dert etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dert etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Haziran 2016 Pazar

DERT EDİNMEK...Başkaları ve Biz

Geçtiğimiz kış hiç aklımda olmayan bir iş geldi başıma. Doğrudan doğruya kendi dalgınlığım ve dikkatsizliğim sebebiyle yaşadığım olay belki hayati bir konu değildi ama kâbus gibi üzerime çöktü. Düzeltilmesi zaman alacağı gibi aileyi de meşgul edecekti. Sorunu yaratan kişi olarak adeta "Dünya yıkılmış ben de altında kalmıştım". Hatamı telafi için aklım devamlı çare aramakta, beynim uyku saatleri haricinde tam mesaideydi.


Günlük hayatta herkes gibi ben de bir çok problemle karşılaşıyorum, sıkıntılar oluyor ama genelde kısa bir üf! çektikten sonra kendime üzüntü yapmadan sorunu çözmeye çalışırım. Problemin çözülmesi zamana yayılacaksa, başlamak yolun yarısıdır deyip, sabırla beklemeyi de bilirim. Ancak, bu defa öyle olmadı. Sorunun benden kaynaklanması ve sonuçlarından ailemin de etkileniyor olması problemi bir an önce çözmeye itiyordu beni.

16 Mayıs 2016 Pazartesi

DERDİNİ ANLATMA...Dinleyen Yok!

Herkes anlatmak istiyor ama kimse dinlemiyor. Dinleyen olmayınca da anlatmanın manası kalmıyor. Kabul günlerinde veya dışarıdaki buluşmalarda karşılıklı hatır sorduktan sonra o günlerde yaşadığın bir derdini, bir sıkıntını veya sevincini doğal olarak anlatmaya başlıyorsun. Bir iki cümle kurdun kurmadın arkadaşın ağzından çıkan lafı kapıp başlıyor anlatmaya.


Mutlaka sizin de başınıza gelmiştir. Çünkü, bu durum son zamanlarda fazlalaştı. Bazen dinliyor gibi yapılıyor ama çoğu zaman buna bile lüzum görülmüyor. Lafını bitirmeni beklemeden alakasız bir konuya giriveriyorlar. Sen de öylece kalakalıyorsun. Hafif bir şok halinden sonra kendine dönüp bir iç muhasebesi yapıyorsun oracıkta. "Acaba fazla konuşmuş olabilir miyim?" diye ama bunun doğru olmadığını biliyorsun. Zira daha bir kaç cümle ya kurdun ya kurmadın.

26 Eylül 2015 Cumartesi

ZAMAN EN İYİ İLAÇTIR...Dinmeyen Ağrı Kapanmayan Yara Yoktur

Özel hayatında başedemediğin bir olumsuzluk yaşıyorsan ve duygularını maskeliyemiyorsan içine kapanırsın. Neş'elerine katılamadığın için arkadaş toplantılarından uzak durursun. Yakın çevren dışında eş-dostla görüşmelerini kesersin. Çünkü, iki lafın birini aynı olaya bağlarsın, başlarsın anlatmaya. Anlattıkça ağlarsın, ağladıkça anlatırsın. Ve, bilirsin ki; anlattığın insanlar, ne kadar seni seven arkadaşların da olsa senin derdini bir kere dinler, iki kere dinler.



Aslında, ihtiyacın olan sadece zamandır. Zaman senin için bir anlamda ilaçtır. Çünkü, bu hayatta geçmeyen hiç bir şey yok. Kapanmayan yara, dinmeyen ağrı yok. Bunu gayet iyi bilirsin de bazen bilmek yetmez. Her gecenin bir sabahı olduğunu unutmuş gibisindir. Sanki, bütün dünyanın dertlerini sırtlanmış da altında eziliyor gibi hissedersin. Aklına gelir için kabarır ağlarsın, birileri sorar anlatırsın ağlarsın. Gözyaşların göz pınarlarından taşar çoğu zaman ağlarsın ama bazen de içine akıtır, ağlarsın.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...