2000’den beri din ile bilimin birbirinden farklı olduğunu ve ikisinin de birbirine saygı duyması gerektiğini savunan Dan Brown’ın Robert Langdon seris2000’den beri din ile bilimin birbirinden farklı olduğunu ve ikisinin de birbirine saygı duyması gerektiğini savunan Dan Brown’ın Robert Langdon serisinin beşinci ve yeni kitabı "Origin / Başlangıç"ın da ne yazık ki diğer kitaplardan farkı yok. Her ne kadar insanlığın geleceğinin ne olacağına dair ortaya attığı teorileri beğenmiş olsam da gücünü tamamen okuyucuda merak uyandırmaya dayanan hikaye örgüsünden alan Brown’ın finali fazlasıyla tahmin edilebilir olmakla beraber modası geçmiş ve kendi içinde çelişki uyandırıcı. Belki de Brown’ın artık din ile bilimin barış içinde yaşacağı gibi zaman aşımına uğramış düşünceleri savunmaktan ve okuyucuyu da buna zorlamaktan vazgeçmesi gerekiyor. Yaklaşık 530 sayfadan oluşmasına rağmen neredeyse 200 sayfasının laf kalabalığı olarak adlandırılabilecek kitabın insanların bilinmemezlikleri tanrılarla doldurduğuna dair olan açıklamaları ise eserin en değerli sayfalarını oluşturuyor. Brown umarım seriye bir kitapla daha devam etmez; çünkü Robert Langdon’ın modası sanırım "Başlangıç"ın kendini yalanlayan teorileri gibi geçmek üzere.
Robert Langdon serisinin dördüncü kitabı olan "Cehennem / Inferno", adında da anlaşılacağı gibi Dante’nin başyapıtı "İlahi Komedya" eserinin ilk bölümRobert Langdon serisinin dördüncü kitabı olan "Cehennem / Inferno", adında da anlaşılacağı gibi Dante’nin başyapıtı "İlahi Komedya" eserinin ilk bölümü olan "Cehennem"e saygı duruşunda bulunarak okuyucuyu heyecan dolu bir maceraya ortak ediyor. Dan Brown, inanç temasını bu kitapta da ele alıyor ama bu sefer odak noktasında insanların kendilerine inanması var ki bu yüzden kitabın serinin diğer kitaplarından daha başarılı olduğunu söylemem gerek. Kitabın Floransa, Venedik ve tabii İstanbul’da geçmesi büyük bir artı. Brown’un İstanbul ile ilgili gözlemleri oldukça yerinde. Buna ek olarak, bu seferki maceranın bir önceki kitaplardaki kutsal kitap hayranlığı yerine daha bilimsel olması kitabı daha farklı kılmış. Öte yandan, kitap çok fazla tekrar barındırıyor o yüzden kitabın gerektiğinden biraz uzun olduğunu düşünüyorum. Neyse ki Brown ilk defa finalde hayal kırıklığı yaratmıyor. Umarım gelecek kitaplarda da aynı formül devam eder; bu sefer biraz sayfa sayısı azaltılarak tabii.
Robert Langdon serisinin üçüncü kitabı olan "The Lost Symbol / Kayıp Sembol"ü okuduktan sonra anladım ki sanırım Dan Brown kadar bu kadar mistik öğeyiRobert Langdon serisinin üçüncü kitabı olan "The Lost Symbol / Kayıp Sembol"ü okuduktan sonra anladım ki sanırım Dan Brown kadar bu kadar mistik öğeyi güzel bir şekilde araştırıp; bağlayan ama buna rağmen İncil sempatizanlığı ve inanç propagandası kokana aşırı sıradan finaliyle kitabı rezil eden bir yazar yok. "Kayıp Sembol" de yazarın bir önceki kitapları gibi aynı atmosferi barındıran bir eser. Buna ek olarak kitabın yer yer Thomas Harris'in "The Red Dragon / Kızıl Ejder" romanını hatırlattığını söylemek gerek. Özellikle kötü karakteri fazlasıyla benzerlik taşıyor. Öte yandan, kitabın sonundaki şaşırtmacayı ne yazık ki kitabın başında rahatlıkla çözüyorsunuz ki bu da doğal olarak kitabın puanını aşağıya çekiyor. Brown'ın Masonlukla ilgili oldukça güzel bilgiler verdiğini belirtmekte de fayda var. Kısaca "Kayıp Sembol", "Melekler ve Şeytanlar"ın bir tık önünde belki ama finaliyle yine oku ve geç kitapları arasından çıkamıyor.
Kitaplarla yeni tanıştığım zamanlarda okuduğum "Da Vinci Şifresi"nden fazlasıyla etkilendiğim için yıllardır okuma listemde olan Dan Brown'ın "Angels Kitaplarla yeni tanıştığım zamanlarda okuduğum "Da Vinci Şifresi"nden fazlasıyla etkilendiğim için yıllardır okuma listemde olan Dan Brown'ın "Angels & Demons / Melekler ve Şeytanlar"ı İtalya gezim sonrasında hemen listede en üst sıraya çektim. Fakat kitabı okurken şunu anladım ki yıllar içerisinde okuduğum bir sürü kitap sonrasında Brown'ın yazdıkları aslında çok da etkileyici olmamakla beraber şu an "Da Vinci Şifresi"ni okusam o yıllardaki gibi pek de etkilenmeyeceğim sanki. Yazarın zaman zaman okuyucuya güzel bilgiler verdiğini ve tarihi olayları oldukça güzel bir şekilde günümüze bağladığını söylemeliyim. Buna rağmen kitaptaki inanç propagandası (din değil inanç) ne yazık ki çok rahatsız edici. Burada rahatsız eden şey daha çok yazarın okuyucuya düşüncelerini dayattırma çabası; en azından öyle anlaşılan üslubu. Ateist bir karakterin mucizelere tanıklık ederek kendini sorgulamaya başlaması ister istemeden okuyucuda böyle bir izlenim uyandırıyor. Ayrıca, katil karakterinin Arap asıllı olması da biraz düşündürüyor. Kitabın ikinci yarısının sonlarına doğru eleştiri oklarını az da olsa kiliseye çeviren Brown'ın tabii ki her iki tarafta da tartışma yaratmasına çok da şaşırmamak lazım. Kısaca, okuması oldukça rahat heyecanlı bir roman "Melekler ve Şeytanlar", ondan fazlası değil.
Yaklaşık 7 sene önce okuduğum "The Da Vinci Code / Da Vinci Şifresi" o zamanlar bana oldukça heyecanlı ve bilgi verici bir roman olarak gelmişti. "MelYaklaşık 7 sene önce okuduğum "The Da Vinci Code / Da Vinci Şifresi" o zamanlar bana oldukça heyecanlı ve bilgi verici bir roman olarak gelmişti. "Melekler ve Şeytanlar"ı okurken farkettim ki "Da Vinci Şifresi" de artık bana o hissi vermeyebilir. Yine de o yıllar romanı soluksuz okuduğumu hatırlıyorum. Özellikle Roma'nın Hristiyanlık'ı nasıl kabul ettiği hakkındaki bilgiler oldukça yararlıydı. Ama finalinin yeterince tatmin edici olmadığını söylemem gerek. Robert Langdon serisinin en meşhur kitabı olması nedeniyle hızla bitirilebilecek kitaplar listesinin ilk sıralarında.