Real Madrid etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Real Madrid etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Nisan 2018 Cuma

Şampiyonlar Ligi çeyrek ve yarı finalleri (2004 - 2018)


Şampiyonlar Ligi'nde yeni formata geçilen 2003 yılından günümüze uygulanan sistemde çeyrek final, yarı final ve finale katılan tüm takımları aşağıdaki tablolarda görebilirsiniz. Malumunuz 2003'ten evvel çift grup yapılıyor, sonrasında finaller başlıyordu.

* Barcelona son 11 sezonun tamamında en az çeyrek final oynadı
* Real Madrid son 8 sezonda oynadığı çeyrek finallerin tamamında kazanıp yarı final oynadı
* Bayern Münih son 10 sezonda 9 kez en az çeyrek final oynadı
* 15 sezonda çeyrek finale çıkan 120 takımın 113'ü (% 94) beş büyük ülkenin (İspanya, İngiltere, Almanya, İtalya, Fransa) takımlarından oluşuyor
* 15 sezonda yarı finale çıkan 60 takımın 58'i (% 97) beş büyük ülkenin (İspanya, İngiltere, Almanya, İtalya, Fransa) takımları. Şanslı iki takım Porto ve PSV.
* Üst üste şampiyon olan tek takım Real Madrid




28 Mart 2018 Çarşamba

Buffon bu defa kazanabilecek mi?

"O Şampiyonlar Ligi kupasını istiyorum. Bu son senem. Ronaldo ve arkadaşları kağıt üstünde bizden daha iyi olabilir ama bu sene her şey daha farklı. Biz de çok iyi bir takımız. Sonuna kadar savaşacağız. 40 yaşındayım ama hala kazanma azmimden bir şey eksilmedi. En son geçen sene finalde onlara kaybetmiştik. Bu defa kazanmalıyız, kazanacağız da..."

Şampiyonlar Ligi çeyrek final ilk maçı...

3 Nisan Juventus - Real Madrid

21 Mayıs 2017 Pazar

Buffon or Zidane?

Del Piero mu, Raul mu?
Montero mu, Hierro mu?
Trezeguet mi, Morientes mi? 
Nedved mi, Figo mu?
Davids mi? Makelele mi?
Zambrotta mı, Salgado mu?
Tacchinardi mi, Guti mi?
Pessotto mu, Roberto Carlos mu? 
Thuram mı, Helguera mı? 
Camoranesi mi, McManaman mı?

Marcello Lippi mi, Vicente del Bosque mi?
...
..

Son olarak; Buffon mu, Casillas mı? diyeceğim ama Buffon 39 yaşında hala kalede. 
O yüzden soruyu şöyle sormak lazım :

Buffon mu, Zidane mı?
 
Dev randevu, dev final 3 Haziran'da Cardiff City'de.

26 Nisan 2017 Çarşamba

Messi - 500

Tek kulüpte 500 gol ve bunu sadece 12 yılda yaptı. Yaşı henüz 30 ve üst düzey futbol oynayacağı en az 3-4 sezon daha var. Bir kulüpte en çok gol atan Pele'nin (643) rekorunu geçmesi de kuvvetle muhtemel. Çünkü o durmuyor, sürekli gol atıyor. Durmasına, dinlenmesine genleri karşı çıkıyor. Yani istemese de winner karakteri ve insanüstü futbol yeteneği kendisini yenilemesi için sürekli gol atmak zorunda. Vücudundaki programlar hep gol için tasarlanmış ve bu programı da gayet başarılı bir şekilde yürütüyor Messi...

Real Madrid'e, hem de Berbabeu'da, hem de 90+2'de, hem de galibiyet golünü atarak kariyerindeki 500.gole ulaşan (577 maçta) Messi'nin neredeyse her ay başka bir rekoru karşımıza çıkartılıyor, istatistik bilimcileri tarafından. Messi'nin 500 golünü biz de bazı veriler ışığında derlemek istedik... (Bu satırları okurken 500'ü geçmiş olabilir)

Lionel Messi;

100.golünü 16 Ocak 2010'da Sevilla'ya...
200.golünü 1 Kasım 2011'de Viktoria Plzen'e...
300.golünü 16 Şubat 2013'te Granada'ya...
400.golünü ise 18 Nisan 2015'te Valencia ağlarına atmış...

Bir maçta;

1 kez 5 gol (Leverkusen),
16 kez 4 gol,
32 kez 3 gol (hat-trick)
103 kez 2 gol,
177 kez de 1 gol kaydetmiş.

Yeşil sahalarda onlarca faule, hem de oldukça sert müdahalelere mağruz kalmasına rağmen yılmadan, tükenmeden koşuyor, asla pes etmiyor ve golünü atıp tabelayı değiştiriyor. Devrinin en mükemmel iki oyuncusundan biri olan Cristiano Ronaldo'nun varlığı ve attığı goller karşısında her zaman ona vereceği cevapları oluyor. Üst üste aldığı 4 Ballon d'Or ödülü (toplamda 5) dahi onu tarihin en iyilerinden biri yapmaya yetiyor bile.

Sezon bazında attığı gollere bakalım şimdi...

2004 - 2005 sezonunda 1 gol,
2005 - 2006 sezonunda 8 gol,
2006 - 2007 sezonunda 17 gol,
2007 - 2008 sezonunda 16 gol,
2008 - 2009 sezonunda 38 gol,
2009 - 2010 sezonunda 47 gol, (C.Ronaldo bu sezon Real Madrid'e geldi)
2010 - 2011 sezonunda 53 gol,
2011 - 2012 sezonunda 73 gol,
2012 - 2013 sezonunda 60 gol,
2013 - 2014 sezonunda 41 gol,
2014 - 2015 sezonunda 58 gol,
2015 - 2016 sezonunda 41 gol,
2016 - 2017 sezonunda 47 gol (25.04.2017 tarihi itibariyle)

La Liga ve Barcelona tarihinin en çok gol atan futbolcusu Lionel Messi;

29 kez Sevilla'ya - 27 kez Atletico Madrid'e - 24 kez Valencia'ya
23 kez Real Madrid'e - 22 kez Atletic Bilbao'ya - 21 kez Osasuna'ya 
18 kez Getafe'ye - 17'şer kez Deportivo ve Espanyol'a gol atmış.
Avrupa'da ise 7 kez Leverkusen'e, 6 kez Ajax'a golü var.


19 Nisan 2017 Çarşamba

Real Madrid - Bayern Munich / 18.04.2017

Son yılların en büyük hakem skandallarından birine imza atılan Real Madrid - Bayern Münih Şampiyonlar Ligi çeyrek final  rövanş maçı hakkında çok şeyler yazılır çizilir ama sanırım hiçbirisi bu yukarıdaki sevimli bayanın fair play kokan zarif ve asil görüntüsünün yanında hiç kalır :)) 

24 Ocak 2017 Salı

Ronaldinho : Hızlı yaşadı, genç öldü


Sonumuz böyle mi olacaktı? Belki de çalkantılı futbol kariyerinde onu en iyi anlatacak söz dizesi; "Hızlı yaşadı, genç öldü". 'Başarılı' denecek futbol kariyerinin bu denli kısa sürmesi; saha dışındaki uygunsuz hareketleri ve yaşantısının sonucuydu belki de. Genç yaşta dağıttı sofrayı, şişeleri, ne varsa. Hem de yeterince doymadan, doyurmadan... Gece hayatı, antrenman firarları ve bünyesine fazla gelen yorucu maç trafiği, tez ayrılığı kaçınılmaz kıldı.

Brezilyalıları motive etmek, yönetmek zordur. Bir çocuk gibi ilgi beklerler, çiçeğin sulanıp ömrünün uzaması gibi, sürekli sulanmak isterler. Sezen Aksu'nun "Seni pamuklara sarmalar sararım. Ne bedel isterim, ne hesap sorarım" dizelerinde olduğu gibilerdir aslında. Barcelona sonrası Milan'da eski günlerine geri döner dedik, olmadı. O çiçek soldu ve kendini unutturmak için elinden geleni yaptı adeta. Halbuki; onun gibi izleyenleri adeta büyüleyen, ekran başında hop oturup kaldıran, bire birde rakibinin belinden su almak için türlü numaralar deneyen bir futbol cambazı, sempatik, ele avuca sığmaz değildi kimse. Kısacası o, herkesten farklıydı. "Rivaldo sonrası, Messi öncesi Barcelona"sına sınıf atlatan, saha içerisinde birçok jenerik hareket, çalım ve gol üreten, aynı anda hem hız hem de teknik, yetenek silahlarını kusursuz bir biçimde senkronize eden bir futbol sihirbazıydı adeta. Kelimeler dahi kitleniyor çoğu zaman, onu tarif ederken... 



Real Madrid başkanı Florentino Perez'in "O çirkin ve forması satmaz" diyerek veto ettiği Ronaldinho için yıllar sonra; "Scout ekibimiz Ronaldinho'yu önerdi ama biz daha yakışıklısı olan Beckham'ı aldık. Roni ve Barca kupaları bir bir toplarken, biz ise oldukça fazla para kazandık" dedirtecek kadar büyük bir starsın sen işte. Futbolda kısa zamanda zirveye çıkıp da, bu denli baş aşağı düşen bir futbolcuyu neredeyse görmedik desek yeridir. Şöhretin bedeli, şöhretin getirdiği servetle ödenemiyor maalesef. 30'una geldiğinde bir anlamda futbol hayatı bitmişti, son demlerini yaşadığı belliydi. Artık Avrupa kıtası onu bir daha göremeyecekti. Hem zaten Avrupa'da Messi ve Ronaldo fırtınası esiyordu ama bilenler, asla unutamayanlar seni özlüyordu. Sen ise... Doğduğun memlekette bir o yana, bir bu yana savrulurken, Meksika semalarına bile gittin de, Türkiye'ye bir türlü gelemedin ya, işte buna yanarız biz de...

Bugün 37 yaşına girmenin arefesinde ve aktif olarak futbolu tamamen bırakma eşiğinde olan Ronaldinho; ardında birçok anıyı götürecek belki ama tarih kitapları onu hep en özel kategoride yazacak. "Tek kişilik futbol sanatı" kavramını modern futbolda akıllara kazıyan ve Messi gibi bir efsanenin doğmasına ön ayak olan Ronaldinho'suz futbol, gerçekten öksüz kalacak.  





22 Aralık 2016 Perşembe

2016'nın En İyisi : Zidane

Başarılı futbolculuk döneminden sonra teknik direktörlük koltuğunda herkes aynı başarıyı tekrarlayamaz. Yakın dönemde Maradona başta olmak üzere Gheorghe Hagi, Van Basten, Zico (kısmen) gibi isimlerin bu kategorideki olumsuz geçmişlerini hepimiz biliyoruz. 

Bu konuda özellikle genç sayılacak jenerasyonun oldukça başarılı olduğunu görmekteyiz. Luis Enrique (46), Zinedine Zidane (44), Pep Guardiola (46), Diego Simeone (46) ve Antonie Conte (47) ilk akla gelen isimler. Gerçi Zidane harici hiçbiri futbolculuk kariyerlerinde büyük bir yıldız değillerdi.

Zinedine Zidane, 2015 - 2016 sezonunun devre arasında apar topar gönderilen Rafael Benitez'den bayrağı devraldığında kimse ondan bu kadar kısa zamanda büyük işler beklemiyordu. Daha önce 2 yıl boyunca Ancelotti'nin yardımcılığını yapan ve takımdaki futbolcularla kaynaşan, yeteneklerini bilen ve her şeyden öte futbolun dinamitlerine sonuna kadar hakim olan karakteri ile tüm zorlukların üstesinden gelmeyi başardı. Real Madrid'in başındaki ilk maçına 9 Ocak 2016'da Deportivo karşısında çıkan Zidane, 5 aylık teknik direktörlük macerasında La Liga'yı ezeli rakibi Barcelona'nın sadece 1 puan gerisinde ikinci sırada tamamladı ama onu 2016 yılının en başarılı 3 teknik adamından biri yapacak başarıyı ise Avrupa'nın kulüpler bazındaki en büyük kupasında elde etti; Şampiyonlar Ligi'nde...

Ligin ikinci yarısında Benitez'den görevi aldığında 20 La Liga maçı onu bekliyordu ve son 12'si üst üste olmakla beraber bu maçların 17'sini kazandı, sadece Atletico Madrid'e kaybetti, Barcelona'yı ise Nou Camp'ta dize getirmeyi başardı. Şampiyonlar Ligi'nde ise ikinci turda Roma'yı rahat geçti, çeyrek finalde ise kura şansının da yardımıyla Wolfsburg ile eşleşti. İlk maçta rakibinden ummadık bir tokat yese de (2-0), Bernabeu'da Cristiano Ronaldo'su ile (3-0) yarı finale uzandı. Bu defa rakip Manchester City oldu ve iki maç sonunda toplamda 1-0'lık skorla finalde Simeone'nin Atletico Madrid'i ile eşleşti. Madrid'in kırmızıları, çeyrek finalde Barcelona'yı, yarı finalde de Bayern Münih'i eleyerek bir anlamda Zidane'ın final yoluna kadar nispeten rahat gitmesini sağlamıştı. Final maçı beklenildiği gibi zor ve çetin geçerken maç uzatmalara ve sonrasında penaltılara kaldı. Zidane, sadece 5 ay sonunda Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu başarısı elde ederken Real Madrid bu kupayı 12. kez müzesine götürdü.

2016 - 2017 sezonuna başlarken UEFA Süper Kupa maçında Sevilla ile oynadılar. 90+ gollerin adamı Ramos yine aynı dakikada sahneye çıkıp maçı uzatmalara götürdü ve Carvajal bu defa 119'da attı ve Zidane'a ikinci kupasını kazandırdı. Aktif futbol yaşantısında devrinin uzun süre en iyi 10 numarası olan Zidane, rüya gibi bir kariyer başlangıcı yapmıştı ve artık tüm manşetleri süslüyordu. Zizu, geçen sezon yarım bıraktığı işi tamamlamak adına La Liga'ya beklentilerin üstünde bir giriş yaptı. Fransız teknik adam, lige iyi başlangıç yapmanın  şampiyonluk yolundaki en büyük işaretlerden biri olacağını çok iyi biliyordu. An itibariyle 16 haftası geride kalan ligde, Nou Camp'ta El Clasico ve Vicento Calderon'da Atletico derbisi oynamış olmasına rağmen namağlup bir şekilde Barcelona'nın 3 puan önünde ilk yarıyı tamamladı, hem de bir maçı eksik olmasına rağmen. Ayrıca bir maçının eksik olmasına sebep olacak FIFA Dünya Kulüpler Kupası'nı da koleksiyonuna eklemeyi başardı (bir takvim yılı içerisinde 3.kupa)

2016 - 2017 sezonunda toplamda oynadığı 25 maçta da yenilgi yüzü görmeyen bir takımın hocası Zinedine Zidane. Takımını çok iyi tanıyan, oyunu iyi okuyabilen, futbolculuk hünerlerini teknik adamlık koltuğunda da başarılı bir şekilde harmanlayan bir futbol dahisi kendisi. Leicester City'i sürpriz bir şekilde Premier Lig şampiyonu yapan Claudio Ranieri ve Portekiz'i Avrupa Şampiyonu yapan Fernando Santos ile beraber 2016 yılının en iyi 3 teknik adamından birisi olan Zidane, bu alanda "en iyi" ödülünü alır mı bilinmez ama benim oyum şahsen kendisine. Sonucu hep beraber bekleyip göreceğiz.



13 Aralık 2016 Salı

90+ Ramos

Sergio Ramos. 30 Mart 1986 Sevilla (Camas) doğumlu stoper. Mevkiisine göre fazlasıyla golcü bir oyuncu. En sevdiği 'hobi'si ise maçın son dakikasında gol atmak... 


23.04.2006... Real Madrid - Malaga maçı. Kadroda; şimdiki teknik direktörü Zidane da var ve rakibinin golüne ilk karşılığı da Zidane veriyor penaltıdan (1-1). Sonrasındaki baskı bir türlü gol getirmiyor. Raul, Cassano, Robinho, Guti, Beckham ile gelmeyen gol, 90.dakikada o sezonun yeni ve flaş transferi Sergio Ramos'tan geliyor. Gol dakikası 90 ve maçın kazananı 2-1 ile Real Madrid.

20.10.2007... Sezona çok iyi başlayan Real Madrid, ilk 7 maçın 6'sını kazanmış ve sadece bir beraberliği var. Sekizinci hafta Espanyol deplasmanına çıkıyorlar. Efsane Galacticos kadrosundan Zidane, Ronaldo, Beckham, Figo gibi oyuncuları kaybeden Madrid, kadrosunda Sneijder, Nistelrooy, Raul, Higuain olsa da sonuca gitmekte zorlanıyordu. Bir dönem Galatasaray forması da giyen Albert Riera ve kulübün efsane futbolcularından Raul Tamudo'nun golleri sonucu 2-0 geriye düşen Real Madrid'in şeref sayısını ise 90.dakikada Ramos kaydetti.

24.05.2014... Şampiyonlar Ligi finalinde Atletico Madrid karşısında maçın son dakikasına 1-0 mağlup girdiklerinde, rüya bitmek üzereydi. 12 yıldır Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna hasret olan Real Madrid, 90+3'te korner kazandı. Topun başına geçen Modric'in ortasında "söyleyecek son bir sözüm var, bu rüya burada bitemez" diyerek altın kafayı vuran ve golü bulan Ramos'tan başkası değildi. Sonrası mı? Maç uzatmalara gitti ve Galacticos maçı 4-1 kazanarak Avrupa'nın en büyük kupasını 10.kez müzesine götürdü.


09.08.2016... Şampiyonlar Ligi şampiyonu Real Madrid, UEFA Süper Kupası maçında Sevilla ile Norveç'te karşılaşıyor. Sezon önü maçı olduğu için Ronaldo, Bale, Kroos kadroda yoklar. Benzema ve Modric ise son yarım saat oyuna girdiler. Maçın favorisi her şeye rağmen Real Madrid. İlk yarı karşılıklı gollerle sona erdi. Konoplyanka'nın 72'deki panaltısı sonrası ipler Sevilla'nın eline geçti. Kalan dakikalardaki Madrid'in baskısı içinde geçti. Gol ise bir hayli gecikti. 90.dakikada ceza alanında sağ çizgiye yakın yerde Lucas Vazguez'in altıpasa yaptığı ortada fazlasıyla boş kalan Sergo Ramos kafa ile golü yaptı ve 2-2'lik skorla maçı uzatmalara taşıdı. Uzatmaların son dakikasında bu defa sahneye Carvajal çıktı ve Real Madrid, bu kupayı da koleksiyonuna eklemeyi başardı.

03.12.2016... El Clasico, Nou Camp'ta, yani 100.000 seyirci önünde. İki takım da çok iyi oynamıyor ama Barcelona, ikinci yarının başında Luis Suarez ile golü buluyor. Maç böyle bitecek derken dakikalar 90'ı gösterdiğinde yine sahneye o çıkıyor : Sergio Ramos, Modric'in frikiğinden gelen ortaya kafayı vuruyor ve Barca'lıları soğuk duş yapmak zorunda bırakıyor. Maç sonucu 1-1 ve istediğini alan tabii ki Real Madrid.

10.12.2016... El Clasico'dan yalnızca bir hafta sonrası ve rakip iç sahada; Deportivo. Cristiano Ronaldo, Gareth Bale ve Luka Modric'den yoksun sahaya çıkan Real Madrid, fazlasıyla zorlanıyor. Madrid, 84'te Mariano Diaz ile gol bulunca tabela 2-2'yi gösteriyor. Maçın sonları geldi ve artık tüm tribün "Ramos gol" diye bağırıyor. Dakika 90, Kroos köşe vuruşunu kullanıyor ve adrese teslim ortada Ramos yine orada. Kafa ve gol : 3-2.


Sergio Ramos, son 10 yılın en iyi 3 savunmacısından biri. Bu, su götürmez bir gerçek. Savaşçılığı, atikliği, son dakikaya kadar mağlubiyeti kabullenmeyen karakteri ve sahadaki lider duruşu ile çok büyük bir yıldız. Ayrıca böyle giderse Real Madrid tarihinin en iyi 10 futbolcusundan biri dahi olabilir. Kariyerinde attığı 66 gol dahi, onu çok iyi özetliyor. 3 ay sonra 31 yaşına girecek olan Ramos'un daha en az 5-6 yıl daha aktif futbol oynayacağını düşünürsek, 3-4 tanesi yine 90+'larda geleceğini düşündüğüm gollerini izlemeye ve yazmaya devam edeceğiz. Kim bilir, belki de kariyeri bittiğinde - neredeyse imkansız görünse de - 100 gole dahi ulaşabilir. 

- 2010 Dünya Kupası
- 2008 ve 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası
- 2014 ve 2016 Şampiyonlar Ligi 
- 2014 ve 2016 UEFA Süper Kupası
- 2007, 2008 ve 2012 La Liga
- 2015 Kıtalararası Kupa
- 2011 ve 2014 İspanya Kupası
- 2007 ve 2012 İspanya Süper Kupası

17 Kasım 2016 Perşembe

El Yapımı Spor Kanvas Ayakkabılar

Kanvas ayakkabı deyip geçmeyelim. İşin içine profesyonel eller girince, biraz da sporu, özellikle futbolu seviyor ve onunla iç içe iseniz bu ayakkabılar, tam da size göre. Birçok farklı boyama ile sade beyaz kanvas ayakkabılar fazlasıyla havalı ve farklı oluyor. Sizlerin de tuttuğunuz takımın renkleriyle boyanmış kanvas ayakkabılara ulaşmanız mümkün. Aşağıda birkaç futbol kulübünün modellerini görebilir, eğer ki sipariş vermek isterseniz fotoğrafların altındaki websitesi ve mail adresinden ulaşabilirsiniz...










Siparişler ve tüm modeller için... https://elov.en.alibaba.com/productlist.html ve iletişim için... chirs@e-lov.cn

11 Kasım 2016 Cuma

Bir Takımla En Çok Gol Atanlar


Nistelrooy Manu'da, Henry Arsenal'de, Shevchenko Milan'da kalsaydı, ilk 10'a girme şansları olurdu kanımca... Ayrıca Raul, Mourinho'nun gazabına uğramasa listede 1-2 basamak daha yukarıda olabilirdi. Messi elbette zirveye oturacaktır, tahminen seneye bu zamanlarda. Ronaldo ise ikincilik için en az 3 yıl beklemek zorunda gibi görünüyor. CR7'nin yine de Messi'den 5 sene kaybı olduğu halde aralarındaki farkın sadece 97 olması da Ronaldo'nun büyük başarısı. 

Eğer şimdiki takımlarından en az 4-5 yıl daha ayrılmazlarsa; Thomas Müller 10.sıradan listeye dahil olabilir. Sergio Agüero da yine listeye girebilecek adaylardan. Fakat bu listeye girebilecek en potansiyelli futbolcu ise kuşkusuz Neymar. Henüz 24 yaşında olan Brezilyalı, 3-4 sezon sonra zaten dünyanın en iyi futbolcusu apoletini alıp, Messi ve Ronaldo'nun rekorlarını kırmaya çalışacak. Hali hazırda Milli Takımda 74 maçta yakaladığı 50 gol, 30 asist ile dahi gelecek için büyük ipuçları veriyor...

1 Kasım 2016 Salı

2009 - 2010 Transfers

2009 - 2010 sezonu Avrupa Futbolu için çok önemli başarıların / başarısızlıkların / hayal kırıklıklarının / zirvelerin yaşanmasına sebep olan fazlasıyla ses getiren transferlerin olduğu bir sezondu. Cristiano Ronaldo, 94 milyon euro bedelle tarihin en pahalı transferi apoleti ile aylarca konuşuldu. Real Madrid'in başı çektiği neredeyse sıfırdan takım yaratma sevdası, tüm Avrupa'nın güç dengelerini bozarak beraberinde büyük transferlerin de habercisi oldu. En basitinden, Real Madrid'in 2009 - 2010 sezonu başında sadece transferlere ödediği rakam 250 milyon euro civarındaydı. Toplamda 7 futbolcu için kulübünden bu kadar para çıkınca, bazı futbolcuları da göndermek zorundaydı ve Madrid, an başta Hollandalıları kapı dışına atarken, birçok kulübün de tarihini ve talihini değiştiriyordu. İnter'e gönderdiği Sneijder, sezon sonu kulübü ile Şampiyonlar Ligi'ni kazanırken en değerli 3 futbolcudan biri olurken, Robben de ilk sezonunda Bayern Münih ile Şampiyonlar Ligi finali oynuyordu. Real Madrid ise sezon sonunda ligde Barcelona'nın ardından ikinci, Şampiyonlar Ligi'nde ise daha ikinci turda Lyon'a takılıyordu. Cristiano Ronaldo, Kaka, Benzema, Xabi Alonso ve diğerleri ilk sezonlarında CV'lerine kocaman bir EKSİ yazdırıyorlardı. Ezeli rakibinin Ronaldo ve Kaka gibi üst düzey transferlerine İbrahimovic gibi sansasyonel bir starla cevap veren Barcelona, sezon sonunda Real Madrid'i 2 maçta da yenip lig şampiyonu olmasına rağmen, Şampiyonlar Ligi'nde Mourinho'nun otobüsüne takılıp, yarı finalde elenmişti.


















İnter, Mourinho yönetiminde nokta transferler yapıyordu. Sneijder ile birlikte Eto'o, Milito, Lucio, Pandev, Motta gibi tecrübeli isimlerle tarihinin belki de en iyi dönemini yaşıyordu. Ligde ve Avrupa'da alınmadık kupa bırakmıyorlardı. Falcao adındaki dünya yıldızı, Arjantin'den Porto'ya sadece 4 milyon euro'ya transfer olduğunda kimsenin fazla dikkatini çekmiyordu. Sonrası zaten malum, ödenen milyonların ve Falcao'nun geldiği noktanın haddi hesabı yok. Shevchenko 33 olunca ilk göz ağrısı Kiev'in yolunu tutarken, Tevez'de partneri Ronaldo ayrılınca, bir başka Manchester takımı olan City'e uçuyordu. Türkiye'ye gelseydi 'Mario Gomez etkisi'ni yapacağını düşündüğüm yıldızlardan olan Pizarro'da Sheva gibi, eski kulübü Bremen'e giderken, Lyon sessiz sedasız transferlerin 'ala'sını yaparak tüm dikkatleri üzerine çekiyordu. Lisandro Lopez, Bastos, Lovren, Cissokho ve Gomis ile nasıl da Real Madrid'i elediklerini daha iyi anlayabiliyoruz. 

Diego ve Felipe Melo için kasasından 50 milyon euro çıkan Juventus'un sezonu 7.sırada bitirmesi ise büyük hayal kırıklığı olacak ve Diego'yu sezon sonu, Melo'yu da 2 sene sonra takımdan satacaktı. Kaka gibi starını sattıktan sonra ele avuca gelir sadece Huntelaar'ı alabilen Milan, ondan da verim alamayacak ve sezon sonu onu Schalke'ye satacaktı. Alman panzeri Bayern Münih ise Ribery'nin yanına Robben'i de alarak dünyanın en etkili kanat oyuncuları bende mesajını verdiği sezonda, Stuttgart'ta harikalar yaratan Mario Gomez transferi ile büyük ses getirdi. Biri Arsenal mi dedi? Wenger amcamız, tüm bu Avrupa'daki transfer hareketliliğine karşı olgun tavrını bozmadan, elini cebine atma gereği duymamış ve eleştiriler sonrası zorla sadece Vermaelen'i alarak sezonu tamamlamıştır...

2009 - 2010 sezonun en önemli transferleri.

19 Ekim 2016 Çarşamba

The Best Defensive Players

Onların işi savunma yapmak ve bu işi yapmak da tamamen sanat işi. Hem rakibinizi savunacaksınız, hem topu oyuna iyi ve doğru bir şekilde sokacaksınız, hem de yeri geldiğinde arkadaşlarınızın açıklarını kapatacaksınız. Onlar defansın tandemi, savunmanın göbeği, takımların belki de en kilit futbolcuları. Benim futbolla iç içe olduğum son 20 yıla baktığımda gördüğüm en iyi savunma oyuncuları İtalyanlar ve İngilizlerden çıktı. Maldini, Nesta, Cannavaro üçlüsü yada Ferdinand, Terry (hâlâ oynuyor), Campbell üçlüsü muazzamdı. Ek olarak Puyol, Lucio, Stam da fazlasıyla savaşçı ve bir o kadar sanatçı savunmacılardı. 

Futbolda kazanmak, savunma ile başlar ve savunmanız iyiyse bir şekilde hücumunuz da iyi olur. Hatta gerekirse bu savunmacılar altın vuruşlarla maç bile kazandırırlar. Bunun en yakın örneğini Real Madrid'li Ramos ile görebiliyoruz. Son 3 yılda kazandıkları 2 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunda da baş aktör kendisiydi. 2014'te Atletico Madrid finalinde maç 1-0 bitti derken 90+3'te altın kafa ile gol atarak maçı uzatmalara götürdü ve sonrasında takımı kupaya uzandı. 2016'da yine Atletico Madrid finalinde takımın normal sürede golünü atan tek isimdi. Hatta belki bilmiyorsunuzdur; Sergio Ramos kariyeri boyunca, bir ortasaha oyuncusu olan pas virtiözü İniesta'dan daha çok gol atama başarısı göstermiştir, hem de daha az maç oynamasına rağmen. 

Ekim 2016 itibariyle piyasa rakamları göz önünde bulundurularak dünyanın en değerli savunma futbolcuları aşağıdaki listede. Zamanla aşağıdakiler yukarıya, yukarıdakiler de aşağıya inecektir.

En Değerli Savunma Oyuncuları (The Most Valuable Defensıve Players)

10 Ağustos 2016 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi Kitapçığı (1955 - 2016)

Büyük tutkumuz Şampiyonlar Ligi 2016 - 2017 sezonunu açmaya çok az kaldı. Dünyanın kulüpler bazındaki bu en büyük ve prestijli organizasyonunda çeşitli istatistiksel veriler hazırladım. Adeta mini bir kitapçık görünümündeki bu bilgiler 1955'ten bu zamana kadar 61 yıllık rekabeti özetliyor. Tüm zamanların şampiyonlarından finalistlerine, en çok gol atan ve en çok forma giyen futbolculardan, çalıştığı takımlarla en çok maça çıkan teknik direktörlere... En çok maç yöneten hakemlerden, en farklı skorlar ve daha fazlasını tablolar halinde aşağıda bulabilirsiniz. 

Son olarak 61 yıllık rekabetin puan durumunu da ekledik. Galibiyete 2, beraberliğe 1 puan verilerek oluşturulan puan durumu da oldukça dikkat çekici.






































En çok maça çıkan teknik direktörler
En farklı skorlar


























En fazla maç yöneten hakemler



























En çok çeyrek finale çıkan takımlar
En çok yarı finale çıkan takımlar


Part : Sezon sayısı Titles : Şampiyonluk sayısı Pld : Oynadığı maç sayısı
F : Attığı gol sayısı A : Yediği gol sayısı

27 Haziran 2016 Pazartesi

'Raul Madrid' sen çok yaşa!


Raul Gonzalez Blanco. Bugün 39 yaşına girdi efsane golcü. Kadife sol ayağı, müthiş tekniği, sürati ve akıl almaz golleri ile hep akıllarda kalacak. Real Madrid'i kısa zamanda "Raul Madrid" yapacak kadar değerli bir 'taş'tı adeta. 1994'te girdiği kulüpten 2010'da ayrılmak zorunda kalınca tüm Madrid'liler hüngür hüngür ağlamıştı. Kolay değildi öyle bir anda yuvasından ayrılmak. 16 yıl 'bayrak' adamı olarak kalmak, sadakati ile tüm taraftarların 1 numarası olmak ve Madrid kariyerini bir tek kırmızı kart görmeden 'asil' bir şekilde sonlandırmak...

Beyefendi kişiliği, Madrid'in sembolü oluşu, uzun süre Şampiyonlar Ligi gol krallığında zirvede kalması, her gol attığında alyansını öpmesi... Şüphesiz Raul; Messi ve Ronaldo gelmeden önce dünyanın en iyi 5 golcüsünden biriydi ve yıllar geçse de o asla unutulmayacak. Raul, tabii ki daha uzun ve özel bir yazıyı hak ediyor ama ben bile hüzünlendim bu kadarını yazarken, o yüzden başka bir zamana diyelim.

Bir kez daha iyi ki doğdun büyük golcü, saygıyla...

SON 1 AYDA EN ÇOK OKUNANLAR