Tatlılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tatlılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cuma, Nisan 6

Galeta Unlu Tatlı


Bu tatlının varlığını öğreneli sadece iki gün oldu ama hakkında o kadar çok övgü okudum ki, alelacele deneyiverdim. Övgüleri sonuna kadar hakediyor, benden tam not aldı. Tarif, google'a yazıp da bulup girdiğim ilk siteden.
Bloglardan deneme yapacağım zaman yorumları da illa ki okurum. Mutlaka deneyen biri olmuş olur, artısını eksisini öğrendiğim gibi, ekstra önerileri de dikkate alırım. Mesela yorumlardan birinde haşhaş tohumu ekleniyordu, bir diğerinde hindistan cevizi. Evde hindistan cevizi kalmamış, ben de haşhaş tohumu ekledim. Şerbetine portakal kabuğu eklemiş biri, ben de ekledim. Yalnız krem şantim olmadığı için dolgu kreması kullandım, eminim krem şanti ile daha da güzel olurdu. Tarif kesinlikle güvenilir bence, birebir uyguladım. Denemek isteyenler cevizin çok küçük çekilmesi gerektiğini unutmasınlar, bu da yorumlar arasından aldığım bir diğer püf noktası. Misafirlerinizden tam not almak için davet menünüzde kesinlikle yer alabilir bir tatlı.

Malzemeler:

4 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı sıvı yağ
Yarım su bardağı ılık su
1 su bardağı galeta unu
1 su bardağına yakın ince çekilmiş ceviz
1 dolu çorba kaşığı haşhaş tohumu
1 paket şekerli vanilin
1 paket hamur kabartma tozu

Şerbet İçin:
2 su bardağı su
2 su bardağı toz şeker
Yarım portakalın kabuk rendesi

Krema için:
1 lt. Süt
4 dolu dolu çorbağı un
1 paket şekerli vanilin
1 poşet krem şanti

Önce şerbeti hazırlayalım. Şu, şeker ve portakal kabuklarını iki taşım kaynatalım ve soğumaya alalım. (Eğer daha karamelize bir tat isterseniz, ki daha lezzetli olduğunu yazmışlar ama ben şekerin üzerine suyu boşalttıktan sonra hatırladım, bir dahakine öyle yapacağım. Önce şekeri tencerede eritip ondan sonra suyu eklerseniz daha leziz olacağından şüphem yok)

Kek için yumurta ve şekeri şeker eriyene dek çırpalım sonra sırasıyla su, sıvıyağ, ceviz, galeta unu, haşhaş tohumu, vanilya ve kabartma tozunu ekleyelim. Karışımı yağlanmış fırın kabımıza alalım. (orta boy kare ya da yuvarlak borcam) Önceden ısıtılmış 180 derece fırınımızda pişirelim. Fırından çıkarır çıkarmaz sıcak keke soğuk serbeti dökelim ve içine çekmesi için bir kenara koyalım. Bu sırada kremamızı hazırlayalım. Bir tencerede unu az bir miktar süt ile iyice ezip kalan sütü ekleyelim. Göz göz kaynayınca altını kapatıp hemen krem şantiyi ve vanilyayı ekleyelim. Bir kaç dakika mikserle çırpalım. İyice ılınmış kekimizin üzerine döküp dolapta iyice soğumaya bırakalım. Soğuyunca 1-2 saat içinde afiyetle yiyebilirsiniz.

Not: Bugün (9 Nisan) tarifi tekrar yaptım, bu sefer şerbet için verdiğim ölçünün yarısını kullandım. Önce şekeri tencerede karamelize edip sonra yarım ölçü su ekledim. Bu seferki karamelize şerbet ile çok daha güzel oldu. Diğer ölçü ile şerbetin çok fazla geldiğini düşünüyorum.

Perşembe, Mart 22

Kirpi Çikolata (Çikolatalı Kadayıf)



Tarif "Bi Yaşıma Daha Girdim"den. Misafirleriniz için değişik bir ikram arıyorsanız tam size göre. Yapımı en fazla 10 dakika sürüyor. Ekonomik oluşuyla ters orantılı olarak çok zengin bir görüntü ve tadı var.

Malzemeler:
2 çorba kasesi kadar yaş tel kadayıf
1 kare paket sütlü veya bitter çikolata.

Yapılışı:
Tel kadayıfları bir tavada veya fırının ızgara kısmında 150 dereceye getirip sık sık karıştırmak suretiyle kavuralım. Kavurma işlemi sırasında başından ayrılmamanızı, fırının kapağını ara ara açıp tahta bir kaşıkla tel kadayıfları karıştırmanızı tavsiye ederim. Çok çabuk kızarıyorlar, başından ayrılmamak lazım. Çikolatayı parçalara ayırıp benmari usulü eritelim. Kızarmış tel kadayıfları içine ekleyip her tarafı çikolataya bulanana dek karıştıralım. Karışımdan tatlı kasığıyla dolu dolu alıp, yağlı kağıt serilmiş tepsiye dökelim. Daha sonra buzdolabına koyup donana dek bekleyelim. Dolaptan aldıktan sonra bir daha erimiyorlar, uzun süre saklanabiliyorlar. Ben servisten iki gün önce yapıp oda ısısında bekletmiştim. Bu güzel tarifin orjinaline ulaşmak için buraya tık.




Cumartesi, Ocak 7

Tahinli Çıtır Üçgenler (Tahinli rulo)


Blog dünyasına uzak kalalı, ortaya çok başarılı tarifler çıkmış. Bu tahinli lezzeti, kızımın yazın yaptığımız mevlüdüne getirmişti yakın bir akrabamız. Tahini sevmiyor olmama rağmen deli olmuştum ilk yediğimde ve müthiş bir buluş gibi gelmişti. Sonra internette arayıp bulduğumda çoktan pek çok kişinin deneyip bloğuna koyduğunu gördüm. Türkiye tatili bitip evimize dönerken baklavalik yufka ve tahinimi çoktan bavuluma gizlemiştim bile. (Çin'e girişte x-ray'de farkedilirse el koyuyorlar) İlk fırsatta denedikten sonra müptelası oldum. 10 dakikada hazırlayıp bir 10 dakika da pişmesini bekliyor; sonra da misafirlerinizin bayıla bayıla yemesini keyifle izliyorsunuz.

Tarif her yerde rulo şeklinde yapılmış ama bizim İnci Hala'miz bunu muska şeklinde yapmış. Çok da iyi etmiş çünkü içindeki cevizler dökülüp saçılıp ziyan olmuyor. Her yerde var ama bu şekilde yok diye ben de bloğuma demirbaş olarak ekleyeyim. Acil misafiriniz olursa diye yapıp dondurucunuzda gönül rahatlığı ile saklayıp, çözdürmeden pişirebilirsiniz.

Malzemeler:
Baklavalik yufka (iki yaprak yufkadan 5 adet çıkıyor, ona göre hesaplayabilirsiniz)
Tahin
Ceviz kırığı
Toz şeker
Üzerine serpmek için pudra şekeri

İki yaprak yufkayı tezgahımıza üst üste koyalım.( bazı marka yufkalar kalın oluyor onlar 2 yaprak olabilir. Bazıları daha ince oluyor o zaman 3 yaprak da olur) Üzerine elimizle ya da fırça yardımı ile tahin sürelim. Tahin her yerine bulaşmalı yufkanın. Elimizle yufkanın her yerine toz şeker serpelim. En son da yine elimizle yufkanın her yerine gelişigüzel ceviz kırığı serpelim. Yufkamızı 5 uzun şerit halinde keselim. Resimdeki gibi bir uçtan üçgen yaparak katlamaya başlayalım. Üçgen yapa yapa muskamızı kapatalım. Tepsiye dizdiğimiz muskaları üzerine bir şey sürmeden fırına koyalım. Üzerleri pembeleşene dek pişirelim. (Gerekirse fırının başında 5-10 dakika bekleyin, çok çok kısa bir sürede pişiyorlar, yakmamaya dikkat)


Afiyet Olsun!

Pazar, Nisan 19

Tiramisu-Pişirilmeden...


2 dilim ekmek, kibrit kutusu kadar beyaz peynir, bol domates... Hayatımın en güzel menüsü olacağı aklıma bile gelmezdi bu fakir tabağın. Ne güzel şeymiş yemek yemek :) Tahmin ettiğiniz üzere diyete girdim, her yıl yaza doğru yaptığım gibi. Benim gibi her pisboğaz insanın mahkum olduğu kilo belası, yaz yaklaştıkça gittikçe kabusum olur. Kendimi rüyalarımda "Akrep Nalan" gibi görmeye başladım mı boğazımı tutma vaktim de gelmiş demektir. Bu sefer de yine her seferinde yaptığım gibi aynı yanlışa başvurdum ve hızlı kilo verdiren diyetlerden birisini seçtim geçtiğimiz hafta başında. Marketten lahana çorbası yapmak için malzemelerimi doldurdum, bir heves pişirdim. Fakat işler yine yolunda gitmeyip daha ilk günden bir kilo alınca ertesi gün kendi kendime bahane yaratmalarım da başladı diyeti bırakmak için.

Bir kere insan inanılmaz mutsuz oluyor. İlk gün sadece çorba ve meyve yemeniz gerekiyor mesela. Ya canım ağzıma bir adet zeytin atmak isterse? O zaman o kadar üzülüyorum ki anlatamam size. Bu sefer delirmiş gibi diyeti kesip ne bulursam yiyorum, o zaman da kilolar daha önüne geçilmez hal alıyor. Geçtiğimiz sene aynı yanlışı yaptıktan sonra, başka bir beslenme şekline yönelip, besinleri glisemik indekslerine göre ayırıp yenmesini tavsiye eden Montignac diyetini yapmıştım. Sonuçta toplam beş kilo vermiştim ama bir yıl içinde üç kilosunu geri aldım. Şimdi en başta yazdığım gibi beslenmeye karar verdim. Sofradan yarı tok kalk prensibi ve bol hareketle hedefliyorum kilo vermeyi. Böylece canımın çektiği yiyecekleri de tadarak kendimi mutsuzluktan korumayı planlıyorum. Bu politika ile şimdiden beş günde bir kilo verdim bile.

Bir blogger olmak böyle şeylere yol açıyor işte. Sürekli denemeler yapmak, denemelerin sonuç verdiği kadar vermediği zamanlarda da "aman ziyan olmasın" mantığı ile ne varsa yemek, yemek, yemek... Bu aralar evimizde tahmin ederseniz hiç tatlı, hamur işi vs. pişmiyor, sadece truffle yaptım eşim seviyor diye. Ondan da numunelik sadece bir adet yiyorum günde ;)

Bu tiramisu tarifi ise arşivden. Bir kaç hafta önce ağırladığım misafirlerim için yapmış ve çok memnun kalmıştım. Bu tiramisu pişirilmeden hazırlanıyor. Tadı da gerçekten çok güzel. Normalde gerçek Tiramisu tariflerinde çiğ yumurta sarısı kullanılıyor ama tarifin orjinalinde yoktu. Tercih sebebim bu yüzden. Bir de orjinal tariflerde rastladığım bir çeşit likör olan Kahlua'yı, bu tarifte kullanılan kahve likörü ile değiştirdim ve gerçekten nefis bir aroma aldım. Tarif, "Dünyanın En Güzel Tatlıları" kitabından.


Yapılışına gelince:

Malzemeler
1 su bardağı labne peyniri-ben maskarpone kullandım
3/4 su bardağı pudra şekeri
1+1/4 su bardağı krema
3 çorba kaşığı kahlua-yoksa kullanmayabilirsiniz ya da herhangi bir kahve likörünü kullanabilirsiniz
Yeteri kadar kedi dili bisküvisi (20 adet kadar yeterli, kalıba göre değişebilir)
Yarım su bardağı kaynar su
2 çorba kaşığı neskafe
2 silme çorba kaşığı toz şeker
1 çay bardağı kadar kakao

Kaynar suyun içine kahveyi ve toz şekeri ekleyelim ve eriyene dek karıştıralım. Eridiklerine emin olunca, 2 çorba kaşığı kahlua ekleyelim ve bardağın tamamına erişecek şekilde soğuk su ile tamamlayalım. Tercihen uzunca-dikdörtgen bir kalıbın içini, kenarları dışarı taşacak şekilde streç film ile kaplayalım. Kahveyi genişçe bir kaseye dökelim.

Bir başka kabın içinde labne ve pudra şekerini çırpalım. İçine hazırlamış olduğumuz kahveden 2 çorba kaşığı kadarını ekleyip tekrar çırpalım. Ayrı bir kapta kremamızı katılaşana dek çırpalım. İçine 1 çorba kaşığı kahlua ya da kahve likörü ekleyelim. Labne peynirli karışıma kremalı karışımı ekleyip iyice karışmalarını sağlayalım.



Kalıbımızın altına kremamızın yarısını dökelim ve spatula yardımı ile düzeltelim. Kedi dillerini kahveli karışıma batırıp içinde en fazla bir saniye kadar bekletip kalıbımıza boşluk kalmayacak şekilde dizelim. Kalan boşluk olursa kedi dillerini uzunlamasına ya da enden ikiye bölerek doldurabilirsiniz. İlk katı oluşturduktan sonra kalan kremayı kedi dillerinin üzerine döşeyip düzleyelim. Tekrar kahveye batırılmış kedi dilinden oluşan bir kat yapalım. Son olarak streç filmi kenarlardan alıp kedi dillerinin üzerine kapayalım. Buzdolabında 2 gün bekletelim. Ertesi gün streç filmi açıp, kabı ters çevirelim ve üzerinden dikkatlice sıyıralım. Bir çay süzgecine doldurduğumuz kakaoyu serperek tiramisumuzun üzerini tamamen kaplayalım.





Afiyet Olsun!

Pazartesi, Nisan 7

Çin Pasta Süsleme Sanatı'ndan Acemice Denemeler, Tabansız Çin Cheesecake'i...



Bir önceki yazımdaki sevinç nidalarımı hatırlıyor musunuz? Hani krem peynir bulduğumla ilgili olan. Bulur bulmaz içim kıpırdanmaya başladı, şöyle ağzımıza layık bir cheesecake yapsam da hergün koca bir porsiyon tüketerek, sevgili endorfin hormonumu olması gereken seviyeye çeksem... Bu cheesecake hastalığı hiç bir şeye benzemez, ayrı bir tutkudur. Türkiye'deyken en geç iki haftada bir klasik tarifimi ya da bloglardan denemeler yapar, arkadaşlarımla kaloriciklerini paylaşarak afiyetle yerdik. Buraya geldiğimden beri bunu gerçekleştiremez olmuştum, öncelikle peynir vardı pişirecek eşyam yoktu, sonra evim oldu peynir piyasadan kayboldu. Eh sonunda kavuştuk ya, dedim bu sefer yeni bir şey deneyeyim. Mesela taşınma esnasında kaybolan mutfak robotumun bıçağı yüzünden önceki denememdeki iri bisküvi parçaları olmasın bu tarifte. Bir de süslemesi değişik olsun, bloga konmaya, bir şeyler öğretmeye değer olsun.

Tarif Çin pasta kitabımdan yine. Tabansız gördüğüm tek tarif. Birebir uyguladım, Allah'tan değiştirmem gereken bir şey yoktu. Bazen tam olarak tariflerdeki içerikleri bulamıyor ve kafa yormak zorunda kalıyorum ne yapsam diye. Ama zaten cheesecake mantığı aynı. Aynı malzemeler ve aşağı yukarı aynı yöntemler. Bu da hemen hemen öyleydi, tadı ise çok güzel, herzaman bayılarak yediğim cheesecake'lerden bir farkı yoktu. Eğer bisküvi vs. ile uğraşmak istemeyeceğiniz bir moddaysanız bunu deneyebilirsiniz. Ayrıca taban için bisküvi kırığı ve tereyağı ile taban da ilave edebilirsiniz. Bir de biz, üzerine erimiş çikolata dökerek tüketmeyi tercih ettik.

Tarife geçmeden önce kendimden 1-2 not ekleyeyim istiyorum. Bugün itibariyle baharı göremeden yaza geçtik her ne hikmetse. Sabah uyandığımda anladım ki bugün bir garip. Öğleye doğru yaklaştığımızda kendimi gardrobun önüne zor atıp, ilk bulduğum askılı tişörtü geçiriverdim üzerime. Sanırım buranın meşhur sıcağı bana hoşgeldin dedi bugün. Allah yardımcımız olsun diyorum çünkü yaşayanlar buranın sıcağı ve nemi hiçbir şeye benzemez diyorlar. Düşünün, havuzlar bile akşam 7'de açılıyormuş.

Diğer bir haber ise tekrar Çince dersleri almaya başlamamla ilgili. (Çok şeker bir öğretmenim var, kendilerinin teyzesi olacak yaştayım malesef.) Geçtiğimiz hafta öğrendiğim bir kelimeyi sizlerle paylaşmadan duramayacağım. Çince'nin mantığı çok güzel, bu dili öğrenmeye bayılıyorum. Bir çok kelimenin açılımı çok hoşuma gidiyor. Özellikle bu kelime de duyar duymaz bayıldığım bir tanesi. Kelime "ke ting" (kıtiyıng diye okunuyor), anlamı "misafir odası" demekmiş. "Ke" misafir, "ting" dinlemek demek. Ne kadar güzel değil mi? Misafir dinleme odası! Sizler benim misafir odam olan sayfama gelip, benim misafirim oluyorsunuz, ben de sizlerin yorumlarını dinliyorum. Bu açıdan bakınca da bunu paylaşmalıyım deyip aklıma not etmiştim :) Belki ara ara bir kaç kelime de öğretirim sizlere, olmaz mı?

Malzemeler:
(25 cm'lik kalıp için, 20 cm'lik kalıp için yarım ölçü yapabilirsiniz)
Yarım küçük kutu krema (100 ml/80 gr.)
250 gr. labne peyniri (philadelphia kullandım)
1 su bardağı süt
7 yumurta sarısı
7 çorba kaşığı un (silme değil, bolca doldurup şöyle bir un kabının kenarına tık tık yapın , fazlası dökülsün)
7 yumurta akı
1 su bardağı+2 çorba kaşığı toz şeker
1 çay kaşığı vanilya

Yapılışı:
Fırınımızı 230 dereceye ayarlayalım. Peynir ve sütün yarısını beraber çırpalım. Isıya dayanıklı bir kap içinde yumurta sarıları ve kalan sütü beraberce çırpalım, hafif ateşte çırpma teli ile karıştırarak ısıtalım. (Çok kısa bir süre yeterli, kesinlikle kaynamayacak) Yumurtalı karışıma kremayı ekleyelim. Hazırladığımız bu karışımı peynirli karışıma dökerek bir yandan da mikserin düşük devri ile çırparak birbirine yedirelim. (Yazmayı unutmuşum:) Unu ilave edip mikserin düşük devri ile karışıma yedirelim.



Yumurta beyazlarını toz şeker ve vanilya ile bir başka kabın içinde, koyulaşana dek 2-3 dakika çırpalım. Koyulaşan yumurta akı ve şekerli karışımı, diğer karışımın içine azar azar ilave ederek karıştıralım. İster kelepçeli kalıba, ister derince bir kek kalıbına(yağlanıp unlanmış) dökelim. Isınmış fırınımıza koyalım, koyduktan 8-10 dakika sonra ısıyı 160 dereceye düşürüp 45 dakika-1 saat arasın üzeri kızarana dek pişirelim. Piştikten sonra fırınımızı kapatıp içeride bir müddet soğumaya bırakalım, daha sonra dışarıda iyice soğuyana dek tutalım. Keki kalıbından çıkarmadan (özellikle kelepçesiz kalıp kullandıysanız) buzdolabına koyup en az 4-5 saat beklemesini sağlayalım. Kek iyice soğuyup katılaştıktan sonra kalıbından dikkatlice çıkarabilirsiniz.

Demiştim ya, biraz süslüce olsun kekim, hem de yeni birşeyler deneyeyim, kitabımın başında yer alan, çikolata ile hazırlanabilecek süslerle ilgili kısımdan en basit gelen ikisini seçtim ve uygulamaya koyuldum. Aslında her iki çeşit çikolatadan da (beyaz ve bitter) denemeler yaptım ama çikolatalı olanların sonucu fiyasko oldu. O konudaki araştırmalara devam edeceğim.

Eğer sizler de sade göründüğünü düşündüğünüz keklerinizi veya pastalarınızı daha renkli yapmak isterseniz buyrun beraber öğrenelim:

60 gr. beyaz çikolatayı benmari usulü eritelim.(Çikolatayı bir kaba, kabı da içi su dolu başka bir kaba koyup ateşe oturtacağız)

Erittiğimiz çikolatanın yarısını içi yuvarlak olan bir kabımıza döküp, bir çay kaşığı ile içini tamamen kaplayacak şekilde sıvayalım. Ben bunun için evimdeki bir şekerliğimi kullandım. Daha sonra kalıbı dondurucumuza kaldıralım.

Kalan beyaz çikolatayı bir yağlı kağıt veya asetat kağıdına dökelim. Bir spatula yardımı ile çok ince olmayacak şekilde yayalım. Varsa tırtıklı spatula ile, yoksa bir bıçak yardımı ile üzerinde paralel çizgiler oluşturalım.

Bir süre soğuması için bekleyelim, sonra (en uç kenarına dokunun, hala akışkansa biraz daha bekleyin.) bir alüminyum folyo ya da streç film rulosuna, çikolatalı kısım üstte kalacak şekilde saralım ve kağıdı birbirine bantlayalım. (Ben önce çok büyük yaydığım çikolatayı ruloya saramadım, birbirleri üzerine bindiler, o nedenle makasla iki parçaya böldüm. İsterseniz sizler daha az enli sürebilirsiniz)




Ruloyu buzdolabımıza dik ya da bir yere dayalı şekilde koyalım ve donması için orada bırakalım. Pastanızı süslemeden az önce çıkarıp tamamen katılaşıp katılaşmadığını kontrol edebilirsiniz. Daha sonra kağıdı dikkatlice rulodan çıkarıp çikolata halkalarını kırmamaya dikkat ederek ayıralım. Benimki gibi pek çok kırılan olacaktır ama yine de yeterli miktarda elde ediliyor ;)

Pastayı süslemek için dondurucumuzda bekleyen kalıbı çıkaralım, içindeki çikolatayı dikkatlice ayıralım. Kekimizi, halkalar, çikolata topu ve taze meyvelerle dilediğimizce süsleyelim. Ben meyveleri kararmamaları için, suluca hazırladığım tart jölesine bandırdım. Dilerseniz bir çay süzgeci ile üzerlerine kakao serpebilirsiniz.




Afiyet Olsun!

Perşembe, Mart 20

Kahveli-Vanilyalı-Çikolatalı Kup...



Sıradaki tarifim enfes bir Çin kurabiyesiydi ama araya bir "es" koyayım istedim. Hiç merak etmeyin o yolda ama yolda olan başka bir şey var. Buraya eşimle beraber çalışmak üzere bir Türk aile geliyor. Bu hafta onlar misafirim oldular, buraya aynı bizim gibi 1 haftalığına hem şehri tanımak hem de ev tutmak için geldiler. Buradaki yalnızlığıma bir ortak geliyor. Özellikle geçtiğimiz hafta yaşadığım kötü tecrübeden sonra insanın nasıl başka bir insana muhtaç olduğunu bir kez daha anladım. Bir sabah hasta uyandım ve ne bana ne de oğluma bakacak kimsem yoktu. Eşim 1 haftalığına ülke dışındaydı. Arayacak kimsem olmadığı için tüm gün oğlum neredeyse aç kaldı, sadece yanında olabilmek adına yarı-baygın onun odasında yattım, o da kendi kendine oynadı, oyalandı. Çok şükür ki artık benim de "aman yetiş" diyeceğim biri olacak burada.

İşte geçtiğimiz salı gününde gelen misafirlerimin menüsü içindi bu leziz tatlı. Tarif, Türkiye İş Bankası yayınlarından "Dünyanın En Güzel Tatlıları" kitabından. Eşimin "biraz da sütlü tatlı lütfen" demesiyle araştırıldı ve en kolaylarından seçildi. Tatlıyı oluşturan temel kremayı biraz kuvertür ilavesiyle bir pastamda denemek istiyorum daha sonra.

Tarifteki malzemelerden birisi kafamı karıştırmıştı, mısır unu yazıyordu ve benim hiç de aklıma yatmamıştı. Sanırım çevirmen hatası vardı, o nedenle yerine mısır nişastası kullandım, çok da iyi etmişim. Yoksa koca malzeme doğruca çöpe gidecekti. (Kitaba sahip olanlar için bkz. sf.74)

Düzeltilmiş haliyle:
Malzemeler:
1,5 su bardağı toz şeker-285 gr.
6 yemek kaşığı mısır nişastası-90 gr.(ben 70 gr. kullandım, kıvamı gayet güzel oldu)
900 ml. süt
3 yumurta sarısı
6 çorba kaşığı tereyağı-75 gr.
1 çorba kaşığı nescafe
2 tatlı kaşığı şekerli vanilin ya da 1/2 çay kaşığı saf vanilya
2 çorba kaşığı kakao-30 gr.
Arzuya bağlı: 4-5 parça bitter veya sütlü çikolata, 3-4 parça beyaz çikolata (yaklaşık 30'ar gram çikolata gibi düşünün)

Süslemek için:
Yarım paket toz şanti, yarım su bardağından biraz az sütle çırpılacak, üzeri için istediğiniz süslemeyi kullanabilirsiniz

Yapılışı:
Toz şeker ve nişastayı bir tencereye koyalım, içine yarım su bardağı kadar sütü ilave edelim ve karıştıralım. Azar azar tüm sütü eklemeye devam edelim ve pütür kalmayana dek karıştıralım. Orta ateşe oturtalım ve sütü ısınana kadar karıştıralım. Kaynamadan önce yumurta sarılarını ilave edelim ve çırpma telimiz ile hızlı hızlı karıştıralım. Krema kaynayana dek karıştırmayı bırakmayalım, kaynadıktan sonra altını kısıp 1 dakika kaynatalım. Daha sonra ocaktan alalım ve hemen tereyağını ekleyelim. Tereyağı eriyene dek arada karıştırarak kremaya iyice karışmasını sağlayalım.

Tarifin orjinalinde bu işlemler malzemelerin üçte birleriyle, her seferinde tekrar yeni bir krema pişirerek yapılıyordu ama tek seferde pişirmenin de hiçbir zararı yok ;)

Kremamızı sıcakken hiç vakit kaybetmeden ister mutfak tartısıyla ister göz kararı, eşit 3 parçaya ayıralım. Ben birbirinin aynı kaselere böldüm, eşitlemesi kolay oldu. Her bir kaseye ayrı malzememizi katalım. Birine kakao ve isterseniz sütlü veya bitter çikolata parçaları, birine sadece neskafe, birine de vanilya ve isterseniz beyaz çikolataları ekleyelim.



Hepsini birer çatalla güzelce karıştıralım. (Kakao ve neskafede pütür kalmaması için mikserle de çırpabilirsiniz. Çikolatalar zaten kremanın sıcağından eriyecek)



Servis kaplarımızın en altına önce neskafeli karışımdan eşit olarak koyalım. Benim kullandığım bardaklarla 5 adet elde ettim ama biraz daha ince katmanlarla 6 da olurmuş. Tüm bardaklara neskafeli karışımı paylaştırıp bitirdikten sonra vanilyalı katmanları yapalım. Son olarak çikolatalı kremalarımızı paylaştırarak katları bitirelim.



Önceden hazırlayıp dolapta soğumaya bıraktığımız krem şantiyi yıldız uçlu bir sıkma torbasına koyalım ve üzerine krema sıkalım. Üzerini süslemek için toz antep fıstığı, file badem, fındık vs. kullanabilirsiniz.



Tatlınızı 2 gün önceden hazırlayabilirsiniz, hiçbir sulanma vs. olmuyor.

Afiyet Olsun!

Perşembe, Mart 13

Kısıtlı Şartlar İçin Cheesecake...



Çin mantılarının tarifini verdiğim yazımda, yakında hakkımda iki ayrı yazımın yayınlanacağını söylemiştim. O yazılar yayınlandı ve hemen sizlerle paylaşmak istedim. Biliyorsunuz buraya gelmeden önce 6 ay Çince dersi almıştım. Kursu aldığım merkezle hala iletişimim devam ediyor, sevgili öğretmenim beni arayıp sormayı ihmal etmiyor. Geçtiğimiz hafta benden Çince öğrenmemle ilgili ve Çin'deki yaşantıma dair iki ayrı yazı rica etti. Böylece diğer arkadaşlarla beraber hem Çin'i tanıtmış, hem de Çince öğrenmenin nasıl bir şey olduğunu merak edenler için ufak çaplı bir rehberlik oluşturmuş oluyoruz ilk ağızdan. Çince öğreniyorum ve Çin'de yaşıyorum başlıklı iki ayrı yazım için lütfen linklerin üzerine tıklayın ;)

Başlık dikkatinizi çekmiştir neden acaba diye. Çin'de peynir ve çeşitleri yok malesef. Sadece ithal mallar içeren METRO alışveriş merkezinde bulabiliyorum, o da bazen. Her gittiğimde olmuyor. Zaten bulabildiğim tek peynir çeşidi (cheesecake yapmaya uygun) maskarpone peyniri. Onun haricinde bolca Fransız peyniri ve kaşar niyetine, rendelenmiş mozzarella var. Tabii fiyatlarından bahsetmeme gerek yok, biraz uçuk kalıyor ülkemize göre. METRO'ya ise her istediğimde gidemiyorum çünkü evime uzak. Buraya taşınmadan önce eşyalarımızla teneke ile beyaz peynir yollarak beyaz peynir açığımızı kapattık ama labne, krema peyniri gibi açığım devam ediyor. Evde her hafta en az bir adet cheesecake pişiren biri için acı verici olduğunu hissedebiliyorsunuzdur sanırım. Bir de o gün cheesecake kriziniz tutup alışverişe de gitme imkanınız yoksa daha beter. Kendimce bir çözüm üretmek için internette peynir yapımı ile ilgili pek çok site inceledim ama kek için uygun bir tanesini bulamadım. Ta ki kayınvalidem eskiden yoğurtla sütü kestirerek lor elde ettiklerini, belki o peynirin işime yarayabileceğini söyleyene kadar. Dün bir deneme yapmak üzere mutfak başına geçtim. İşte peyniriniz yokken yapabileceğiniz bir tarif. Bu tarif de Çin pastacılığı kitabımdan. Tabii ki özlerinde peynir ve peynir kültürü olmayan bir ulusun tatlısı değil bu tarif. Batıdan alınma ve uyarlama. Yani bizlerin herzaman yaptığının bir çeşidi.

Tarifteki ölçüyü yine yarıya indirerek 18 cm'lik çemberimle pişirdim. Önce lor peynirimi hazırladım:

Malzemeler:
600 ml. süt
1,5 çorba kaşığı yoğurt

Sütü bir tencereye koyup kaynatın. Kaynayıp fokurdamaya başlayan sütün içine yoğurdu ekleyin ve karıştırarak kesilmesini sağlayın. Bir müddet arada karıştırarak sütün iyice kesilip peynirin iyice toplanmasını bekleyin. Bu süre tahmini 10-15 dakika sürecek. Daha sonra sulu peyniri bir süzgece aktarın ve bir kenarda suyunu süzmeye bırakın. Geriye 200 gr. kadar peynir kalacak.



Cheesecake için malzemeler:
7 adet bisküvi, rondodan geçirilmiş-Eti Burçak kullandım
1 çorba kaşığı tereyağı
85 gr. toz şeker-çok dolu olmayan 8 çorba kaşığı
2 küçük ya da bir irice yumurta-çırpılmış
35 gr. un- 3 silme çorba kaşığı
20 gr. yoğurt-1 çok dolu olmayan çorba kaşığı
130 gr. sıvı krema-1 tam dolu çay bardağı+2 çorba kaşığı
1 çay kaşığı vanilya
1 çorba kaşığı limon suyu, yarım çorba kaşığı limon kabuğu rendesi

Üstü için:
Çeyrek paket Dr. Oetker çilekli-frambuazlı meyve sosu
Yeteri kadar çilek

Yapılışı:
Fırınınızı 150 dereceye ısıtın. Bisküvileri erittiğiniz tereyağı ile karıştırın. Kalıbınızın tabanına bastırarak döşeyin. (kelepçeli ya da şekildeki gibi 2 kat yağlı kağıtla tabanı sarılmış çember) Eğer çember kullanacaksanız kalıbınıza bisküvileri döşemeden önce fırın tepsinize oturtmayı ihmal etmeyin ki taşırken dökülmesin.



Bir karıştırma kabında önceden hazırladığınız peynir ve toz şekeri, karışım krema gibi pütürsüz olana dek çırpın. Ardından çırpılmış yumurtayı ve yoğurdu ekleyin. Limon kabuğu rendelerini ve suyunu ekleyin, çırpın. Kremayı ekleyin. (önceden ayrı bir kapta tek başına çırpıp katılaşmasını sağlarsanız daha iyi olur, ben aceleye getirdim) Son olarak un ve vanilyayı ekleyerek çırpma işlemini tamamlayın. Karışımı kalıbınıza aktarıp ısınmış fırınınıza koyun. Yaklaşık 1-1:15 dakika kadar pişirin. Üzeri hafif kızarınca fırınınızı kapatın içerde yarım saat bırakın. Daha sonra dışarıda soğumaya alın.




Üzeri için çeyrek paket meyveli sosu, pakette yazana göre çeyrek miktar su ile hazırlayın. Soğumuş kekinizin üzerine 1-2 çorba kaşığı yayın, üzerine yıkanıp kurulanmış çilekleri dizin. Kalan sosu çileklerin üzerinde gezdirin. Buzdolabında en az 4-6 saat dinlenmeye bırakın.



Afiyet Olsun!