Daha önce de söylemiştim, Yılmaz ÖZDİL 'in yazılarını takip ediyorum ve keyifle okuyorum. 19 Mayıs Kutlamalarındaki son durumu haberlerde duymuşsunuzdur. Bakın Hürriyet Gazetesi yazarı Yılmaz ÖZDİL konuyla ilgili ne diyor?
Blogum sana söylüyorum, kocacım sen anla bunları emi..
Vakit buldukça köşe yazılarını okumaya çalışıyorum. Beğendiklerimi paylaşıyorum. Bunlardan bir tanesinde şöyle yazıyor..
"Bir insanın gelişmesini bir huni gibi düşünün. Bu huninin tepesine anneden, babadan ve aileden gelenleri koyun, çevresel faktörleri ekleyin, sosyal öğrenmeler, arkadaşlar, hepsi bu huniye dolsun. Bunlar hunide yavaş yavaş karışacak. Ve huninin dar ağzından aşağı doğru akacak. Tam arada, akmaya başlarken, huninin o en dar olan kısmında herşey bulamaç haline gelir. Esas çıkacak şey orada şekillenir.O huninin dar kısmına ne denir biliyor musunuz?Anne – çocuk ilişkisi! Annelik işte bu kadar önemli. Anneliğin bir eşi daha yok. Tanımlayabileceğimiz birşey değil. Yerine başka birşey de koyulamıyor. Evet, babalık da önemli. Ama babanın en büyük görevi aslında ne biliyor musunuz? Evdeki anneyi mutlu etmek. Evdeki anne mutlu olursa, o yuva yürür. O anne mutlaka eşini ve çocuğunu mutlu eder. "
Bu yazıyı okuyunca, konuyu AltınÖrgüdeki paylaşımlara benzettim. Bir paket yünden ihtiyacımız kadarını kendimize alıp, geri kalanı paylaşıyoruz..
Ülkemizde de yapılabilse keşke..
Ya da bizler başlayalım bir yerden, ne derseniz..?