İçeriğe atla

Boze Muharebesi

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Boze (Rymnik-Rimnik) Muharebesi
1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı
1787-1791 Osmanlı-Avusturya Savaşı
Tarih22 Eylül 1789
Bölge
Râmnicu Sărat yakınları ve Siret Nehrinin kolları olan Boze ve Râmnicu Sărat (Rymnik) Nehirleri
Sonuç Kesin Rusya-Avusturya Zaferi
Taraflar
Rus İmparatorluğu Rus İmparatorluğu
Habsburg Monarşisi Avusturya Arşidüklüğü
Osmanlı İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Rus İmparatorluğu Aleksandr Suvorov
Habsburg Monarşisi Josias of Coburg
Cenaze Hasan Paşa
Kemankeş Mustafa Paşa
Güçler
25.000
103 top[kaynak belirtilmeli]
60.000-100.000
80 top[kaynak belirtilmeli]
Kayıplar
500-700 ölü[1] 15.000-26.000 ölü ve yaralı
400 esir
67 muharebe ve 7 kuşatma topu
6 havan topu
100 kadar sancak
Pek çok at ve binek hayvanı [1][2]

Boze Muharebesi ya da Rymnik (Rimnik) Muharebesi (Avusturya kaynaklarında Martinesti Muharebesi diye de adı geçmektedir), 22 Eylül 1789'da Osmanlı ordusu ile Rus ve Avusturya orduları arasında yapılan ve ağır Osmanlı yenilgisi ile sonuçlanan bir muharebedir. Bu muharebe neticesi kuşatma altındaki İzmail, Akkerman ve Bender kalelerinin Rusların eline geçmesi, kuşatma altındaki Belgrad'ın Avusturya eline geçmesi iyice kolaylaştı.[3] Savaşın yapıldığı Râmnicu Sărat Romanya'da bulan bir yerdir, bu bölge günümüzde Buzău (Boze) yönetim birimine bağlıdır. Bu bölgede Râmnicu Sărat nehri diğer adıyla Rimnik (İngilizce ve Rusça: Rymnik; Almanca: Rebnick) nehri olarak bilinen ve Siret Nehri'nin bir kolu olan nehir bulunmaktadır. Yine Siret'in bir kolu olan Buzau Nehri (Boze Nehri) bu yakınlardan geçmekte ve Siret Nehri ile birleşmektedir. Bu sebeple bu muharebe Ramnicu Sarat şehri yakınlarında Ramnicu Sarat Nehri (Rimnik Nehri) ve yakınlarında bulunan Boze Nehrinde yapıldığından Türk kaynakları bu muharebeyi Boze Muharebesi, yabancı kaynaklar ise Rymnik (Rimnik) Muharebesi olarak adlandırmaktadır. Bununla birlikte çeşitli yabancı kaynaklar, bu savaşın komutanı olarak yanlışlıkla Koca Yusuf Paşa'yı gösterirler oysaki Koca Yusuf Paşa Osmanlı kaynaklarına göre başarısızlıkları nedeniyle 1789 Mayıs ayında veziriazamlık görevinden alınıp, haziran 1789'da bu görev Cenaze Hasan Paşa'ya verildiğinden; bu muharebe de Osmanlı Veziriazamı komutasındaki bir ordu ile yapıldığından, bu muharebede Osmanlı Ordusunun komutanı Cenaze Hasan Paşa'dır. Hasan Paşa'ya bağlı Osmanlı süvari kuvvetlerinin komutanı ise Kemankeş Mustafa Paşa'dır.[3]

Focşani Muharebesindeki Osmanlı yenilgisi sonrası Osmanlılar; Rus ve Avusturya Ordusuna büyük bir darbe vurmaya ve kuşatma altındaki özellikle İzmail, Akkerman ve Bender kalelerini kuşatmadan kurtarmaya karar verdi. Bu sırada başarısızlıkların faturasının kesildiği Veziriazam Koca Yusuf Paşa görevden alınarak yerine Muhadiye ve Şebeş Muharebesini Koca Yusuf Paşa ile kazandıran Cenaze Hasan Paşa veziriazam olarak görevlendirilmişti. 60.000 ile 100.000 kişiyi bulan büyük bir Osmanlı kuvveti yeni veziriazam yönetiminde Rusçuk'tan yola çıktı. Ordu öncelikle Fokşani'ye ulaşmayı buradaki Avusturya ve sonrasında Rus kuvvetlerini yenmeyi ve kışıda burada geçirmeyi hedefliyordu.[3] O sırada Ruslar güçlerini kale kuşatmalarına özellikle İzmail üzerine yoğunlaştırmışlardı. Bu sebeple bölgede halihazırda Rus kuvvetlerinin sayısı azdı. Bununla birlikte bu bölge yakınında Prens Coburg kumandasında 18.000 kişilik bir Avusturya gücü bulunuyordu. Avusturya birlikleri bu büyük Osmanlı gücünden Brăila (İbrail) den ve Buzău (Boze) nehri üzerinden geçmeye başladığında haberdar oldular. Acele olarak Ruslardan yardım istediler. Bunun üzerine Aleksandr Suvorov kendi komutasındaki toplam 7.000 askerle 2 günde 100 milden fazla yol kat ederek 21 Eylülde Avusturya birliklerinin yardımına gitti. Ruslar ve Avusturyalılar, Rimnik ve Boze Nehirleri dâhil çeşitli nehirler arasındaki köy, orman ve yerleşim alanlarına Osmanlıların dört kamp kurduğunu tespit ettiler. Osmanlıların bir kampı Martinesti köyünde; bir kampı Targu Kakula'da bir kampıda Bogza köyü yakınlarındaydı; Osmanlı veziriazamının ve ana kuvvetlerinin bulunduğu ana kamp ise Kryngu Meylor Ormanı yakınındaydı.

Avusturya komutanı Ruslarla birlikte toplam 25.000 kişilik bir orduya sahip olduğunu buna karşın Osmanlıların bunun 4 katı bir birlikle geldiğini görünce savunma yapmak ve bu şekilde Osmanlıları oyalamak konusunda bir plan yapmıştı. Ancak yardıma gelen ve Osmanlı Kuvvetlerini iyi bilen Aleksandr Suvorov, Avusturya prensi ile aynı görüşte değildi. Acilen saldırıya geçmeleri aksi takdirde ne olursa olsun kendi emrindeki 7.000 askerle tek başına Osmanlıların üzerine saldırıp Avusturya Ordusunun çöküşünü izleyeceği yolunda prensi tehdit etti. Suvarov'un ısrarları neticesinde Avusturyalılar onun planı doğrultusunda, Osmanlı ordusuna hücum etmeyi kabul ettiler. Suvarov'un tespitlerine göre Osmanlı Ordusu daha tam olarak kamplarına yerleşememişti ayrıca süvarileri de yorgundu, ordu değişik kamplar kurduğundan birliklerin iletişiminde sorunlar vardı. Birlikler arasında mesafeler vardı ve Osmanlı Ordusu sayıca fazla olmasına güvenip hiç ani birleşik bir Rus-Avusturya saldırısını beklemiyordu; diğer yandan ordu daha yeni yerleşmeye başladığından gerekli tedbirleri de alamamıştı. Rusları da, o an için Avusturyalıların uzağında sanıyordu oysaki Suvorov yardım çağrısı gelir gelmez yola çıkıp, 2 günde piyade ve süvarileri ile o günün koşullarında 100 mil (160 km) gibi bir mesafeyi kısa sürede aşmıştı.

Trattner Edler tarafından hazırlanan Boze Muharebesi taktiklerini gösterir harita

Avusturya ve Rus Ordusu iki sütun halinde 22 Eylül gecesi ilerlemeye başladı ve Rimnik nehrini aştılar. Rus ordusu sabaha karşı 6:00 sularında saldırıya başladı ve 1,5 km ilerleyip Osmanlı'nın sağ kanadındaki Targu Kakula (Targu Dolls) kampına saldırdılar. Ruslar top ateşine maruz kalsalarda süvarilerini, topçularını kullanıp topçu birliklerini susturdular ve Rus süvarisi, baskına uğramış Osmanlı birliklerinin düzensiz şekilde yaptığı saldırıları da püskürttü. Kamptaki askerler, Rimnik nehrine doğru panik içinde kaçmaya başladılar.

Crangul Mieilor ormanındaki Osmanlı Mevziilerine ilişkin muharebe planını gösterir harita

Bu sırada Avusturya ordusu 15.000 kişilik Kemankeş Mustafa Paşa'nın komutasındaki süvari kuvvetleri ile karşı karşıya geldi. Osmanlı Süvari kuvvetlerinin amacı Rus ve Avusturya ordularını birbirinden ayırmak ve Osmanlı kanatlarını korumaktı. Ancak Avusturya Ordusu toplara, piyade ve süvari güçlerine sahipti ve bütün gücüyle bu kuvvetlerin önüne çıkmıştı; normalde savaş kuralları gereği Osmanlı süvari kuvvetlerinin derhal geri çekilerek ana Osmanlı kuvvetlerini bekleyip ana kuvvetlerle beraber saldırması gerekiyordu. Dahası süvari güçleri ordunun Eflak-Boğdan'a uzun yürüyüşü nedeniyle zaten yorgundu, atların ve kuvvetlerinin gücünün dikkatli ve doğru kullanılması gerekiyordu. Buna rağmen Kemankeş Mustafa Paşa top ve piyade desteği olmadan süvarileri ile saldırıyı tercih etti. Bu hata sonucu Osmanlı Saldırısı püskürtüldü.[3] Osmanlı ordusunun süvari gücü iyice zayıfladı. Ruslar Bogza köyü yakınındaki Osmanlı mevziilerini ele geçirdi. Ardından Rus Ordusu hızla Avusturya birlikleri ile birleşip saat 15:00 sıralarında ana kampa saldırıya geçti. Kryngu-Meylor Ormanındaki Osmanlı ana kampına ilerleyen birliklerden Avusturya ordusu, Osmanlıların Merkez Kanadına doğru saldırıya geçti. Suvorov komutasındaki Rus Ordusu ise Osmanlı ordusunun kanatlarına özellikle sol kanadına yöneldi. Ana Osmanlı kampındaki kanatlardaki, mevziilerin tahkimatının tamamlanmadığı görülmekle; Suvorov'un öngörüsü doğrulandı. Suvorov Osmanlı Ordusunun kanatlarındaki (özellikle sol kanadındaki), süvarilerine; topçu desteğinde kare pozisyonunda piyadeler ve Rus süvari güçleri ile saldırdı. Zaten yorgun olan süvariler Osmanlı Ordusunun kanatlarını koruyamadılar. Güçleri kırılıp büyük bir hızla panik içinde kaçışmaya başladı ve Osmanlı piyadeleri de üzerlerine panik içinde gelen kendi süvarileri ile iyice zora düşüp, panikleyip kaçmaya başladı.

Rus ordusu hızla kaçan Türk birliklerini takip edip veziriazam'ın karargâhına kanatlardan (özellikle sol kanattan) hücum edip Osmanlı geri hatlarına sarktı. Cenaze Hasan Paşa'nın bütün savunmayı organize etme çabaları da böylece sonuçsuz kaldı. Panik bütün Osmanlı ordusuna, yeniçerilere kaçan askerlerle dalgalar halinde yayıldı. Bütün Osmanlı ordusu Boze nehrine doğru düzensizce geri çekilmeye başladı.

Çatışmaları gösterir diğer bir harita

Martinesti köyündeki kamptan gelen Osmanlı saldırısı da püskürtülüp, köy ele geçirildi. Çekilme esnasında Boze nehrini geçmeye çalışan atlı ve yaya pek çok Osmanlı askeri kendilerini takip eden Rus Ordusunun paniği ile kargaşa içine düştü, çıkan kargaşada nehrin içinde yüzlerce asker düşüp boğuldu. Durum Osmanlılar açısından tam bir felaket halini aldı zira panik içinde geri çekilirken ve Boze Nehrini geçme esnasında Osmanlıların verdiği kayıp; Rus ve Avusturyalılarla yapılan muharebe de verilenlerden çok daha fazladır. Pek çok asker de Rus takibi esnasında ortadan kaybolmuştur.

Tarafların Kayıpları

[değiştir | kaynağı değiştir]

Kryngu-Meylor'un 6 mil yanından, Martinesti köyüne kadar her taraf Osmanlı askerlerinin cesetleri ile doluydu. Burada Osmanlı Ordusu 8.000 kadar kayıp vermiştir. 2000'den fazla kayıp nehri geçerken, Kryngu-Meylor ile Tirgu Kukula (Targu Kakula) arasında 5.000den fazla ölü ile Osmanlı'nın kaybı 15.000'den fazla askeri buluyordu. Bunun yanında 400 kadar askerde Ruslara esir düşmüştür. Bunun yanında 23 Eylül şafağında Avusturya Ordusu komutanı Kryngu-Meylor ormanının içine Osmanlılardan arta kalan ormanın içine saklanan birlikleri yok etmesi için süvarilerini gönderdi; bu Avusturya saldırısı sırasında yaklaşık 2.000 kadar Osmanlı askeri daha öldürüldü. Osmanlı kayıpları 20.000 kişiye dayandı. Dahası Osmanlı ordusunun 67 muharebe, 7 kuşatma topu ile 6 havan topu Rusların eline geçti, 3 kadar kampta 100 kadar sancak ve cephane, pek çok at ve yük hayvanı ile develer ele geçirilenler arasındandır. Buna ilaveten Osmanlılara ait altın ve gümüş değerli eşyalarda veziriazamın ana kampında ele geçirilmiştir. Bunca Osmanlı kaybına karşın Avusturya-Rus ordusunun kaybı 500[1] ile 700 askeri geçmemektedir.

Savaş Sonrası

[değiştir | kaynağı değiştir]

Osmanlı Ordusundan yaklaşık 15.000 kadar asker muharebe sonrası çekilip Tuna'yı aşarak Rusçuk'a çekildi. Bu muharebe neticesi artık yardım olanağı kalmayan kuşatma altındaki İzmail, Akkerman ve Bender kalelerinin Rusların eline geçmesi; Belgrad'ın da Avusturya eline geçmesi iyice kolaylaştı. Transilvanya'da Avusturya hâkimiyeti pekişti. İzmail Muharebesi sonrası 15-20 bin kadar Osmanlı askeri de Rusçuk'a çekilip buradaki askerlerle birleşti. Boze muharebesi Osmanlı Ordusunun lojistiğinede ağır darbe vurmuştur, ele geçirilen binek hayvanları ve atlar Osmanlı ordusunun hayvan sıkıntısına düşmesine sebep olmuştur. Padişah III. Selim'in çabaları bu sıkıntıyı ancak kısmen giderebilmiştir.[3] Bununla birlikte Osmanlı Ordusu, Avusturya'nın Ziştovi Antlaşması ile savaştan çekilmesinin ardından elde kalan askerlerle Ruslarla son olarak Anapa ve Maçin Muharebesine girmiş ancak bu muharebede de bozgundan kurtulamamış ve Yaş Antlaşmasını imzalayıp Özi ve Odesa (Hacıbey) kalelerini içeren Yedisan bölgesini Ruslara bırakmak zorunda kalmıştır.

Osmanlıların düzgün hazırlık yapmadan, o günün diplomatik şartlarını hesaba katmadan 1787 yılında Ruslarla savaşa girmesi, Avusturya'yı beklemediği şekilde karşısına alması; birliklerinde disiplini sağlayamaması, yeni teknoloji ve özellikle taktiklere adapte olamaması (bu savaşta da aynen Kartal Ovası Muharebesinde olduğu gibi hala geride seyyar topçu ve süvari desteği bulunan kare formasyonundaki piyadelere, sadece süvarilerle saldırıya kalkılması ve hala süvarilerin hem atlı, hem de atsız savaşacak, ateşli silahları iyi şekilde kullanacak modern tarzda düzenlenmemesinde olduğu gibi), ateşli silahlar yönünden zayıflığı, Rusların aksine generallerin askeri yönetimdeki zayıflıkları, (üstelik bundan önce Foçşani Muharesinde aynı generalin benzer bir şekilde saldırdığını göz önünde tutmadan) düşmanın saldıracağını düşünülmeyip gereken önlemlerin alınmaması, askerin moralinin iyi tutulmaması bu muharebenin ve bu savaşın en önemli kayıp nedenlerinden biridir. Bunun yanında savaş kurallarını hiçe sayarak toplu tüfekli Avusturya Ordusunun piyadelerinin üzerine daha savaşın başında ana ordunun toparlanmasını desteğini beklemeden, Kemankeş Mustafa Paşa'nın 15.000 kişilik desteklenmemiş yorgun süvarileri ile yaptığı taarruz ve uğradığı bozgun, yeterli süvari kuvvetinin Rusların Osmanlı sol kanadına yardıma gidememesi yanında piyadelerin sol kanattan kuşatılmasına neden olmuş ve az sayıdaki Rus ve Avusturya kuvvetinin dört katı büyüklüğündeki Osmanlı Kuvvetini mağlubiyetinin önünü açmıştır. Osmanlı süvari kuvvetinin ana ordunun yanına gidip yedekte bekletilip Rus saldırısı anında topçu ve piyade destekli cepheye sürülmesi sağlansa durum çok daha farklı olabilirdi. Yine Osmanlı ordusunun sayıca fazlalığına karşın top yönünden Rus ve Avusturya kuvvetlerinin 103 topuna karşın sadece 80 topa sahip olması; üstüne bunları etkili şekilde kullanamayıp, topların korunamayıp neredeyse tamamının Rusların eline geçmesi gibi hatalarda Osmanlının diğer büyük stratejik hataları olmuştur.[3]

Suvorov ise bu muharebedeki başarısı Avusturya Arşidükü ve Kutsal Roma Cermen İmparatoru II. Joseph tarafından "Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun kontu Suvorov" unvanı ve bir nişanla ödüllendirilmiştir. Kendi ülkesinde ise Çariçe II. Katerina tarafından "Rimnik Kontu" unvanı verilmesi yanında St. Andrew nişanı v.s ödüllerle ödüllendirilmiştir. Sonrasında Suvorov bu savaşta "ele geçirilmez Osmanlı kalesi" olarak bilinen "İzmail kalesi"ni bölgedeki Rus ordusunun başına geçerek bir baskınla ele geçirmesi ile ününü daha da arttırmıştır.[4] Ölümünde Rusya'nın hiç muharebe kaybetmeyen en üst düzey generali olmuştur. Bu savaş sonrası ölümüne kadar Polonya ve İtalya gibi pek çok yerde Rusya adına savaşlara katılmış ve başarılar kazandırmıştır. Son olarak Fransız ihtilali neticesi Avusturya'ya yardıma gönderilen ancak Avusturya Ordusunun bozgunu ve Rusların bir kısım muharebeleri kaybı ile İtalya-Fransa arasında sıkışan bir Rus ordusunun kumandasını ele alıp karlı Alp dağlarından kış günü neredeyse kayıpsız geçirip kuşatmadan kurtarması ile Rus basınında Kartaca komutanı Anibal'a atfen II. Hannibal olarak adlandırılmıştır. 5 yıldızlı bir generalin ve Mareşalinde üstü olarak kabul edilen "Generalissimo"lardan biri (Efsanevi Generallerden biri) olarak bilinir olmuştur.

  1. ^ a b c Andrey Petrov (1880). II.Katerina Döneminde 2.Türk Savaşı 1787-1791 (Rusça). II (3.bölüm). St. Petersburg: RM Printing Golike. s. 70—72. 
  2. ^ "Alexander Vailevich Suvorov". 6 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mart 2008. 
  3. ^ a b c d e f Ayla Efe. "Silistre Eyaletinde Osmanlı-Rus Savaşları Küçük Kaynarca'dan Berlin'e" (PDF). s. 143. 10 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2012. 
  4. ^ Andrey Petrov (1880). II.Katerina Döneminde II. Türk Savaşı 1787-1791 (Rusça). II (3.bölüm). St. Petersburg: RM Printing Golike. s. 75. 

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]