Neymar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Neymar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Aralık 2017 Cuma

Bir gün seni yeneceğim!

18 Aralık 2011 tarihinde Santos ile Barcelona takımları Japonya'da Dünya Kulüpler Kupası için karşılaşırlar. Messi, döneminin en iyi futbolcusu olarak anılırken, Ronaldo ile birlikte yürüttükleri 'en iyi'ler akımından kendilerinden sonra gelecek en iyi potansiyelli genç olan Neymar ile Uzak Doğu'da karşılaşırlar. Neymar, adım adım Avrupa'ya hazırlanırken kendisini bir de en iyi oyuncu Messi karşısında test etme imkanı bulmuştur. 20 yaşına basmasına daha iki ay vardı Brezilyalının. Kulübü Santos'ta bu maçta eski Fenerbahçeli Edu Dracena, eski Galatasaraylı Elano, sonradan Real Madrid'e gidecek olan Danilo, 2016'da Sevilla'nın yolunu tutacak olan Ganso, daha 18'inde olan ve bu maçtan iki sene sonra kendisini Ada'da Lazio forması ile bulup değerini bir hayli yükseltecek olan Felipe Anderson ve şimdilerde Çin'de gollerini sıralayan Alan Kardec gibi önemli futbolcular var. Guardiola'nın Barcelona'sı ise son dönemin en iyi kadrolarından birine sahiptir. Messi, Xavi, İniesta, Busquets, Alcantara, Pique, Puyol, Dani Alves, Abidal, Fabregas, Mascherano ve Pedro ile rahatça sonuca giden Barca, o gün 4-0 kazanarak kupayı müzesine koyarken; Santos'un yıldız ismi Neymar ise hayatının en önemli imzasını atacağı gün için 1,5 yıl daha beklemek zorunda kalacaktır.
1 Haziran 2013'te Barcelona'ya 57 milyon euro bonservisle imza atan Neymar, adeta bulutların üzerindedir. Başarılı geçen sezonlardan sonra ise artık bir şeyin farkına varmıştır : En iyisi olmak istiyordur ve bunu Messi'nin olmadığı bir takımda yapmak zorundadır. 2017 yazında PSG'ye 222 milyon euro serbest kalma maddesi ile beraber imza atan Neymar, ilk hedefine, yani dünyanın en pahalı futbolcusu ünvanına kavuşmuştur artık. Şimdi ise nihai hedefine, yani en iyi olmanın peşindedir ve ilk olarak Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanmanın peşindedir. Şimdilik her şey yolunda, zira takım olarak büyük potansiyele sahipler ve Bayern Münih gibi bir takımı 3-0 yenerek rüştlerini de ispatladılar. Cavani, Mbappe, Di Maria, Draxler, Verratti, Rabiot, Kurzawa gibi üst düzey kadroları ile zaten Şampiyonlar Ligi'nin de en büyük favorilerinden biriler. Bakalım Neymar için en iyi olma hayali, bu sezon sonunda nasıl bir çizgiye gelecek? Tabii Neymar için bir de Ballon d'Or ödülü şart. Anlayacağınız her yol, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğundan geçiyor. İster misiniz, bu sezon Şampiyonlar Ligi finali PSG - Barca arasında oynansın?


26 Temmuz 2017 Çarşamba

Neymar & Coutinho A.Ş.

Hali hazırda Brezilya futbolunun tartışmasız en büyük 2 ismi. Neymar & Coutinho

Zaten ofansif futbol deyince akıllara hep Brezilyalılar gelmez mi? Ronaldo, Ronaldinho, Rivaldo, Kaka, Romario, Bebeto, Pele, Zico... Hep aynı futbol aklının, olağanüstü yeteneklerle donatılmış futbolun 'efsane' diye tabir edilen özel isimleri bunlar. Neymar 4 yıldır Barcelona'da, Coutinho ise 4,5 yıldır Liverpool'da forma giyiyor. İki eski arkadaş, iki kafadar. Neymar, Coutinho'dan sadece 4 ay daha küçük ve ikisi de 25 yaşında. Messi ve Ronaldo sonrası adlarını en üst sıralarda telaffuz edeceğimiz iki nezih futbol elçileri. Neymar'ın; Messi ve Suarez'in nispeten altında kalan performansı ile moralinin bozuk olduğu herkesin malumu. Gerçek potansiyeli ve yapacakları kesinlikle şimdikinden çok daha fazla. O yüzdendir ki bir süredir PSG takımı ile görüşme aşamasında ve belki de yakın zamanda Fransa'ya yerleşebilir. Transfer için 222 milyon euro gibi astromomik rakamlar herkesin dilinde. Bu durumda Barcelona'nın da B planı hazır. Messi ve Suarez'in yanına, en az Neymar kadar kaliteli bir isme ihtiyaçları var ve Neymar'ın eski can ciğer arkadaşı Coutinho tam da aranılan kan durumunda. Geçen sene de adı Barca ile anılsa da Klopp'un planlarında kalmayı tercih eden Coutinho da artık kabına sığamadığı Liverpool'dan daha üst düzey bir kulübe gitmek istiyor ve Barca zaten bu kategoride adeta Nirvana! Barcelona'nın olası Coutinho transferinde ise kasasından çıkacak minimum para 100 milyon euro.

Kısacası Neymar ve Coutinho transferleri ile bir anlamda 3'lü takas durumu sözkonusu gibi görünüyor; Barcelona, Liverpool ve PSG takımları arasında... ve belki de sizler bu yazıyı okurken, bu transferler gerçekleşmiş bile olabilir.

Günümüzde üst düzey birçok takım 4-3-3 yada 4-2-3-1 taktiği ile oynadığı için hücum anlamında minimum 3, hatta 4 tane kaliteli isme ihtiyaçları oluyor. Bu isimlerden biri aksadığı zaman o takımın hem liginde, hem de Avrupa'da başarılı olması neredeyse imkansız hale geliyor. 4 sene önce Alexis, Barca'dan Arsenal'e gittiğinde Katalanlar hemen Neymar'ı getirmişti. Klopp ise Firmino, Coutinho, Sturridge ve Mane'nin yanına Salah gibi yetenekli bir hücumcuyu katıp gol sıkıntısını tam anlamıyla çözecekken şimdi Neymar'ın yüzünden Coutinho'yu kaybetme noktasına geldi ve M.City, M.Unıted, Chelsea gibi transfere çok para harcayan takımlar karşısında bu sezon da işleri kolay olmayacak.

Zaman ne gösterir bilinmez ama futbolun tam anlamıyla 'para' üzerinden döndüğü ve yorumlandığı bu kötü zamanlarda bizler de hep aynı şeyleri söylüyoruz : 

Paran kadar değerlisin.
Paranın yüzü sıcaktır.
Paranın açamayacağı kilit yoktur.
Kimin parası, kiminin duası.
Bedava mı sandın, para verip aldım.
Para, parayı çeker.
Paranın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak.
Parayı veren düdüğü çalar.
Dini, imanı para olmak. 
Paraya inanma, parasız da kalma.
Para, para, para... - Napolyon

Romelu Lukaku - Man. Unıted : 84,7 milyon euro
Alvaro Morata - Chelsea : 65,5 milyon euro
Benjamin Medy - Man. City : 50 milyon euro
Kyle Walker - Man. City : 51 milyon euro
Leonardo Bonucci - Milan : 40 milyon euro
Tiemouye Bakayoko - Chelsea : 40 milyon euro
Federico Bernardeschi - Juventus : 40 milyon euro
Antonio Rudiger - Chelsea : 35 milyon euro
Coretin Tolisso - Bayern Münih : 41,5 milyon euro
Alexander Lacazette - Arsenal : 60 milyon euro
Ederson - Man. City : 40 milyon euro
Andres Silva - Milan : 38 milyon euro
Mohamed Salah - Liverpool : 42 milyon euro
Vitolo - Atl. Madrid : 36 milyon euro 
Kylian Mbappe - Real Madrid : 180 milyon euro - LOADİNG...

Bu nedir arkadaş? Özellikle İngiliz kulüpleri Şampiyonlar Ligi'nde uzun zamandır başarılı olamayınca tüm paralarını saçtılar. Paraları saymaktan ve yazmaktan, paradan bahsetmekten futbolu yorumlayamaz olduk. Hadi size bol 'para'lı günler. Havalar nasıl olursa olsun, en çok paralar sizlerin olsun efendim. 

Para ile,

3 Nisan 2017 Pazartesi

Brezilyalılar neden Premier Lig'i sevmez?

En yetenekli futbolcuların adresi olan ülkedir Brezilya. Futbol ansiklopedilerinde "En..." ile başlayan birçok futbolcusu vardır. En efsane olanları; Pele, Garrincha, Zico, Socrates, Romario, Rivaldo, Ronaldo, Ronaldinho, Kaka, Neymar ve diğerleri... Brezilyalılar; kaleci yada savunma oyuncusundan çok (Cafu ve Roberto Carlos'a selam olsun), hücum anlamında en kreatif futbolcuları çıkartırlar. Çok ilginçtir ki yukarıdaki sözkonusu futbolcuların hiçbiri futbolun beşiği denilen İngiltere'de forma giymemiştir. O yüzden de İngiliz futbol tarihine geçebilmiş tek kayda değer futbolcu - şimdilik - Juninho Paulista'dan başkası değildir. Sadece 5 sezon formasını giydiği Middlesbrough'da toplamda 25 gol atarak, Premier Lig'de en çok gol atan Brezilyalı futbolcu olmuştur. Ronaldinho, Barcelona'dan Milan'a geçiş sürecinde Abramovich'in Chelsea'sinden astronomik bir teklif alsa da gitmedi. Keza Neymar, Ada kulüplerinin yoğun ısrarına rağmen Barcelona'yı seçti. Gerçi Neymar'ın birgün Premier Lig'de oynamak istediğini ve Ada futboluna hayranlığını, Mourinho ve Pep gibi saygın teknik adamlarla çalışmak istediğini hepimiz biliyoruz.

Bu satırlar yazıldığı an itibariyle Liverpool'lu Coutinho, Juninho'nun yıllardır kırılamayan rekorunu egale etti. Dördüncü yılını geçirdiği Premier Lig'de takımı ile 25. golünü 1 Nisan'daki Everton derbisinde kaydeden Brezilyalı hücum oyuncusu bu kategorideki rekoru bir hayli geliştireceğinden hiç şüphemiz yok. Liverpool'da oynayan bir diğer Brezilyalı forvet Firmino'da 2.sezonunda 19 gol rakamına çoktan ulaştı bile. An itibariyle yaşayan en yetenekli Brezilyalı golcü olan Neymar, La Liga'da 64, toplamda ise Barcelona forması ile resmi maçlarda iki gün önce 100.golüne ulaştı. Barcelona forması ile daha önce bir diğer Brezilya'lı Rivaldo'da toplamda 130 gol atma başarısı göstermişti. 

Brezilya Milli Takımı'nın en güncel haliyle hücum hattındaki 3'lüsü Neymar, Coutinho ve Firmino. Zaten Ada futbolunda en değerli Brezilya'lılar Liverpool'da ve takımları için de bir hayli efektif bir performans sergiliyorlar. Savunmadaki futbolcuları ise çoğunlukla İspanya ve Fransa liglerinde forma giyiyorlar. Thiago Silva, Miranda, Marquinhos, Marcelo, Filipe Luis ve bir de Juventus'lu Dani Alves. Chelsea'li David Luiz ise zaman zaman Milli Takıma çağrılıyor. Ortasaha da ise durum biraz karışık. Çin Ligi'nden Renato Augusto, Oscar, Paulinho; Real Madrid'den Casemiro ve Brezilya liglerinden 2-3 futbolcu daha kendisine yer bulabiliyor. Hatta eski Fener'li Diego dahi son maçlar için kadroya alınmış ama kendisine forma şansı verilmemişti. Premier Lig'den Willian ve Fernandinho da kadronun müdavimlerinden. 

Bu sezon Premier Lig'de forma giyen bazı Brezilyalılar...

Chelsea'de David Luiz ve Willian  
Liverpool'da Leiva, Coutinho ve Firmino
M.City'de Fernando, Fernandinho ve Gabriel Jesus
Arsenal'de G.Paulista

Tottenham, M.Unıted ve Everton'da Brezilyalı futbolcu yok.

Zamanında Pato, Robinho gibi efsane olmasa da süperstar kategorisine alacağımız futbolcuların da Premier Lig'e gidip, tez zamanda geri döndüklerini hatırlayalım. Luis Fabiano, Lucio ve Hulk gibi büyük yıldızlar da Premier Lig'den gelen teklifleri kabul etmeyen diğer isimler.
Brezilyalılar, Ada'yı sevmiyor, burası net. İngiltere şüphesiz iklim şartları ile doğru orantılı olarak futbolcuların transfer kararlarını net bir şekilde etkiliyor. Güney Amerikalılar, özellikle de Brezilyalılar sıcak bir iklimden geldikleri için bu tarz yerlere daha aşina olacakları yerleri tercih ediyorlar ve İngiltere gibi güneşin kendisini çok az gösterdiği Ada'ya da fazla rağbet göstermiyorlar. Her şeye rağmen gemileri yakıp Ada'ya gidenlerin en uğrak yeri ise Londra ve kulüp ise Chelsea. Şu an Çin Ligi'nde oynayan Ramires 5,5 sezon, bir diğer Chelsea'li Alex 5, David Luiz ve Oscar 4,5 sezon ve yine dördüncü sezonunu geçiren Willian en önemli isimler olarak göze çarpmakta. Sol bek Filipe Luis de Atletico Madrid ile Şampiyonlar Ligi finali oynadığı sezonun ertesinde Mourinho'nun ısrarı ile alınmasına rağmen sadece bir sezon oynayıp tekrar eski kulübüne geri döndü. Premier Lig'de en uzun süre forma giyen isim ise Liverpool'lu Lucas Leiva. Dönem dönem adı Türk kulüpleri ile anılsa da Leiva, bir sezonda ortalama 30 maçın üzerinde oynuyor. 26 yaşında kariyer transferi yapıp M.City'e giden Elano ve çelimsiz forvet Jo, iki sezon zor dayanıp takımdan ayrıldılar. Brezilyalıları sevmeyen Arsene Wenger'in bu konudaki tek istisnası; 6 sezon forma verdiği ve o dönemlerde takımını orta alanda iyi bir şekilde yöneten Gilberto Silva oldu. F.Bahçe'den ayrılıp Arsenal'e giden Andre Santos ile Wenger'in ilişkisi ise sadece 1,5 yıl sürebildi. Man.Unıted da Brezilyalıları sevmeyen kulüplerin başında. Kulübün son Brezilyalı transferi 2008'de Anderson ile oldu ve o da takımda geçirdiği 7 sezonun ardından Coritiba'da futbol hayatını sürdürüyor. 

2016 - 2017 sezonu Ada futbolunda forma giyen futbolcuların % 67'si lejyoner konumunda. Genel olarak İspanyol ve Fransız oyuncuların ağırlık gösterdiği ligde Brezilyalı futbolcuların sayısı; İrlanda, Belçika, Hollanda, Arjantin ve İskoçyalılardan daha az durumda. Toplamdaki 261 lejyoner futbolcunun sadece 13 tanesi Brezilyalı (% 3,8). Afrika ülkelerinden ise toplamda 51 futbolcu (% 20) forma giyiyor. Bu alanda Senegal, Fildişi ve Nijerya başı çeken ülkeler. 

Şimdi sıkı durun. Avrupa'da en çok forma giyen Brezilyalılar hangi ligde diye sorsam, cevabınız ne olurdu? Tabii ki gerek coğrafi, gerekse de aynı dili konuşmaları sebebiyle Portekiz Ligi doğru cevap. Premier Lig, majör ligler arasında Brezilyalıların en az forma giydiği ülke. 2016 - 2017 sezonunda Portekiz'de tam 123 Brezilyalı futbolcu forma giyerken; Serie A'da 35, La Liga'da 25, Lig 1'de 19 ve Bundesliga'da 15 Brezilyalı var. 

Son olarak ülkemizde de toplamda 247 futbolcunun (% 51,7) lejyoner olduğunu hatırlatalım. Bu alanda ise en fazla futbolcu Brezilya'dan (34). Kamerun 13, Portekiz 11, Hollanda, Nijerya ve Senegal'den ise 9'ar futbolcu bulunuyor. 

16 Ocak 2017 Pazartesi

Luis Suarez 100


2010 yılından bu yazı kaleme alındığı güne kadar geçen süre içerisinde dünyanın en iyi santrforu diyebiliriz ona. Liverpool ve Barcelona forması ile attığı onlarca gol, kısa sürede dünyanın en iyi golcüsü olma ve sürekli kendini geliştiren bir profil. 3,5 yılını geçirdiği Liverpool ile 133 maçta 82 gol atarak kumaşını göstermiş, tüm dünyanın dikkatini çekmişti Suarez. Zaten sonrası malum, 81 milyon sterlin karşılığı Barcelona'ya imza attı ve hayallerinin takımında hayal ötesi bir performans sergiledi. 

11 Ocak 2016'da Atletic Bilbao ile oynanan İspanya Kral Kupası'nda attığı gol ile Barcelona formasıyla 100.golüne ulaştı Uruguay'lı süper star. Bu aynı zamanda sadece 2,5 yılını geçirdiği Katalanlarla çıktığı 120. maçtı. Suarez, muazzam istatistiklerine ve başarılarına her geçen zaman yenilerini ekliyor. Zaten kısa süre önce FIFA'nın belirlemiş olduğu en iyi takımda ilk 11'de kendine yer bulmuştu. Hatta kulübü ile çıktığı 121.maç olan Las Palmas maçında iki gol daha bulunca gol sayısını 102'ye yükseltti ve bu kategoride teknik direktörü Luis Enrique'yi (100) de geçmiş oldu. 

Hız, teknik, oyun görüşü, hırs, yetenek vb. tüm hünerlerini sahaya sonuna kadar yansıtan Suarez 30 yaşına önümüzdeki hafta giriyor. En az 2 yıl daha bu seviyede oynayacağını düşünürsek Barcelona tarihinde Lionel Messi'den sonra en çok gol atan oyuncu olarak yer alabilir. Zira 480 gol ile açık ara önde olan Messi'nin ardından 195 gol ile Cesar ikinci sırada. Kulübün diğer efsaneleri arasında bulunan Eto'o 127, Rivaldo 117, Kluivert ise 116 gol atmış. 

Barcelona ile 15 kez 2 gol, 8 kez hat-trick ve 2 kez de bir maçta 4 gol atma başarısı gösteren Suarez için; Messi, Neymar, Arda, İniesta ve Rakitic ile oynamak büyük bir ayrıcalık ve kendisi de bunu çok iyi değerlendiriyor. 

La Liga : 79 maç, 70 gol
Copa Del Rey : 12 maç, 8 gol
Şampiyonlar Ligi : 24 maç, 17 gol
Süper Kupa : 1 maç, 1 gol
İspanya Süper Kupası : 3 maç, 1 gol
Dünya Kulüpler Kupası : 2 maç, 5 gol

2,5 yılda; 2 La Liga, 1 Şampiyonlar Ligi, 2 İspanya Kral Kupası, 1 UEFA Süper Kupası, 1 İspanya Süper Kupası ve 1 kez de Dünya Kulüpler Kupası şampiyonluğu olmak üzere 8 kupa! Yani uzun lafın kısası; onun için daha atılacak çok gol ve alınacak çok kupa var.

11 Kasım 2016 Cuma

Bir Takımla En Çok Gol Atanlar


Nistelrooy Manu'da, Henry Arsenal'de, Shevchenko Milan'da kalsaydı, ilk 10'a girme şansları olurdu kanımca... Ayrıca Raul, Mourinho'nun gazabına uğramasa listede 1-2 basamak daha yukarıda olabilirdi. Messi elbette zirveye oturacaktır, tahminen seneye bu zamanlarda. Ronaldo ise ikincilik için en az 3 yıl beklemek zorunda gibi görünüyor. CR7'nin yine de Messi'den 5 sene kaybı olduğu halde aralarındaki farkın sadece 97 olması da Ronaldo'nun büyük başarısı. 

Eğer şimdiki takımlarından en az 4-5 yıl daha ayrılmazlarsa; Thomas Müller 10.sıradan listeye dahil olabilir. Sergio Agüero da yine listeye girebilecek adaylardan. Fakat bu listeye girebilecek en potansiyelli futbolcu ise kuşkusuz Neymar. Henüz 24 yaşında olan Brezilyalı, 3-4 sezon sonra zaten dünyanın en iyi futbolcusu apoletini alıp, Messi ve Ronaldo'nun rekorlarını kırmaya çalışacak. Hali hazırda Milli Takımda 74 maçta yakaladığı 50 gol, 30 asist ile dahi gelecek için büyük ipuçları veriyor...

12 Ocak 2016 Salı

2015 Fıfa Ballon d'Or - MESSİ


1
2
3
4
5

2015

Me55i - 5 kez
Cristiano - 3 kez
Cruyff - 3 kez
Van Basten - 3 kez
Platini - 3 kez 
kazandılar...

La Liga'dan ödülü alan - 19 kez
Serie A'dan ödülü alan - 18 kez
Bundesliga'dan ödülü alan - 9 kez
Premier Lig'den ödülü alan - 6 kez

Peki sizce FIFA Ballon d'Or ödüllerinin objektiflikle sahiplerine verildiklerini düşünüyor musunuz?

10 Haziran 2015 Çarşamba

Copa America 2015

Futbol ve basketbol anlamında neredeyse tüm büyük organizasyonlar biterken ve spor anlamında nispeten sıkıcı yaz aylarına girerken imdadımıza yetişen bir kupa var : Copa America. İlki 1916’da düzenlenen Copa America; şartlara göre değişken bir yapıda 2, 3 ya da 4 yılda bir düzenleniyor. Önümüzdeki sene turnuvanın 100.yılı olması sebebiyle kupa, Amerika’da düzenlenecek. Kupayı daha önce en çok kazananlar; 15 kez Uruguay, 14 kez Arjantin ve 8 kez Brezilya.

4 sene önce Arjantin’de düzenlenen ve Uruguay’ın şampiyon olduğu turnuva bu yıl, 11 Haziran – 4 Temmuz tarihleri arasında Şili’de düzenlenecek .  8 ayrı stadyumun evsahipliği yapacağı turnuvanın maskotu ise Zincha. Kelime anlamı olarak ‘tilki’ ve ‘taraftar grubu’ kelimelerinin birleşiminden oluşan ‘Zincha’ aynı zamanda Güney Amerika futbolunu takip eden milyonlarca taraftarın önemini vurguluyor.

Copa America’da bu yıl kimler yok ki? Bugün Avrupa’nın kalburüstü takımlarında forma giyen birçok yıldız, Güney Amerika’nın en büyüğü olmak için ter dökecek. Başta Messi, ve Neymar olmak üzere; Alexis Sanchez, Cavani, Godin, David Luiz, Mascherano, Tevez, Hernandez, Pastore, Falcao, Aguero, James Rodriguez, Vidal'li tam bir yıldızlar karması şölenine tanık olacağız. Luis Suarez ise cezası sebebiyle turnuvada mücadele edemeyecek. Kaleciler anlamında da büyük rekabet olacak. Muslera, Bravo, Ochoa, Ospina gibi üst düzey kaleciler maçların sonuçlarını direkt etkileyecekler...


Copa America Grupları

A grubunda Şili, Ekvator, Meksika ve Bolivya yer alıyor. Grubun kağıt üstündeki favorileri evsahibi Şili ve Meksika olmasına rağmen Meksika’nın eski gücünde olmaması Ekvador ve Bolivya’nın şansını nispeten artırıyor. Kaldı ki 2011 Copa America’sında grup maçlarında Meksika’nın 3 maçının tamamını kaybederek elendiğini de hatırlatalım. Özellikle Ekvador’daki çıkış gözlerden kaçmıyor. 2014 Dünya Kupası’nda grupta İsviçre’den son dakikada yedikleri gol olmasa Fransa ile beraber gruptan çıkabileceklerini herkese göstermişlerdi. Şili ise Avrupa’nın üst düzey liglerinde forma giyen yıldızlarına çok güveniyor. Bolivya’nın açıkçası gruptaki  şansı diğer takımlara nazaran oldukça az.

B grubunda ise Uruguay, Jamaika, Arjantin ve Paraguay karşımıza çıkıyor. 2011’de Arjantin’de düzenlenen son Copa America’da çeyrek finalde evsahibi Arjantin’i penaltı atışları sonucunda saf dışı bırakan Uruguay ile her zamankinden daha güçlü olan Arjantin’in aynı grupta yer alması şüphesiz akıllara o maçın rövanşı olacağını getiriyor. Aralarındaki maçın muhtemelen grup liderini belirleyeceği maçta iki takım, büyük bir sürpriz olmazsa çeyrek final biletini alacaklar. Arjantin’in Copa America’yı en son 1993 yılında kazanması ve Messi'nin kariyerinde eksik olan 2 kupadan biri olması; Tangolcuların her zamankinden daha istekli ve arzulu oynayacaklarının bir işareti. Zira 2014 Dünya Kupası’nda da finalde Almanya’ya kaybetmişlerdi. Grubun diğer zayıf halkaları Paraguay ve Jamaika ise grup 3.sü olmaya çalışacaklar. Bunun içinde kendi aralarındaki maçı mutlaka kazanmaları gerekecek.

C grubunun 2 favorisi dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı futbol ülkesi Brezilya ve onu son yıllarda en çok zorlayan takımlardan Kolombiya. Grubun sürpriz yapmaya çalışacak diğer takımları ise Venezuela ve Peru olacak. Kadrolarında birçok yıldız ismi barındıran Brezilya ve Kolombiya’nın grubun olağan favorileri olup zorlanmadan kendilerini ilk 8’in içine atmaları herkesin beklediği gerçek olarak karşımıza net bir şekilde çıkıyor. Üçüncü olmak için puan kadar averajın da önemli olduğu grupta Peru ve Venezuela ek kontenjandan çeyrek final kapısına girmeyi deneyecekler.

Copa America Maçları

3 gruplu toplam 12 takımdan oluşan şampiyonada açılış maçı Şili ile Ekvador arasında 11 Haziran’ı 12 Haziran’a bağlayan gece 02:30’da başlayacak . 22 Haziran’a kadar tüm grup maçları sona erecek. Gruplarını ilk 2 sırada bitiren 6 takım adını çeyrek finale yazdıracak. 3 grubun en iyi 3.sü olan 2 takımla beraber toplam 8 takım yarı finale çıkmak için ter dökecek.  Brezilya ile olan saat farkımızdan dolayı maçlar Türkiye saatiyle 23:00 ila gece yarısı 02:30 arasında oynanacak. Final maçı ise Türkiye saatiyle 23:00’da Estadio Nacional yani Şili Ulusal Stadyumu’nda.


ZİNCHA
Çeyrek final eşleşmeleri ise diğer bildiğimiz programlardan farklı bir şekilde düzenleniyor. A grubun birincisi, B ya da C grubunun en iyi 3.sü ile karşılaşacak. B grubunun birincisi de aynı şekilde A ya da C grubunun en iyisi 3.sü ile mücadele edecek. C grubunun birincisi ise B grubunun ikincisi ile kozlarını paylaşacak. Yarı finale çıkacak dördüncü ve son takımı belirleyecek olan maçta ise A ve C gruplarının ikincileri karşı karşıya gelecek.
Toplamda 26 karşılaşmanın oynanacağı Copa America’da aynı zamanda üçüncülük maçı da oynanacak.

Copa America’yı Kim Kazanır?

Aslında en zoru da bu. Kesin bir favori belirlemek çok güç. Fikstürü gözden geçirdiğimizde en büyük 2 favori olan Brezilya ve Arjantin’in gruplarını lider tamamlayıp çeyrek final maçlarını da kazandığını düşünürsek yarı finalde eşleşeceklerini hatırlatalım. Dolayısıyla 2 takımın finalde karşılaşması için gruplarda ikisinin de 2. olması ya da Arjantin’in grup lideri, Brezilya’nın ise grup ikincisi olarak çeyrek finale çıkması gerekecek. En kötü senaryo ise gruplarda Brezilya’nın lider, Arjantin’in grup ikincisi olması ile yaşanacak. Bu durumda iki takım çeyrek finalde eşleşecekler.

Sözün özü, sözkonusu iki takım olası çeyrek final eşleşmesinden kaçıp en kötü ihtimalle yarı finalde eşleşmek isteyeceklerdir ve Messi önderliğinde Arjantin’i yarım adımla Brezilya’nın önünde görüyorum. Fakat Kolombiya, Uruguay ve Şili'nin her zaman kupayı kazanacak potansiyelde olduklarını da eklememiz gerekir.

Ne diyelim, şunun şurasında ne kaldı ki Copa America’ya? Böylesine kaliteli futbolcularla muazzam bir heyecana sahne olacak turnuvada uykusuz gecelere hazırlı olmak lazım…

                                                                      Copa America resmi şarkısı...

9 Haziran 2015 Salı

2014 World Cup Final Four

Bazen kıyıda köşede rastladığım illüstrasyonlar çok hoşuma gidiyor. Çoğunu da saklıyorum aslında, gün gelir de lazım olur diye. Keşke hepsini sizlerle paylaşabilsem ama bazı özel olanları görünce anılar canlanıyor, hikayeler yerlerinden çıkıyor ve o anılar bir bakmışsınız kelimelere, sonra satırlara ve nihayetinde bir yazıya dönüşebiliyor. Aşağıdaki illüstrasyonlar ise tek bir hikayeyi temsil ediyordu, o da 2014 Dünya Kupası yarı finallerini. O halde...

Üzerinden tam 1 yıl geçti ama hafızalardaki yeri hala sağlam. Evsahibi Brezilya, ikinci kez düzenlediği kupada kolay geçen grup maçlarının ardından yarı finale gelen yolda kendisine komşu olan Şili ve Kolombiya maçlarında çok zorlandı ve şansının da yardımıyla kendisini Final Four denilen o çetin yola attı. Hem de nasıl bir atma o? Sonradan "keşke atmasaydık da en azından çeyrek finalde elenseydik" dedikleri eşleşmede rakipleri Almanlardı. 40 yılda bir eşine rastlanacak, mağlup takımın futbolcularını sokağa dahi çıkartamayacak, hatta insana yüz kızartıcı suç işleme muamelesi yaptıracak o tarihi maçta Sambacılar, kendi taraftarı önünde Almanlara 7-1 yenilince adeta yer yerinden oynadı. Bir de üzerine 'Dünya Kupaları tarihinin en golcü futbolcusu' ünvanını maçtan önce elinde bulunduran Ronaldo'nun da rekoru geçildi ve Klose kariyerinin son büyük organizasyonunda bu rekoru eline aldı. Scolari'nin öğrencileri travmatik ve bir o kadar da psikolojk yıkım veren maçın ardından oynadığı üçüncülük maçında da bu defa Hollanda karşısında (3-0) rezil oldular. Turnuvanın genç ve parlaması beklenen yıldızı Neymar ise ardı ardına gelen başarısız sonuçlarla arada kaynadı. Mümkünse Almanlar, Brezilyalılar ile yakın tarihte bir maç daha yapmasalar iyi olacaktı. Lakin bu utanç vesikasını İtalya maçında Chiellini'nin omzunu ısıran Suarez bile örtemeyecekti.

Diğer dev yarı final eşleşmesinde ise büyüleyici kariyerinde Copa America ile beraber en büyük eksikliğinden biri Dünya Kupası Şampiyonluğu olan Messi'nin Arjantin'i, Robben'in komutasındaki Hollanda ile kozlarını paylaşıyordu. Uluslararası arenadaki tek temsilcimiz Cüneyt Çakır'ın kariyer maçını yönettiği karşılaşmada 120 dakika boyunca kontrolü elinde bulunduran iki takım gol atma başarısı gösteremeyince iş penaltılara kalmıştı. Vlaar ve Sneijder'in kaçırdığı penaltılar Messi ve arkadaşlarını finale taşırken mağlubiyete en çok da Hollanda'nın en iyisi Robben üzülüyordu. Portakallar için tek teselli ise Brezilya karşısında rahatlıkla aldıkları 3-0'lık galibiyet ve Dünya 3.lüğü makamıydı. Tangocular ve özellikle Messi artık tarihi bir eşiğe gelmişti. Tarih kitapları bu maçla beraber değişebilirdi...

Arjantin'de Messi'den sonraki en büyük kilit oyuncu Di Maria sakattı ve geçmişte birçok yıldız futbolcunun başına gelen talihsizliği yaşayıp tarihi finali kaçıracaktı. Bu Almanlar için gayet iyi bir haberdi. Messi her zamankinden daha ekstra bir performans göstermek zorunda kalacaktı, tıkır tıkır işleyen Alman savunması karşısında. Almanlar, finale gelene kadar oynadıkları 6 maçın 90 dakikalarında sadece 3 gol yemişlerdi. Hem sadece Messi değildi kupayı isteyen. Almanlar da bu zamana kadar hiçbir Avrupa ülkesinin kazanamadığı Güney Amerika'da şampiyon olmak istiyordu.

Almanlar, turnuva takımı apoletini tüm dünyaya tekrar hatırlattığı maçta Götze'nin uzatma dakikalarında attığı mükemmel golle Arjantin'lileri üzüyor ve tam 24 yıl aradan sonra Panzerleri Dünyanın en büyüğü yapıyordu. Messi'ye ayıp olmasın diye 'Altın Top' ödülü verilirken, son 10 yılın tartışmasız bir numarası Neuer ise 'kupanın en iyi kalecisi' seçiliyordu. Klose tarihe altın harflerle geçerken, Joachim Löw de kupanın getirisi ile '2014'ün en başarılı teknik direktörü' ödülünü alarak haklı gururu yaşıyordu. Messi "umutlar 2018 Dünya Kupası" diyordu ama aradan geçen bir yıl içinde kariyerine öyle bir Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu sıkıştırıyordu ki, oynadığı ve oynattığı futbolla Barcelona'ya 1 değil 2 değil tam 3 kupa birden kazandırıyordu. Messi Dünya Kupası almasa da artık çoğu futbolsever için dünyanın gelmiş geçmiş en iyisiydi...

************************

Bizde 2014 Dünya Kupası üzerine yazı çok. Okumak isteyenler için :

2014 Dünya Kupası değerlendirme yazısı...
http://serdarilefutbol.blogspot.com.tr/2014/07/2014-dunya-kupas-degerlendirme-yazs.html

Utanç Vesikası : Brezilya 1 - 7 Almanya
http://serdarilefutbol.blogspot.com.tr/2015/02/utanc-vesikas-brezilya-2014.html

Dünya Kupası İkramiyeleri Kimlere Vurdu?
http://serdarilefutbol.blogspot.com.tr/2014/08/dunya-kupas-ikramiyeleri-kimlere-vurdu.html

Almanların Başarısının Arkasındaki Sır
http://serdarilefutbol.blogspot.com.tr/2014/07/almanlarn-basarsnn-arkasndaki-sr.html

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi'ni Kim Kazanır?


Kadroyu yazıyorum, iyi okuyun ve not alın. Maç için ilk 11'im şöyle, pardon :) 
11 yıldızı yazıyorum :

Bayern Münih
Dortmund
Barcelona
Real Madrid
Chelsea
Manc. Unıted
Manc. City
PSG
Juventus
Milan
Napoli

Bu listenin üzerine hemen kritik soruyu soruyorum?
2013-2014 sezonunda Şampiyonlar Ligi Şampiyonu kim olacak?

Elbette şimdiden kestirilmesi zor hatta çok zor bir tahmin... Yukarıdaki tüm takımlar, muazzam rakamları gözlerini kırpmadan harcadılar bu yaz... Tek tek yazmaya gerek yok, alınan futbolcular ve imzalanan bedeller öyle böyle değil... Hatta sizler bu yazıyı okurken dahi yine milyonlarca eurolara transferlere devam etmeleri muhtemel...


Kendi adıma konuşmam gerekirse, hiç bu kadar favorisi bol bir Şampiyonlar Ligi görmemiştim... ve hiç bu kadar yıldız futbolcuyu aynı anda izleme fırsatımız da sanırım olmamıştı... Şampiyonlar Ligi tarihinin belki de en muazzam maçlarını bu sezon izleyeceğiz... Futbolcular sahada tam anlamıyla YILDIZ SAVAŞLARI mücadelesi verirken bizler ise ekran başında hop oturup hop kalkacağız kesinlikle. Kazanan her halükarda yine bizler olacağız :))

Dünyanın en iyi futbolcuları ve yine dünyanın en iyi teknik direktörlerinin müthiş çarpışması için sizler de şimdiden yerlerinizi ayırtın. Böylesi inanın 40 yılda bir gelir...

Neden mi?


Özellikle 5-6 yıldan beri dünya futboluna kalın çizgiler çekerek altındakilere yüksekten bakan iki futbol sihirbazı olan Messi ve Ronaldo'yu artık daha az konuşuyoruz. Onlar hala ilk günkü gibi çok iyiler ama yeni yüzler görmek isteyen futbolseverler de doğal olarak diğer yıldız futbolculara da ağırlık vermeye başladılar. Hatta söz konusu bu 2 büyük yıldızın son 5 yılda hegomanya koydukları FIFA Ballon d'Or ödülünü de bu sezon devredeceklerini tahmin etmek çok zor olmasa gerek. Özellikle geçen sezon Avrupa'da ve Almanya'da alınmadık kupa bırakmayan Bayern Münih'in pek kıymetli yıldızları Robben ve Ribery'den birinin bu büyük ödülü alacağını düşünüyorum.



Yeni yüzler demişken, yazmayayım dedim ama yazmak zorundayım :) Kariyerlerinde ilk defa bu dev platformda şans bularak potansiyellerini cümle aleme gösterme peşinde olacak başta Neymar olmak üzere Jovetic, Guidetti, Varela, Illarramendi, Sanogo, Aubameyang, Marquinhos, Llorente, Cabral gibi isimleri de mutlaka konuşuyor olacağız...

Bir de isimlerini bildiğimiz ama transfer oldukları daha büyük takımlarla adlarını daha bir hafızalara kazıyacak olan yıldız futbolcular da eminim ki manşetleri süsleyecekler. Bale, Schürrle, Cavani, Negredo, Alcantara, Götze, Mkhitaryan, Fernandinho, Navas, Isco gibi isimler şimdiden sırada bekliyorlar...


5 senenin ardından Şampiyonlar Ligi'ne kavuşan lejyonerimiz Arda Turan'a da Atletico Madrid formasıyla başarı dileklerimizi eksik etmiyoruz. Özellikle iyi anlaştığı partneri Falcao'nun transferinin ardından takımın en kilit futbolcusu rolünde olacak ve doğal olarak da sorumluluğu çok artacak...


Listede neden Türk takımı yok? Bunun cevabını zaten sizler benden daha iyi biliyorsunuz... Hemen hemen her sene şampiyonada 2-3 takım sivrilir ama önemli olan bu sivrilmeyi sürekli hale getirmek ve hatta bir basketbol tabiriyle Final Four yani yarı final rüyasıyla taçlandırmak lazım... Bu sene de yine Galatasaray ve devam edebilirse (içinde bulunduğu durum itibariyle) Fenerbahçe ile ilk 8 arasına katılmak istiyoruz ama bu sezon her zamankinden daha zor olacak, bu net bir GERÇEK...


Bayern Münih, Barcelona ve Real Madrid baş favoriler olarak gözükse de bu köprünün altından çok sular akar. Bir bakmışsınız geçen sene olduğu gibi Malaga ve G.Saray bir gelir, sizleri geçer de ağzınız açık kalır. 


"Burası Devler Ligi ve kimsenin kimseye acıması mümkün değil!"


twitter.com/serdarsozkesen

27 Haziran 2013 Perşembe

Biraz nostaljik, biraz da bugünlerden...

Öyle iç içe geçmiş sorunlar yaşadık ki, kafalar allak bullak, moraller sıfır ve insanın yazacak da dermanı yok. Böylesine sıkıntılı günlerde biraz olsun sizlere tebessüm ettireceğini umduğum dünyanın dört bir yanından futbolla ilgili bazı fotoğraflar paylaşmak istiyorum. Ayrıca tebessüm ederken bir de nostaljik kareleri de ekledim, eminim iyi gelecek :)






Bir Real Madrid sempatizanı olsam da bu bana hiç dokunmadı :)
Barcelona'lı küçük bir taraftarın yaptığına bakın :) Keşke her espri bu tarz karikatürize edilse...









Chelsea'li David Luiz, çok renkli bir kişilik. Saçları da cabası :)) Bu fotoğrafı yapana da alkış lütfen, yaratıcı fikir...



Efsane tabirini çok severim ama bu kelimenin içini doldurmak lazım. Ronaldinho ve Pirlo... Fazla söze gerek var mı?


Kayıp bir yıldız... 2001'de geldiği İnter'de 2009 yılına kadar inişli çıkışlı performanslar sergiledi. En son ülkesi Brezilya'da Corinthians'da forma giydi. Şimdilerde ise meçhul... Adriano hala 31 yaşında...




Bende diyorum ki efsane kaleci Oliver Kahn'ı neden bu kadar sever mişim diye? Meğer o da benim gibi 15 Haziran doğumluymuş. Efsane, 44 yaşında... Son 20 yılın tartışmasız en iyi 5 kalecisinden biri... 

... ve Ancelotti Real Madrid'de. Kendisi ile Milan'da çok başarılı sezonlar geçiren Kaka için belki de yeniden doğuş olabilir. Elbetteki zor ama neden olmasın? Belki de keramet hocadadır :)




Futbolun son parlayan yıldızı Neymar... Bakalım ilk Avrupa macerası olan Barcelona'da neler yapacak? Bir basketbol efsanesi olan Kobe Bryant, genç futbolcuyu İtalya milli maçı sonrası ziyarete gelmiş...



Herkes, büyük yıldızların özel hayatlarını da merak ederler. İşte bir uzay adamı Messi ve ailesi... 










Efsanelerden söz açılmışken... Bir diğer futbol efsanesine geçiyoruz. Hollanda'nın son 15 yılda yetiştirdiği en iyi forvet, bir gol makinası Ruud van Nistelrooy... Manchester Unıted ve Real Madrid'de gol krallığı yaşamış başarılı golcüyü arada bir anmak lazım :)









Neymar'ı blogumda çok kullandım ve kullanacağım. Çünkü şu an itibariyle fazlasıyla popüler ve Konfederasyon Kupası'nda da muazzam işler yapıyor... İşte kuşak farkı... Dede Pele ve veliahtım dediği torunu Neymar...




Sene 2006... Real Madrid'de o sezon tam bir Brezilya çetesi hakimdi... Hani klasiktir ya, soldan sağa: Cicinho, Robinho, Ronaldo, Roberto Carlos, Baptista...
Brezilya'da futbol ateşi asla bitmez. Sahillerinde de bu ateş her zaman yanar gider... Şimdilerde Konfederasyon Kupası'na ev sahipliği yapan ülke, önümüzdeki sene bu zamanlarda Dünya Kupası gibi bir organizasyonda yine o ateşi yakacak... 










Keşke onları daha çok görsek statlarda... Futbolun görsel yönüne de çok büyük katkılar yapan bayanlara güzel bir örnek :)






Unutulmaz bir Şampiyonlar Ligi Finali'ni daha geride bırakırken... Almanların futbolun yeni patronu olduklarını gösteren final maçı sonrasında, Robben ile Klopp'un sarılma anı, dostluğun ve rekabetin en güzel yansıması olarak tarihe geçti bile...






Bu tarz, fotoğraf hilelerini seviyorum :) Daha önce de buna benzerlerini sıklıkla görmüşsünüzdür. Yaratıcılıkta ve fikir bulmada sıkıntı yaşamayanlar iyi beceriyor, tebrik etmek lazım...

Biri 10 numara, diğeri 11 numara... Biri 33 yaşında, diğeri henüz 21... Her biri de, kendi jenerasyonlarının en iyilerinden... Abi, kardeş gibiler... Acaba hangisi frikiği kullanacak? :))





To be continued...

twitter.com/serdarsozkesen

19 Nisan 2013 Cuma

Futbolun Mizahi Yönü - 5

2012 - 2013 futbol sezonun bitimine yaklaşık olarak 1 ay kala ben yine kafaları dağıtmak, futbolun mizahi tarafına da atıfta bulunmak adına 2 ay önce başlattığım serinin 5.sini sizlerle paylaşmak istedim...

Malum, çoğu takımın taraftarı takımının içinde bulunduğu yarışın sıkıntılarıyla uğraşırken, ben hep burada futbolun güzel bir oyundan ibaret olduğunu ve mizahi, gülmece tarafının da olduğunu düşündüren ve hissettiren eğlenceli fotoğraflardan oluşan bir seri başlatmıştım...

Lafı fazla uzatmadan, serinin ilk 4 bölümünü de tekrar hatırlattıktan sonra 5.bölüme başlıyoruz :)

Futbolun Mizahi Yönü 
Futbolun Mizahi Yönü -2
Futbolun Mizahi Yönü -3
Futbolun Mizahi Yönü -4

Ballon d'Or ödülüne farklı bir bakış :)
Geçen sezon en zayıf halka Chelsea kupayı kazanmıştı. Bu sezon?
Tavus kuşuna dönen Neymar, acaba hangi takıma gidecek?
Hepimiz Messi'yiz yada öyle olacağız, başka yolu yok!!
Robben, her şekle uyar, çok amaçlı :)
Messi - Ronaldo finali olur mu bilmeyiz ama hiç de kolay olmayacak.
Yorumsuz :)
Tam da beni anlatıyor. Senin dünyan, benim dünyam :)

20 Şubat 2013 Çarşamba

Futbolun Mizahi Yönü - 2

Geçenlerde, neredeyse tüm hayatımızı içine alan futboldan biraz olsun sıyrılmak adına Futbolun Mizahi Yönü konu başlığı altında esprili fotoğrafların da yardımıyla bir blog paylaşmıştım. Saolsun gerek sosyal ağlardan gerek de mesaj yoluyla olumlu tepkiler geldi ve bu tarz paylaşımlarımızın daha çok artırılması yönünde de istekler oldu...

Ben de araştırmamı devam ettirip yine farklı ve alt yapısı yine futbol olan tebessümlük hatta bazen kahkahalık fotoğraflar buldum ve derledim...

Umarım beğenirsiniz...
Dünyanın en iyi 2 futbolcusunun koleksiyonunda BİR ŞEY eksik. Torres ise bıyık altından sırıtıyor :)
Mancini'nin, geçenlerde "İngiltere'nin en iyisi benim" demecinden sonra...
Hakikaten de ikisini toplayınca Messenger'a ulaşabiliriz :))
ve bir toplama işlemi daha... Balotelli + Neymar birleşince böyle bir görüntü ortaya çıkıyor...

(To be continued...)


twitter.com/serdarsozkesen

SON 1 AYDA EN ÇOK OKUNANLAR