş. Kelimeler daha çok da bizi kandırmak, gözümüzü boyamak için iş başında...

Bunca kirlenmişlik içinde size sunabileceğim sadece içtenliğim. Bu dünya fena halde canımı acıtıyor her zamanki gibi. Hayatı seviyorum; hem de çok... İyi ve güzel zamanların, bunca kirlenme ortasında kendini korumaya çalışan insanların değerini biliyorum; o başka...

Sessizliğe ihtiyacım var... Kendimi işitebilmek, yalan korolarına dahil olmamak için. Susma hakkımı kullanmak istiyorum. Rüzgârın, ağaçların, kuşların, böceklerin, dünyanın sesi işitilebilsin diye...


Neşe Yaşın / Birgün Gazetesi / 13 Mayıs 2012





Limit Doldu / "limit has been reached"



Tracklist:


1 Nothing Left To Say
2 Expectations
3 I´ve Been Here Once Before
4 Like Clockwork
5 Home
6 Too Scared To Sleep (Album Version)
7 High Ground
8 When Its All Over
9 Reason Why
10 You Can Go Now (If You Want)



Drums – Nick Avery
Guitar, Bass, Clarinet, Harmonium, Percussion – Clive Painter
Mastered By – Steve Rooke
Piano, Keyboards – Bill Lloyd
Producer – Clive Painter, Paul Anderson
Vocals, Bass – Martine Roberts
Vocals, Guitar, Keyboards, Percussion – Paul Anderson





Limited Download / Sınırd: 28
0 com

Fennel - A Leap Across A Chasm (2010)



Biri açık renkliydi, diğeri koyu..

Hava güneşsiz, bulut ise belirsiz. Farketmemiştim. İlk onları, tanıyamadan yanımdan geçtiklerin de, faketmiştim. Gülmek bana yakışmıyordu..

Nasıl yüzümü, saçlarıma doğru gerdiysem de, olmuyordu. Beceremiyordum. En fosforlu rengimi, isteyerek yüzüme yapıştırsam da, olmuyordu. Olamıyordu. İsteksiz ya da mecburi değildim ama yakışmıyor ve yapışmıyordu. Olmuyordu işte, olamıyordu.

Evlerinin önünden geçtiğim o gün ise havada ki yakıcı sarılık ensemi ve sol yanımı  kavuruyor, esmerleştiriyor ve sokaklarda ki hiç kimsesizliğin farkına vardırtıyordu. Oysa içim üşüyor, çiçeklerim ise kuruyordu. Balkon yok, saksılar da yok ama evin camları çoktu. Tıpkı, yüzüme yapıştıramadığım camlarımın çokluğu gibi.. 

Ekşilik saçan yüzüme son bir kez baktım. Kupkuruydum. Koca bir burnum, bol kıllı boynum ve ufacık kalan önlüğüm kadar kısa ve kısaydım. Dört tekerlinin yanına gittim ve bir zamanlar "ne olursa olsun, seni bekliyorum.." diyen için, kırmızı kurdelayı, elimle ittim. Çıkan ses, tıpkı "o gün" bana, bugünün olucağını söylediği gibiydi. Solmuştum. Hem de, dönüşü olmayan bir solmuşluk.

Açık renkli, bir bana sonra da kapı içinde ki koltuğa baktı. Tebessümü ve koyu renkliyi elden bırakmadan, içeriye adımını attı. Dört tekerlinin gür sesi içimi, etraftakilerin tiz sesi ise başka yerlerimi acıttı. Arkalarından, sokağın köşesinden kayboldukları halde, bakakaldım. Film şeridi kafa derimden akamadı ama bebeklerim ise yıllardır hiç kurumadı..

Açık renklinin önünde ki duvak, koyu renklininkindeyse, kabarık bir salkım havalanıyordu. Midemi kaldırdım, kulaklarımdan akıttım.

Dağılmıştım.











Limited Download: 72
0 com

The Phantom Carriage - Late Comers (2007)



"Acı" kavramını yaşamın anlamına, ahlakın ve erdemin merkezine yerleştirerek "hazcılık" (hedonizm) öğretisinin tam karşısında yer alan fikir birliği: Dolorizm. Julien Teppe öncülüğünde kurulan "acıcılık" öğretisi, insanın özgür ve güçlü bir varlık olarak yaşamını sürdürebilmesi için "haz"dan uzaklaşıp, "acı"ya katlanması ve onu yüceltmesi gerektiğini öngörür. Kaynağını yoğunlukla "kinizm" akımından alan "acıcılık", Teppe ve arkadaşlarının yayınlamış olduğu Revue Doloriste adlı dergi ile Bir Olağandışılık Savunusu: Acıcılık Manifestosu (1935) ve Acının Buyurganlığı (1936) adlı yapıtlar yoluyla tanınıp yayılmıştır.





The Phantom Carriage - Late Comers

limit has been reached


limited:30

0 com

Elm - Nemcatacoa (Sweat Lodge Guru, 2011)


"Reçete iddiasındaki kişisel gelişim kitaplarındaki önerilere genellikle kuşku ile bakarım. Ama gündelik yaşamın bazı anlarını daha iyileştirme için ipuçlarına ihtiyacımız da orada duruyor.
Reçetenin etkisinin sınırlarını bilerek, hayatın sırrını kimsenin bir başkasından daha iyi çözemediğini hatırlayarak okunması dileğiyle. Kimseye bir zarar vereceğini sanmıyorum. ‘’Zaten dünyada ne kadar saçma şey varsa, ‘ne zararı var ki?’ diyerek yapılıyor’’ derseniz, size de hak veririm. Bu bir pazar yazısı.

1. Yazarak düşün (el ile yazmak otomatik bir süreç olduğu için yazma için ayrı çaba gerekmez; el hareketleri ile beyinde yarattığın aktivite dil/düşünce bölgelerini aktifleştirir).
2. Karşıt görüşte birisinin fikirlerini dinle, benimsemeye çalış. Şikâyet eden birisine kulak ve hak ver (ki seni harekete geçirsin).
3. Roman oku (başkalarını anlamayı öğrenmek, farklı perspektifler edinebilmek için eşsiz bir fırsat).
4. Sürüncemede bıraktığın herhangi bir işin ilk bölümünü yap (büyük projelerin adamı olmaktan vazgeç ki büyük projeler yapabilesin).
5. Yapmayı tasarladığın işe kafandaki bitmiş halinden başla; süreci geriye doğru sararak adımları belirle (sürecin değişik yöne gitme olasılıklarını daha iyi görmeni sağlar).
6. Bugüne gelecekten baktığında bugün yaşadıklarını nasıl hatırlayacağını tahmin etmeye çalış (insanlar geçmişi o sıradaki hislerinden daha olumlu hatırlar).
7. Vücudunu ve ellerini kullandığın işlere zaman ayır (bulaşık yıka, yerleri fırçala, kitapların tozunu al, bahçe çapala).
8. “Yapsam mı acaba?” diye tereddüt ettiğin bir şeyi yap (uzun süredir aramadığın birisini aramak aklına geldiyse, ara, ihmal etme; ziyaret etmen iyi olur diye düşündüğün sıkıcı bir aile büyüğünü ziyaret et).
9. Bir seferde bir iş yap (bir yandan televizyon seyredip, bir yandan yemek yeme… Bir tercih yap).
10. Güneşin batışını ve doğuşunu izle (içinde yaşadığımız doğanın varlığını hissetmek için iyi bir yol).

10+ 1. Gideceği yer yolunun üzerinde olmasa da birisini (araban var ise) evine bırak (fazladan, yapmak zorunda olmadığın bir şey yap)."


Yankı Yazgan / 19 Şubat / BirGün



Limit Doldu / "limit has been reached"


A1Nemcatacoa
A2In The Shadow Of Red Rock
A3Silver Dust In Moonlight
A4Arc Of Wisdom
B1Sacrament At Dusk
B2Breath Of Midnight Still
B3Covered In Blankets And Moss
B4Three Rings Drawn In Sand


Limited Download / Sınırsal: 26
0 com

Able - Episodes Of Bravado (Rope Swing Cities, 2007)



Uyumak, uyumak, uyumak.. hep ama hep uyumak.. Arada bir uyanmak ve sonra yine uyumak..
Sessizlik.. hep sessizlik daimi ve hiç olmadığı kadar sessizlik.. Kimseyi görmek istememek.. ve hiçliğe doğru gidişin, tüketişin, tükenişin, tükenişlerin, en azapsız, en berrak tek tanığı olabilmek.. Yılları.. nasıl, ne için, neden çürüttüğünü bilmemek, bilememek.. Anlayamamak ve eldeki o koca boşluktan içeriye gizlice girmek.. 90'a merdiven dayayıp, dayanıpta yıkmak belki de.. Bütün olanları sorgulamak, yok etmek, temize çekmek.. Faydalı, faydasız! İyi ve kötü olan bütün sürprizlere açık olmak. Kaybetmemek.. o ruhu hiç kaybetmemek ve geriye çekmek.. Nedenini hiç düşünmeden geriye çekmek ve kendini ileriye itmek.. Heyecan ? Kime veya nere karşı ? Bilemiyor.. ve hiç kestiremiyorum.. Neyi isteyip, istemediğimi de..

Ama sen olmasan.. sen de olmasan be güzellik.. İşte o zaman yolcu, yolun da gerek.. Birebir hissiyatımın denizin de sürüklenmek de, işte böyle bir şey olsa gerek..

Sadece.. sadece seni kendime.. geri kalan herşeyi ise onlara bıraktım..



Able - Episodes Of Bravado (Rope Swing Cities, 2007)


0 com

Midlake - Acts of Man / "Long Way From Home" Istanbul Acoustic Sessions


Boğaz Manzaralı Midlake. İstabul'un yeni video oluşumu "Long Way From Home" ndan
0 com

Ychorus Volume 61



Ychorus Volume 61
Tracklist:
Sylvain Chauveau - Mineral
Arto Lindsay - 4 Skies
Michael Gira - Where Does Your Body ?
Jerzy Milian - Moon Hustler
David Sylvian - Nostalgia
Mark Hollis - The Gift
Alexander Veljanov - Fragile Little Thing
Gonzales - Armellodie
Hanne Hukkelberg - Salt Of The Earth
Piana - Muse
Talkingmakesnosense - For The Sake Of This
Linda Perhacs - Hey, Who Really Cares?
Montauk - 1986 (Part 1)
Soul Whirling Somewhere - Little Gaze
Vashti Bunyan - Feet Of Clay
Max Richter - From 522 W Elm Street, Logan Illinois (Snow)
Toz ve Toz - Buz Kadının Çanları
Mazzy Star - Cry Cry
Oystein Sevag - White Wings
Tor Lundvall - Yule Song

Kışa girerken.. bizlere giremeyen, gerçekleşemeyen düşlere, umutlara ve sandal yolculuğuna.. Bir yere kıvrılmadan hemen öncesi fon da çalınmak üzere tasarlandı. Öyle yapın ki; dibe inmeden önce, su üzerin de tekrar buluşalım..



Siklamen

Siklamen, Myrsinaceae familyasından Cyclamen cinsini oluşturan yaşam alanı orman açıklıkları ve kayalık alanlar olan çok yıllık yumrulu bir bitki türlerini ortak adı.Tavşankulağı, buhurumeryem, Mormilik şeklinde de adlandırılır.

Boyu 5-20 cm civarındadır ve Şubat - Nisan aylarında çiçek açar. En belirgin özelliği, kalp veya böbrek şeklindeki yapraklarıdır. Beş parçalı olan çiçekleri beyaz, pembe ya da koyu pembe renkte olabilir.


0 com

Ychorus Volume 60


Güzel, güzel, güzel dinlemek adına, yeni keşiflerin kapı gıcırtısı nedenliliği altında güneşlenmek ve bulutsuzluk istemiyle yanıp tutuşan bedenlerin yoksunluğunu tattırmak, hissettirmek adına..
İndirin..



Ychorus Volume 60
Tracklist:
Accrual - Kingsdom Of Leaves
Abandoned Toys - Flickering Embrace
Murat Hasarı - Yansıma
Gamza Project - Gamza Project
Animal Collective - Fireworks
Mother And The Addicts - 10 Carthage
Sam Prekop - Chicago People
Fago Sepia - Huit
Fanfarlo - Devil Town
Phranc - Goofyfoot
Alexander Tucker - Hag Stones
Her Space Holiday - The Doctor And The DJ
The Lightning Bug Situation - Hitting's Not Very Effective When You Don't Have Much Of A Punch
Toz ve Toz - Kekik Sokak
Michael Hurley - Be Kind To Me
Low - Hatchet (Optimimi Version)
Sandro Perri - Family Tree
Stars Of Stage And Screen - Silver Memories
Swans - Failure
Mask - Yaşlanıyoruz Galiba




1 com

Ychorus Volume 59


Ve efsanevi toplamaların serisi geri döner..

Sonores - 16th Of June
Audrey - We Thought We Were Ghost But We Are Feathers
Slowdive - Country Rain
DDR - Roanald Reagan
Ezginin Günlüğü - Sineğin Şarkısı
Howard McGee - The Day After
Ychorus - Yalnızlık
48V - Some Moved To The
İksir - Hadi Beni Sev
Cocteau Twins - Donimo
The Sundays - Joy
Stoa - Cantara (A Tribute To Dead Can Dance)
Ego - Can't You See I Love You ?
Ida - The Braille Night
Jandek - Mostly All From You
Aaron Martin - Karl Rove
Kutu - Here She Comes (Slowdive cover)
Elif Karakaya - Murder Your Darlings
Kanovanik - To Know Him Is To Love Him
Mete Özgencil - Olmalı
Şevket Akıncı - Little Girl Drowned In The Well
Bülent Ortaçgil - Suna Abla
Halves - Take Exact Revenge







2 com

Bronze Horse - Bronze Horse (Oakhill Records LP, 2010)





Koltuk altımızdan yayılan ter kokusu gibi sinmeye başladın yine içim de, ey tutulamayan..

Onlar, bir şeyler anlatmaya devam ederken duyuyor, görüyor, tepki veriyordum. Ama aslında hiç bir şey duymuyor, inilti eşliğin de sadece onlara baktığımı sonradan farkediyordum.. Akışkan güneşsizliğim içimi, iç yakarışlarım ise alın terimi oyalıyor, daha da bocalıyordum.. Günler ve haftalar hatta aylar böyle geçiyorken, tepkizliğimle halıları göz bebeğimle parçalıyor, şemsiyesizce kasırgaya tutulmaya devam ediyordum..

Hiç bir şey değişmedi aslında.. Beni ben gibi anlayan hiç çıkamadığı gibi, seni sen gibi anlayanın da hiç bir zaman, tam anlamıyla çıkamıyacak olması. Bunu biliyorsun değil mi..
Kime mi diyorum ? Bunları an itibariyle okuyan her çift ve tek göze.
(İndir bunu)
305 Kopyalık plak basımı.


Bronze Horse - Bronze Horse (Oakhill Records LP, 2010)

Tracklist:

A1 N° 1
A2 N° 2
A3 N° 3
A4 N° 4
B1 N° 5
B2 N° 6
B3 N° 7
B4 N° 8




2 com

Polypus Sapiens - Sleeper In The Valley (Full Of Nothing, 2010)


Bir şeylerin beni yeniden heyecanlandırmasının ne kadar güzel ve özel olduğunu bir kez daha hissettiğim bedenimden dışarı akan paylaşım isteğiyle yanıp tutuşmaya yeltenen hafızama ihanet etmeden parmaklarımı sunduğum an itibarının tadını çıkarmak adına, elinizin altın da..
Gündüz düşlerinizin fon müziği olabilecek kapasite de olan bu albüm, geçtiğimiz haftalar da, kaset formatın da piyasaya sürülmüş ve toplam 75 adet basılmıştır. Halen bir yerler de satışta olduğunu bildiğimden, edinmek isteyenin araştıracağını da ümitli kurdelalar eşliğin de bekleştiriyorum.


Polypus Sapiens - Sleeper In The Valley (Full Of Nothing, 2008)

1 Pan
2 The Way to Find Those Hills
3 No Past, No Future
4 Warm Shields in the Sky
5 Crystal Garden
6 Imagine Me, and I Will Appear
7 Made of Soil
8 Autumn, Give Me Hope
9 To the North


7 com

Bülent Ortaçgil - Rüzgara Söylenen Şarkilar (1984)




Kendimi sorguluyorum.. Ne diye halen bir şeyler paylaşıyorum burada diye. Gerçekten bunu düşünüyorum artık. Sonu olmayan dipsiz kuyularımın dibin de ne var olduğunu sanıyorum da hala devam ediyorum bir şeylere ve bu çatı altın da sizlerle bir şeyler paylaşmaya.. İyice bittiğimin bir ispatıyım aslında artık. Gram gücüm yok inanın ki artık bir şey paylaşmaya.. Ama içimde ki o nedensiz paylaşım isteği dürtüyor hep beni ve yine de devam ediyorum paylaşımlara.. Bazı şeylerin sonuna geldim artık. Hissediyor ve hiç bir şey yapmadan izliyorum kendimi. Sözün kısası ise..
Döndürüp durduğum ve çok geç elime geçen bu güzelim albümü paylaşmazsam huzursuz olucağımı bildiğim için eylemimi gerçekleştiriyorum. Uuzun süredir bir şarkıyı dinlerken kendimi ağlarken bulmamıştım. Sadece şarkının güzelliğinden ağlamak.. Zor bir şey olduğunu biliyor ve bunu gerçekleştirebilen biriyle bir gün rastlaşmak istiyorum. Sözlere
bakıp ağlamak değil dediğim, anlarsın..
Şarkının adı "Suna Abla", geri vokaldeki ses tonunun ahengine kapıldığım isim ise bir kere daha çok çok üzülerek rahmetle andığım.. "Nükhet Ruacan" ve gitarın baş kahramanlarından "Erkan Oğur".
Piyasa da bulunmayan bir konser albümü..








Bülent Ortaçgil - Rüzgara Söylenen Şarkilar (1984)

Tracklist:



1- yağmur
2- sen ben ve değirmenler
3- mum
4- suna abla
5- kediler
6- sevgi
7- zamana sıkışmış
8- arada sırada düşünür
9- deniz kokusu getiriyorum
10- ak kuşlar kara kuşlar



2 com

Joanna Newsom - The Milk-Eyed Mender (2004)



Aslında tanıdık, bilindik sayılır. Tam adı Joanna Caroline Newsom. Tatlı biri. Öyle arp falan çalıyor işte. Güzel, hatta çok güzel bir ilk albümü var, adı The Milk-Eyed Mender. Sadie de çok güzel bir şarkı. Kulaklıkla sakin sakin dinleyiverin.

tracklist:

01 - Bridges and Balloons
02 - Sprout and the Bean
03 - The Book of Right-On
04 - Sadie
05 - Inflammatory Writ
06 - This Side of the Blue
07 - En Gallop!
08 - Cassiopeia
09 - Peach, Plum, Pear
10 - Swansea
11 - Three Little Babes
12 - Clam, Crab, Cockle, Cowrie

Evet bunu istiyorum!
3 com

Ychorus Volume 58




Ve yepyeni bir toplama ile yine karşınıza geçen bir ben ve yine kapakları hazırlayan, ulaşılmak istenipte ulaşılamayan, telefonu onlarca saattir tamirden gelemeyen natürel bir Barış Malkoç.

Bu sefer cidden daldan dala geçeceğiniz bir toplama oldu. Merak edenlerin eli download'a gideceği için, diğeri için de zaten ne desem boş bir durum olucağı için ellerime kınalar yakıp, arnavut kaldırımlarında bekliyorum olacağım fikriyatlı yazılarınızdan oluşan düşüncelerinizi.. Barış Malkoç hazretlerinin bu sefer bana özel yaptığı kapak çalışmaların da silüetimi görmeniz en büyük kaçınılmaz olasılık.

Tüy dökücü kremlerinizi yeni başlayanların ulaşacağı yerlerde saklamayı ihmal etmeyin ki devamını istesinler değil mi.


Ychorus Volume 58

Tracklist:


Butterglory - The Skills Of The Star Pilot
Cabaret Voltaire - Loosen The Clamp
Flat7 - Smile (Robin Guthrie mix)
Hümeyra - Yüreğim Var
Vitamin - Takmayacaksın
Contriva - Concrete Sleepers
Cursillistas - Dirt Palm Line
Durutti Column - Sketch For Dawn I
Edison Woods - Like A Jewel
John Paul Jones - The Smile Of Your Shadow
Nylas - Love For Free
Audrey - Mecklenburg
Bruno Sanfilippo - Hipnoide
Dykehouse - Signal Crossing
Haggari Nakashe & Goap - Hogs And Kisses, Bye bye
Mount Eerie - I Hold Nothing
Portabot - Out
Stars Of Stage And Screen - Silver Memories
Tickley Feather - Natural Natural
Yugen - Connie & Kim
Kırık Çizgi - Yumak (Eski kayıt)
Kilink - Çocuk Apart
I Am Above On The Left - Gozhx It!
The Carbuncles - Perpendicular
Velocity Girl - I Don't Care If You Go
Bicycle Day - Big Time
Entertainment For The Briandead - Maybe
Dif Juz with Elizabeth Fraser - Love Insane







0 com

Danny Paul Grody - Fountain (2010)


1 - Dawn
2 - Four Years
3 - Well Fisher
4 - Route 1
5 - Hungry/Haunted
6 - Covered Mirrors
7 - Fountain
8 - Eve
9 - Night Blooms
10 - Natural West
11 - Finding Time


0 com

Jónsi - Boy Lilikoi + WNYC Radio 21.01.2010 (2010)



:Tracklist:

- Boy Lilikoi (Album Version)
- Go Do (WNYC Radio 21.01.2010)
- Boy Lilikoi (WNYC Radio 21.01.2010)
- Around Us (WNYC Radio 21.01.2010)

"sebeplen"


.

.

Öpücük