uyku etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
uyku etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Haziran 2014 Pazartesi

dua ile..


uyku alışkanlığını nasıl edindiğimizi burada ki yazımda anlatmıştım..
uykuya dalmadan önceki adımlarımızdan biri de dua okumak..

2 yaşına girdiğinde uyku duamızla başladık öğrenmeye..
" allahım.. sen beni, annemi koru..
babamı koru..
bütün çocukları da koru..
onlar aç kalmasın, evsiz kalmasın..
mutlu olsunlar..
amin.."

sonra sırasıyla ihlas suresi, subhaneke, rabbena atina, rabbena firli, kevser, fatiha ve euze besmeleyi ezberledi..
birini öğrendikçe diğerini ekledim ardına..
şimdi biraz takılsa da hepsini rahatlıkla okuyabiliyor..
en çok ihlas suresini seviyor, çünkü onun içinde " samet dayı" sı var..
:) 


illa öğrensin diye okumadım aslında..
dua kavramını bilsin, amacını bilsin yeterdi benim için..

geçen akşam yatak duamızı okurken 
" annecim dedemin ayağı acımış ya, o geçsin diye de dua edelim" 
dediğinde anladım ki bunu başarmışız..

şimdi okumasak hemen uyarıyor..
bazen 
" annecim geç oldu bugün dua okumayalım" 
dediğimde kıyameti kopartıyor.. 
tabi bunu benimle daha fazla vakit geçirmek için yaptığından eminim..
:)
ama olsun.. yine de seviyor dualarını..

hayırlı dualar ile..

iyi haftalar..




28 Nisan 2014 Pazartesi

uyku ritüeli


dila 4 aylıktı odasını ayırdığımda.. 
etraftan gelen "daha çok küçük" " ağlar sesini duymazsın" " uykun çok ağır çocuk ağlamaktan katılır" korkutmalarına kulak asmadım.. 
ağlamasını bırakın sağdan sola dönse duyuyordum.
hala da öyle..
e anneyim ben..

ayağımda hiç sallamadım..
ama ben sallamadım :)
bakıcımız salladı, teyzemiz salladı..
ona rağmen hiç alışmadı yavrucağım..

4 aylıktan 1 yaşına kadar beşiğine yatırıp sütünü içirdikten sonra kendi kendine dalıyordu uykuya..
ama ne zaman ki beşiğinde dikilmeyi öğrendi işte o zaman başladı işkence..
ağlamalar, yatırdıktan hemen sonra kalkıp ayakta tepinmeler..
çok fenaydı çok..
işte o süreçte başladı bizim uyku eğitimimiz - o da nasıl bir tabirse işte-
sütünü içir..kitabını oku.. biraz seviş.. sonra hadi iyi uykular..
:) 
ilk üç şık tamam.. ama dördüncü şıkkı geçmek öyle kolay olmadı..
bir buçuk saat karanlıkta,beşiğin parmaklıklarının arasından kolumu uzatıp öylece durduğumu bilirim..
parmağım ayrılsa ağlamaya başlıyordu..
ama inatla devam ettim..
yavaş yavaş bu süre azaldı..


2 yaşında geldiğinde herşey yoluna girmişken birden rahat battı bana 
:)
emzik ve biberon bıraktırma çalışmaları..
emziği bıraktığımız ilk 2 akşam kabus gibiydi..
bu konuyla ilgili yazım için tık tık
ama yine ben inatla aynı sırayı uygulamaya çalıştım..
1 hafta sonunda kısmen oturmuştu..

bir süre sonra bu üçlü birleşime bir madde daha ekledik.. 
dua..
o konuyu da sonra irdeleriz..


uyku öncesi bizim için 20 dk. falan sürüyor.. 
sonrası dila hanımın keyfine kalmış..
bazen hemen uyuyor..
bazen bir iki mızıldıyor..
susuyor..
çişi geliyor..
bebesini beğenmeyip değiştiriyor..
ışığın dozajını beğenmeyip ayarlattırıyor..
ama en sonunda pes ediyor..
bu süreçte ortalama 10 dk..

bu tip ayar çekmelerde kararlı olmak önemli..
bana gösterdiği yumuşak başlılığı babasına göstermiyor mesela..
onunla uykuya biraz daha hırçın geçiyor..
daha küsmeli, daha ağlamalı..
babamız biraz yumuşak mizaçlı olduğundan sanırım..

her yaptığımız gibi uyku meselesi de onların iyiliği ve sağlığı için..
çok can sıkıcı hale getirtmeden bir düzene oturtmak şart..

hayırlı haftalar..



22 Kasım 2013 Cuma

ağlama krizi


dün akşam kreşten güle oynaya çıktık.."çok güzel bir gündü anne, yine gelelim noluuurr" nidalarıyla yürüdük arabamızın yanına kadar..
arabaya bindik bir afra bir tafra.. "noldu kızım bi problem mi var..okulda bişiy mi oldu.." " yok bişiy anne.."
iyi peki öyle olsun dedik çok üstüne gitmedik..
eve geldik.. umi zumi takımı başlamış.. ben yemek hazırlayana kadar onu izledi.. yemek yedik.. iştahta bir problemi yok maşallah..
herşey yolunda gibi..
masadan kalktık, biraz kuklalarıyla oynadı..ben bu arada makarna ile resim yapmak için malzemeleri getirdim.. çok sevindi.. yapmaya başladık.. eline yapıştırıcı bulaştığı için bir tur ağladı..masası boyalı diye de ağladı..ama öyle böyle değil.. salya sümük..
"annecim yapmak istemiyorsan, yapmayalım.. ağlamana gerek yok.."


neyse kaldırdık ekipmanları.. hadi resim yapalım dedim.. 
aldık defterimizi.. " sen yap" dedi.. " ne yapayım?" "çiçek yap bana"
çizdim bi çiçek.. hadi sen de yap dedim..ay demez olaydım..
bi başladı ağlamaya..susturamıyorum..
" ben çiçeeek yapamıyorum kiiii, neden yapamıyorum.." bu arada yuvarlak çiziyor yanına yaprağını yapamıyor " bak gördüüün müüüü yapamıyoruuummm işte...""
allahım allahımm şaka gibi.. " kızım bunun için ağlanır mı? sen küçüksün daha, büyüyünce yapacaksın.. hem yapamıyorum diye kestirip atma, uğraş biraz.." yoookkk hiç bir kelime teskin etmiyor sıpayı..
su ter içinde kaldı.. banyo yaptırayım dedim.. ağlarken girdik banyoya ağlarken çıktık.. giyindik ağlıyor, saçını kuruttum ağlıyor.. yok dedim bu böyle olmayacak.. odasına götürdüm.. oturttum yere.. " sen burda biraz sakinleş, susunca yanımıza gel" dedim.. daha bir bağırarak ağladı bir süre.. sonra sustu yanımıza geldi.. allahım surat kıpkırmızı, sümükler akmış.. nasıl tatlı ama.. "annecim sustum ben..seni bir daha üzmücem söz veriyorum" dedi, geldi sarıldı.. "annecim ben sen üzülüyorsun diye üzülüyorum" dedim.. ayyy gene başladı " ama ben çok üzüldüm anne, çiçek çizemedim diye" ay nerden girdim ben bu çiçek olayına bilmem ki.. biraz sarıldıktan sonra uyku olayına çabuk girdi allahtan.. yine bir iki mıkladı ama uyudu..

neden böyle yaptı bilmiyorum, hiç dilanın tarzı değil bu.. okulda mı bişiy oldu, nazar değdi düşünüyorum akşamdan beri..umarım bir daha tekrarlamaz..

siz siz olun çocuğunuza oyun önerisinde bulunurken onun ruh halini çözümlemeyin önce.. yoksa 2 saat boyunca susmayan bir bıdıkla karşı karşıya gelebilirsiniz..

hayırlı cumalar, mutlu hafta sonları..




16 Kasım 2013 Cumartesi

hain dinazor


dilayı dün akşam yatırdım..bütün  uyku öncesi aksiyonlarını tamamlayıp iyi geceler dedikten sonra içerden bir çığlık..
- anneeeeeeeeeee..anneeeeeeeee
- noldu annecim..
iki göz iki çeşme bir halde..
- ama anne ben burada yalnızım.. ben yalnız uyumak istemiyorum..
- annecim yalnız değilsin ki bak sağ omzunda ve sol omzunda iki melek seni hep koruyor.. üstelik sen beni çağırdığında ben hemen geliyorum..
- ama anne, ben uyumucam yalnız.. seninle uyumak istiyorum..
- annecim sen büyüdün ya olmaz ki.. herkes kendi yatağında yatacak.. zelişini vereyim istersen yanına he..
- hayırrrrrrrrr
- aaa dur bak pokoyonu vereyim hemde yıkadık ya tertemiz oldu..
- tamaaammm
- ben şimdi yalnız değilim diil mi anne baaak pokoyom var, o beni korur..
- tabi annecim, sarıl pokoyoya uyuyun hadi..

aslında bir önce ki akşam da böyle bir patlama yaşanmak üzereyken üstünkörü atlatmıştık.. sanırım bu ani oluşan yalnız uyuma tedirginliği bir önceki sabah bana anlattığı rüyadan kaynaklı..

üstünü giydiriyorum..
- anne sen niye beni bıraktın..
- ne zaman bıraktım kızım..
- hani biz ormana gitmiştik ya.. taş atıyordum ben sonra dinazor geldi kocaman.. benim taşımı aldı.. ben seni çağırdım.. annnneee dedim.. sen beni duymadın ama bende ağladım çok..
- rüya görmüşsündür annem sen..
- ama ben çok korktum, çok ağladım..

bu sabahta anlattı bir tane..
- anne biz beşikte oturuyorduk.. boncuklı biyesik yaptık.. ama koptu, döküldü hepsi yere..
- hıımmmm demek ki iyi bağlayamamışız..
- niye sen bağlayamadın anneee
ah ah rüyanın bile fırçasını yiyoruz iyi mi..

aramıza yeni katılan rüyalar bizim hayatımızda biraz sıkıntı yaratacak galiba..

sevgiler..

18 Mart 2013 Pazartesi

yapışık ikiz..


son hastalığından beri bana olan aşkı depreşti bu cadının..
sürekli dipdibeyiz..
tuvalete gidicem dediğimde bile
"annecim tubalete gideme" diye beddua savuruyor arkamdan..
yemeği beraber karıştırıyoruz..
yapbozunu kucağımda yapıyor..
sürekli annecim bak.. annecim oyna.. annecim kucana al..

uzun bir süredir bir ben bir eşim yatırıyor..hiç problem yaşamıyorduk..
ama şimdi..
" hadi uyku saatimiz geldi" dediğim anda kıyamet kopuyor..
" annecim sen yap süt.." "annecim sen oku" " annecim sen uyut"
ayyyyyyyy afakanlar bastı inanın..
geçen akşam resmen savaş çıkardı..
babasına "giiiiiiittt" diye bağırdı.. " sen gitt babacım anneme sarılcam beenn"" 
ağlamaktan sesi kısıldı resmen..
eşim ne dediyse olmadı.. çaresiz ben gittim yanına.. 
" niye böyle yaptın dila, baban çok üzüldü" 
dedim..
" babam üzüldü mü annecim" dedi sesi titreyerek..
" evet, bak gitti yanımızdan."
"babaammm, babacıımmm" diye seslendi beşiğinden.. gelmeyince gözleri doldu..
bıraktım, gitti yanına.. kapıdan "özü dilem babacım" dedi..
sarılıp barıştılar.. " hadi beraber uyuyalım" deyince..
" hayıy babam ben annemle uyucam" dedi yine :)


bir de gece kalkmalarımız artarak devam ediyor ki çok fena..
10 kere uyanıyor ve uyuyor..
" annecim sırtımı çev" "annecim elimi tut"
olur da ben değil babası giderde hemen ayağa kalkıyor.. bir elinde ayşesi bir elinde yastığı..
" büyük yatakta yatıcam" muhabbeti..
ne zaman düzelir bilmem ama benim yorgunluk baş ağrılarım çok feci..

bu arada dün ilk defa tuvalete çiş yaptı, tarihe geçsin lütfen..
mutfaktayken 
" annecim kakam var" dedi..
".......... nasıl yani ya.."
hemen üstünü çıkartmaya başladım.. eşofman, kilotlu çorap, kilot, bez derken kaka düşmüş bile beze :)
ama yine de oturdu.. birazcık çiş yaptı.. farkındamıydı yaptığının bilmiyorum.. ama çok sevindi.. maşrapayla suyunu kendi döktü.. :) 
bir adım bir adımdır :)

hayırlı haftalar.

18 Aralık 2012 Salı

kandırıkçı güzel


projeyi yetiştirmem lazım sabaha.. 


bir çalışma pozu vereyim..


annem git.. oyalama beni..


offfff...

bilin bakalım bu resimler çekildiğinde saat kaçtı.. 
23.40
evet evet yanlış duymadınız..
benim bücürüm gecenin köründe resim yapmaya karar verdi..
:)
saat 21.30 da babası tarafından itinayla yatağına yatırıldı küçük hanım..
öpücükler verildi, iyi geceler temennisinde bulunulup mekan terkedilir..
bir kaç şarkı mırıltısı geldi 5-6 dk.. sonra kesilir..
anneyle babada o ses türkiye de juri üyeliğine soyunda sıcak çay eşliğinde..
saat 23.10 gibi anne diloş kuşun odasına girer üstünü örtmek için..
ne görsün..
uyanık bir cadı.. 
öylece duruyor yatakta.. zelişi kucağında sessiz sessiz takılıyor arkadaş..
tabi anneyi görünce hemen ayağa kalktı..
- annem ben kalktım.. 
- kızım niye uyumadın..
bu arada meme ağızdan çıkalırıp beşiğe atılmıştır bile..
çaresiz anne diloşu kucağına alıp odaya getirir..
sonra işte bu kareler çıkar ortaya..
saat 23.50 gibi tekrar yatırılır hanımefendi..
1.30 gibi uyanır.. ve işte 4.30 a kadar ki uykusuz o süreç başlar..
kah babasının üstünde kah anne üstünde akar gider zaman.
ama bir türlü uykuya dalınmaz..
artık annenin canına tak eder ve bir hışımla aldığı gibi yatağına iade edilir küçük hanım..
-yeter ama annecim artık, sabah olmak üzere.. sakın kalkma bi daha diye tembihlenir..
sözünü dinler annesinin..
minik prenses..

bu hikayede böyle mutlu sonla biter..

aslında odaya girip onu uyumamış görünce korktum. o kadar saat hiç tepki vermeden uyumamış olması düşündürücü.. 2 yaş kontrolunde doktoruna sorulacaklar arasında çoktan yerini aldı..

2 Kasım 2012 Cuma

çalı süpürgesi..


malum anne olunca önce kendinden vazgeçiyorsun.. tabi böyle yapmayanlarda vardır.. ama genelimiz bu durumda.. hep 3.planda oluyorsun.. önce çocuğun sonra eşin en son sen.. e doğal olarak ta kendine zaman ayırmak iyice zorlaşıyor... değil kitap okumak bazen yüzüne krem sürerken geçen zaman kayıp gibi geliyor.. banyonu bile yarım yamalak yapıp ( hele de onunla beraber giriyorsan duşa) kurulanmadan giyinip kuzucuğunun dibinde bitiyorsun üşümesin diye.. hal böyle olunca da parlatılmayı bekleyen gümüşler gibi günden güne sararıyorsun.. 
:)) ay bişiy anlatıcam laf kalabalığına bak..:)
sözün özü saçlarım iğrenççç durumda.. zaten tek tük çekilmiş resimlerde hep toplu olduğunun farkındasınızdır.. çünkü salıncak bir tarafı kalmadı.. tararken resmen saman taneleri gibi dökülüyorlar.. aslında taranmıyorlar desem daha doğru.. 
işte bu sebepten dolayı kestirmeye karar verdim.. e malum cadıyı bırakıp kuafore gidemiyorum madem kuafor benim ayağıma gelsin dedim ve ablamın kızıyla anlaştım.. ( kendisi kuaför olur da:) ) akşam eşiminde nöbetinden faydalanarak şöyle güzel bir bakım yaptırayım dedim ki hay dilimi ısırsaydım.. saat 10 a kadar 3 böcek 1 çiçek epeyce oynadılar.. sonra ufaklılara kitap okuduk, sütlerini içirdik yatırdık.. eymen 15 dk uyudu.. dila cadı gibi ayakta.. uyumucam da uyucam.. yarım saat geçti yok, bir saat geçti yok.. direniyor  sıpa.. e pes ettim artık.. kalk dedim.. kalktı.. gözler ağlamaktan şişmiş artık..bir görseniz.. benimkilerdense  ateş fışkırıyor..
kısacası dila kazandığı yeni bir zaferle mutlulukla böbürlenirken ben telefonda " saçımı bile kestiremiyorum, kendime ait hiç zamanım yok.. bu ne biçim hayat böyle" diye çemkiriyordum eşcağızıma .. 1.30 u buldu uyuması... sabah 7.20 de bir ses.. " abüüü abüü gel gell dala all" zınkk.. neyse gittim yanına.. annem dedi sarıldı boynuma.. gıdışa da bir öpücük.. dışsal olmasa da içsel bakım 10 numara :))
bir süre daha bu çalı süpürgesi gibi saçlarla dolaşacağım çaresiz.. en kısa zamanda onları yolcu etmek dileğiyle..
 mutlu hafta sonları..




19 Eylül 2012 Çarşamba

bir yerde bir hata var ama..

artık büyüdü, kitap okumaya başlamalıyım diye düşünüyordum kaç zamandır.. 4 gecedir de uyguluyorum.. ama bu eylem bizimkinin uykusunu getirceğine daha da açıyor..


önce yanına uzanıp okuyayım dedim.. ne mümkün.. resimlerle konuşmaktan beni dinlemiyor ki.. "efe" "anne" "baba" "hav hav" "töp" :) sürekli gördüğü nesnenin ismini söylüyor.. 
e o kadar kelimeli resimli kitap aldım ki çocuğa olacağı buydu...


dün akşam karşısına oturdum.. önce arkasını dönüp dinledi... bir süre sonra kapakta ki resimleri adlandırdı.. en sonunda "mermem" deyip aldı kitabı elimden kendi okudu :))


baktım olacak gibi değil kısa kestim bu süreci.. sanırım bi süre daha beklemem gerekiyor.. yada inatla devam mı etsem.. eninde sonunda alışacak değil mi?
ay bilemedim ne yapacağımı..
bir önerisi olan söylesin lütfen..
tecrübeli anneler nasıl alıştırdınız kuzularınızı..bir el verin bu acemi anneye..
bir yerde yanlış yapıyorum ama nerde..

16 Ağustos 2012 Perşembe

uyku orucu..


aman ha başlıktan ötürü yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermeyeyim..
bu oruç öyle sahura kadar oturup akşama kadar uyuyarak tutulan oruç değil..
yememenin uyumama ile buluştuğu çifte kutlama.. :(( 


dila hanım ramazanın başından beri top tüfek demeden uykuyla savaş halinde..
onlar aralarında çarpışırken olan bana oluyor.. 
en erken 1.30 da uyu..saat 3 te sahura kalk.. 5 te ancak uyu.. 8de işe git.. 
yo-rul-dum artık.. 
çok yoruldum..

bu uyumamaların arasında 6 gece sahura kalkamayıp uzun oruçta tuttuk..
mesela bugün o günlerden biri..

dün iftardan önce parka götürdüm dilayı..
kumda kale yapmaca oynamaya..
kumu göze doldurmaca oynadık daha çok ama olsun..
çok eğlendik..
iftardan sonra da yediklerimizi eritmek için  bunun  eşliğinde deli gibi tepindik..
saat 22.00 mutfaktan geldiğimde dilayı uyurken buldum kanepede..
allahım serap mıydı bu gerçek miydi..
hemen sütünü yaptım
içirip yatırdım yatağına.. 
biraz nette takıldım.. 
saat 23 gibi bir kase kuruyemiş alıp kuruldum tv karşısına..
derken işte o büyülü ses.. yada bütün bu büyüyü bozan ses mi demeliyim..
-anne anne..
gittim bi iki pışpışladım, uyudu..
aradan 10 dk geçti bir daha..
bir 10 dk. sonra bi daha..
1.30 u tamamladık gene..
e doğal olarak gene gitti sahur.. 

:((


ramazanın bitmesine bişiy kalmadı.. 
2 gün daha bu güzel ibadeti hep beraber yerine getireceğiz..

benim asıl merak ettiğim konu;
bizim bu uyku orucumuzun ne zaman son bulacağı..
hayırlısı...

31 Mayıs 2012 Perşembe

sil baştan..


hani geçenlerde hop hop hoplayaraktan sizinle güzel bir haber paylaşmıştım.. işte burada..  bu hem diloşum hem de benim için çok güzel bir gelişmeydi.. maalesef ki bu sevincim kısa sürdü.. manisa yolculuğu bize hiç iyi gelmedi.. ordan döndüğümüzden beri uyku düzenimizde eskiye geri döndük.. yine kah yanına uzanarak kah karşı kanepeye yatırarak uyutuyorum cadıyı.. odasına yatırdığımda kıyameti koparıyor ve sürekli ağlıyor..


durup dururken niye bozuldu bilmiyorum düzeni.. bir kaç tahminim var tabi.

1 - giderken otobüste uykusu sürekli diğer çocukların ağlama sesleriyle, öksürük sesleriyle bölündü.. bu o onu kötü etkilemiş olabilir..
2 - düğünün başında huysuzlanınca uyutmuştum onu ben.. arabasında uyurken birden davullar çalınca korkarak uyanmıştı.. bundan dolayı yalnız kalmak istemeyebilir..
3 - gün içinde beni çok özlüyor, o yüzden yanımdan ayrılmak istemiyor..
4 - 2 yaş sendromuna hızlı bir giriş yaptık.. sabrımı ölçüyor..

yeni yeni çözümler arıyoruz şimdi.. iki akşamdır yeniden başladık çalışmalara.. beşiğine yatırıyoruz.. ağlıyor, kalkıyor yerinden.. tekrar yatırıyoruz.. yine ağlıyor, kalkıyor.. tekrar yatırıyoruz.. bu 2 eylem 20-30 kere tekrarlanabiliyor.. sonunda yenik düşüp uyuyor.. içim gidiyor aslında.. ama bu onun ilerde kendine güvenli bir fert olması için büyük bir adım... ve ben bunun için bütün sabrımla çalışacağım... eminim sonunda hepimiz kazanacağız..



bu arada canım arkadaşım ülkünün bloğunda ki çanta çekilişinin 2 ayağı dün başladı katılmak isteyen arkadaşlar buraya uğrayabilir.. yine çok şık bir hediye, benden hatırlatması..

sevgiler, saygılar efenim.. hayırlı günler dilerim..

10 Mayıs 2012 Perşembe

bir adım daha..



kızım 2 gündür bir adım daha attı büyümek için..
önce dilimi ısırıyım, popomu kaşıyım..
maşallah, subanallah
elemterefiş kem gözlere şiş diyim..
:)
artık açıklıyorum..
yatağına yatırıyorum..
davşanını yancağızına veriyorum..
veeee
tamam hemen değil..
biraz mızmızlanıyor ama..
kendi başına uyuyor...
hehh heyyyttt
işte bu..
hiç alıştırmadan.. uğraşmadan..
bağırmadan.. ağlamadan..
tek başına..
:)
saat 22.00 de
sütünü içiyor..
pijamalarını ve uyku tulumunu giyiyor..
hadi annecim ee ee yapıcaz diyorum..
yatağına bırakıyorum..
sakın kalkma, kızarım diyorum..
kocaman bir öpcük alıyorum şişko nanaklarından..
lambayı söndürüyorum ve çıkıyorum..
tvnin sesini kısıp dinliyorum..
yok ağlamıyor..
afferin benim kuzuma..
şimdik sıra geldi biboşu bıraktırmaya..

bu arada unutmadan cumartesi akşamı manisa soma yolcusuyuz..
düğüne gidiyoruz..
pazartesi akşam döncez..
yol maceralarımızı artık gelince anlatırım..
sevgiler..

hadi bakalım bana kolay gelsin..
size de hafta sonu güzel gelsin inşallah..


4 Mart 2012 Pazar

uykuya dalış...


bizim hiç uyku problemimiz olmadı kuzumla.. hasta ve huysuz değilse ki çok şükür çok sık rastlanmıyor bu duruma geceleri hiç uyanmadan, kesintisiz uyuyor 2 aylıktan beri.. 4.ayına kadar yanımızdaki minik beşiğinde uyudu.. ben işe başlayınca kendi odasında yatırmaya başladım.. 8 aylık olana dek yatağa bırakıyorduk sadece, kendi kendine dalıyordu.. ne zaman ki ayağa kalmaya başladı uykuya geçiş krizlerimiz de başgösterdi..
her akşam değişen bir şekille uykuya dalıyor.. 4 aylıktan beri değişmeyen tek şey kulağını tutarak uyuması..hatta kendileri bu sebeple kepçe kulaklı olma yolunda ilerliyor.. :))neyse..
bazen sütünü içerken uyuyakalıyor ki bu en iyisi.. eğer bunu pas geçtiysek eziyet orda başlıyor, hem kendine hem bize..
önce ayağımda sallıyorum.. ninniler söyleniyorum diloşta eşlik ediyor.. tam dalıcak açıyor gözlerini tekrar.. hav havını istiyor yada ayşesini.. veriyorum, sımsıkı sarılıyor.. ama yok o parmak hep havada " bu bu"
babasına atıyorum topu sonra.. oda biraz sallıyor.. yok inadı tuttumu katiyyen uyumuyor..
baraber uzanıyoruz yatağa.. üstüme yatırıyorum onu.. kendimce hikayeler anlatıyorum.. işte uyucan, uyancan, parklara gidicez, ciciler alıcaz kızıma.. ı ı olmayınca olmuyor..
sonra yanıma alıyorum.. bakışarak konuşuyoruz bu sefer..iltifatlar başlıyor müzik eşliğinde.. benim tatlı kızım.. benim şeker kızım.. benim kömür kızım...uyudu mu sandınız..yokkkkkkk
odasına gidip beşiğinin içine giriliyor.. bir postada orda sallanıyor..
olmadı yanına yatılıyor..
özgür bırakılıyor yatakta.. bi oraya uzanıyor bi buraya.. göğsüme, karnıma, başımın üstüne başını koyuyor bazen.. tam bir parodi yani.. en son alıyorum tekrar koynuma.. bir elinle kendi kulağını diğeriyle benim kulağımı tutuyor.. olmadı diğer kulağımı.. kafamı çevirip duruyor.. hatta birkaç kere uyuyakalmışlığım var yanında, bacaklarımın sızısına uyandığım..
iyice uyku bastırınca da arkasını dönüp uyuyor.. hatta sarılınca kızıyor.. gidiyor diğer tarafa yatıyor.. ya madem kendi başına uyuyacaksın, beni istemiyorsun bu eziyet niye be kara kuzum benim..
bunların hepsi her gece olmuyor tabi.. ama 2-3 tanesinin bir arada yaşandığı da olmadı değil hani..

14 Ocak 2012 Cumartesi

annenin rüyası..

tarihe not.. 26 aralık 2011.. saat 22.00 diloş uyudu.. saat 23.00 anne de uyudu..

bunu niye mi söyledim.. çünkü o günden sonra uyku yüzü görmüyoruz ikimizde.. tamam 1 yaşında oldun.. tamam büyüdün artık, abla oldun..
evet bizi özlüyorsun.. daha fazla vakit geçirmek istiyorsun.. ama annecim 3 e kadar da oturulmaz ki ya.. e buna da can derler dimi..


gecenin bir yarısı uyu artık diye bağıran bir annen var artık hayırlı uğurlu olsun.. bir de utanmadan bebeğini ayağına koyup benim taklitimi yapıp babanın benim hakkımda ileri geri konuşmasına sebep oluyorsun ki çok ayıp..
ben de seni çok özlüyorum.. sürekli aklımdasın, ruhumdasın.. 


hatta bugünler de işyerinde gördüğüm rüyalardasın.. :))

iyi bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle..
                                                         uykusuz anne..

23 Eylül 2011 Cuma

anne olmak gök gürültüsünden korkmamakmış...

bir önceki gece rüyamda deprem olduğunu gördüm.. herkes dışarı kaçarken ben dilayı arıyordum odalarda.. sonra beyaz bir yatakta uyurken buldum.. kucakladığım gibi yere çömeldim.. öyle de uyandım..
dün gece saat 3.. çok şiddetli bir gümbürtü.. uyandım.. elim ayağım titriyor.. allah dedim deprem oluyor.. tıpkı rüyamda ki gibi.. ben odasına varmadan yavrum ağlamaya başladı.. çok korkmuş sesten.. hemen alıp bizim oda ya götürdüm.. ışığı yakıyım dedim.. yok.. elektrikler kesik.. hay aksi.. dışarısı bi gündüz bi gece.. dila onu çektiğim resimlerden alışık flaşlara.. ama bu sesli.. her yıldırımda gözlerini kapıyor sımsıkı sonra da kocaman açıyor.. arkadan gürleme gelince de boğazımı sıkıyor.. ben mi napıyorum.. ondan daha çok tırsıyorum tabi ki.. ama serde annelik var.. belli edermiyim hiç.. ona en sevdiği şarkıyı mırıldanıyorum uykudan kalkmış korkulu sesimle..
"mini mini bir kuş doğmuştu
pencereme konmuştu..."
bu halde saati 7 yaptık. sabah aynaya baktığımda cımırmaktan kızarmış bir boyun, uykusuzluktan şişmiş iki gözle karşılaşmak beni hiç şaşırtmadı..
dün gece anladım ki anne olmak aynı zamanda cesur olmakmış...

22 Ağustos 2011 Pazartesi

uyuyacağım..uyuyorum..uyudum..

saat gece yarısı.. ananemden dönüşte minübüs bekliyoruz.. ama malum fuar mevsimi olduğundan arabalar tıkış tıkış geliyor.. binemiyoruz :((
sabırr sabırr diyoruz... ama gelen giden yok.. çaresiz bekliyoruz..
ve ben artık pes ediyorum...
bu kareden sonrasını bilmiyorum.. ama uyku arası annemin şöföre atığı fırçayı duyar gibi oldum sanki..

19 Ağustos 2011 Cuma

mutluluk...


İçimde ışıltısını hissettiğim yeni hayat, uzakta bir yerde, belki erişilmez bir ülkedeydi ama hareket ettikçe ona yaklaştığımı, en azından eski hayatımı arkada bırakabildiğimi seziyordum...

Orhan Pamuk....

9 Ağustos 2011 Salı

zombi anne :)

     
         bloğumun yeni ismi nasıl olmuş ama.. ZOMBİ ANNE.. niye mi anlatayım..
        cumartesi akşamı nasılsa yarın pazar..uykumuz bölünmesin..sahura kadar oturalım dendi.. iyi güzel..sahur yapıldı..saat 4.30 gibi yatıldı. saat 7.30 gibi minik cadı uyandı.. babasına teslim edilip doğru kahvaltı hazırlamaya.. minik bir patates yanında bir yumurta haşlandı.. ikisi de soyulup ezildi.. içine peynir ve peymez konulup karıştırdı..biraz da kabak çekirdeği..  ta taaaa atom kahvaltı.. peki bu kahvaltının karşılığı olarak dilanın anneye tepkisi ne sizce..  öööö.. mide bulantısı, kafa çevirme ve ağlama.. ısrar var mı? ı ı yok.. hemen 180lik süt hazırlandı..afiyetlen içildi.. tekrar yatıldı..koyun koyuna..mis.. saat 12 gibi biraz mızıklama.. armut püreli yoğurt hazırlandı.. mmm mmm sesleri arasında koca kase bitti.. annenin hala uykusu olduğundan dila babasıylan oynamaya devam etti.. saat 2.30 da "acıktı bu" diye bir sesle uyanıldı.... mis gibi tarhana çorbası yapıldı.. 3 kaşık mmmm geri kalanlar ağlama ve çığlık sesleri arasında yarım kase olmak üzere içirildi.. diloş yatırılıp, baba evi süpürürken mutfağa girildi. yemek hazırlandı.. ütü yapıldı.. yerleştirildi.. arada dilaya ayran verildi.. ezan saati yatırıldı.. (ama nasıl olduysa yine yemekte masadaydı..) yatana kadar bitmek bilmeyen enerjisiyle emekleyen, tırmanan, düşen dilanın peşinde koşuldu.. saat 12 gibi yatağına yatırılmasına rağmen 1.5 saat mızmızlandı.. sonunda yorgun düştü.. uyudu.. 3 te kalkıldı.. 4 saatlik uykuyla pazartesi sabahına uyanıldı.. akşam evde yine aynı şeyler tekrarlandı.. bunlara bir de baş ağrısı eklendi.. ama öyle böyle bi ağrı değil.. saat 11 gibi huzurla uyusun diye bıdığım yıkandı..kremlendi ...( itiraf ediyorum..burda sırf kendimi düşündüm..) daha sütünü içerken uyuyakaldı.. anne baba pek memnun oldu bu durumdan.. biraz etraf toplandı.. saat 1 de yatıldı.. 10 dk geçmedi ki.. işte yine o ses.. biraz pişpişten sonra uyudu sanılırken gene uyandı.. bakıldı..iş olacak gibi değil anneyle babanın ortasında yeri hazırlandı.. ama yok.. orda da huzursuz.. bir bağırma..bir ağlama.. başın ağrıma şiddeti en tepede ki alarmı öttürüyor artık..uyudu uyamadı saati 3 ettik yine.. gece yarısı o mama sandalyesinde ben bir elim başımda yemek hazırlama derdinde.. bu arada baba nerde.. kimbilir kaçıncı hülyada..
       ay çok mu uzattım ne.. kısacası pazar günü fazladan uyuduğum o bir kaç saatin acısı 10 misli olarak ödenmiş olup önümüzde ki pazar bugünden iple çekilmeye başlanmıştır..