Lider global kripto para borsası Bitget, kripto kullanıcılarına daha iyi koruma ve daha fazla güvence sağlamak için Koruma Fonunu 300 Milyon USD'ye çıkaracağını duyurdu. Bu, Bitget'in, FTX'in çöküşünden ve kullanıcıları büyük kayıplarla bırakmasından sonra kripto piyasasının güvenini oluşturmaya yönelik büyük çabalarının bir parçası. Girişimler, FTX kullanıcılarını desteklemek için 5 milyon USD'lik Builders Fund ve hazırlık aşamasında olan ve 30 gün içinde piyasaya sürülecek olan Merkle Ağacı Rezerv Kanıtı'nı paylaşma planıyla birlikte geliyor.
blog etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
blog etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
23 Kasım 2022 Çarşamba
19 Şubat 2019 Salı
HANGİSİNİ TERCİH EDERSİN? MİM
Mimlenmek blog dünyasının bir gerçeği ama bazen mimlere cevap vermek zor olabiliyor. Vaktinde cevap veremediğim için mahcup olduğum arkadaşlarım var. Bu defa fazla gecikmedim umarım. Mim daveti blog ve instagram arkadaşım Makbule Abalı'dan geldi. Haberini ise deeptone verdi. Bu iki değerli arkadaşımıza buradan selam olsun. Makbule hanım'ın mimini buradan okuyabilirsiniz.
Şimdi gelelim mim sorularına ve verdiğim cevaplara;
1-Hangisini tercih edersin? Uçabilme yeteneği mi yoksa su altında nefes alabilmeyi mi? Neden?
Şimdi gelelim mim sorularına ve verdiğim cevaplara;
1-Hangisini tercih edersin? Uçabilme yeteneği mi yoksa su altında nefes alabilmeyi mi? Neden?
Kuşlar gibi uçmak isterim. Çocukluğumda rüyalarımda sık sık yemyeşil kırların üzerinde uçtuğumu hatırlıyorum. Benim için uçmak, özgür olmak, gitmek, keşfetmek demek.
26 Haziran 2016 Pazar
DERT EDİNMEK...Başkaları ve Biz
Geçtiğimiz kış hiç aklımda olmayan bir iş geldi başıma. Doğrudan doğruya kendi dalgınlığım ve dikkatsizliğim sebebiyle yaşadığım olay belki hayati bir konu değildi ama kâbus gibi üzerime çöktü. Düzeltilmesi zaman alacağı gibi aileyi de meşgul edecekti. Sorunu yaratan kişi olarak adeta "Dünya yıkılmış ben de altında kalmıştım". Hatamı telafi için aklım devamlı çare aramakta, beynim uyku saatleri haricinde tam mesaideydi.
Günlük hayatta herkes gibi ben de bir çok problemle karşılaşıyorum, sıkıntılar oluyor ama genelde kısa bir üf! çektikten sonra kendime üzüntü yapmadan sorunu çözmeye çalışırım. Problemin çözülmesi zamana yayılacaksa, başlamak yolun yarısıdır deyip, sabırla beklemeyi de bilirim. Ancak, bu defa öyle olmadı. Sorunun benden kaynaklanması ve sonuçlarından ailemin de etkileniyor olması problemi bir an önce çözmeye itiyordu beni.
Günlük hayatta herkes gibi ben de bir çok problemle karşılaşıyorum, sıkıntılar oluyor ama genelde kısa bir üf! çektikten sonra kendime üzüntü yapmadan sorunu çözmeye çalışırım. Problemin çözülmesi zamana yayılacaksa, başlamak yolun yarısıdır deyip, sabırla beklemeyi de bilirim. Ancak, bu defa öyle olmadı. Sorunun benden kaynaklanması ve sonuçlarından ailemin de etkileniyor olması problemi bir an önce çözmeye itiyordu beni.
14 Haziran 2016 Salı
ZEYTİNYAĞLI İÇ BAKLALI ENGİNAR...Muhteşem İkili...
Mevsimindeyiz ya ardarda yeniden yeniden enginar pişirme günlerindeyim. Biri bitiyor, yenileri alınıyor ve farklı tariflerle pişiriliyor. Zannedersiniz ki, enginar festivali var da yer gök enginar olmuş. Sebze pişirmek istediğim zaman gözüm sadece enginar tezgahlarında. Bu daha ne kadar sürecek bilmiyorum ama bir an önce bitse iyi olur. Çünkü, yaz sebzeleri burnumda tütüyor. Her defasında son bir defa daha diyerek enginar tezgahına yöneliyorum. Yok yok! hakikaten bu son olsun.
Madem ki son defa pişiriyorum yine annemin usulünde olsun istedim. İyi ki de öyle düşünmüşüm zira iç baklalı enginarı özlemişim. Şu anda bu sayfada ziyaretçi olanlar yani tarifimi merak edip gelenler mutlaka enginarı sevenlerdir. Ancak, enginarı sevmeyen ve asla yemem diye direten çok insan var maalesef.
Madem ki son defa pişiriyorum yine annemin usulünde olsun istedim. İyi ki de öyle düşünmüşüm zira iç baklalı enginarı özlemişim. Şu anda bu sayfada ziyaretçi olanlar yani tarifimi merak edip gelenler mutlaka enginarı sevenlerdir. Ancak, enginarı sevmeyen ve asla yemem diye direten çok insan var maalesef.
2 Haziran 2016 Perşembe
ZEYTİNYAĞLI ENGİNAR...Garnitürlü
Bizim evin mutfağı annemize aitti ve yemek pişirirken ayak altında dolaşmamıza tahammülü yoktu. Annemiz, yemek pişirmesini kimden ve nasıl öğrenmiş bilmiyorum ama kendine ait özel bilgilere ve yemek zevkine sahipti. Herhangi bir et yemeğine ilave edilecek sebzelerin çeşidi onun için belliydi ve yemeklerinde en ufak bir farklılık olmazdı. Keza, zeytinyağlıların da pişirme tekniği ve ilave edilecek sebzeleri değişmezdi. Örnek vermek gerekirse, Zeytinyağlı Enginar yemeği tüm malzeme çiğden konularak pişirilir ve garnitürü de mutlaka iç bakla olurdu.
Annem yaşlandıkça ve bazı rahatsızlıklarından dolayı gücü azalınca, yavaş yavaş mutfakla ilişiğini kesti ama o üzülmesin diye her yemeği ona sorarak pişirdim. Yeni tarifler her zaman için ilgimi çekmiştir ve denerim ama anne yemeği diye de bir gerçek var. Annemin yemekleri, pişirme usulleri bakımından sağlıklı olduğu kadar lezzetleri de yerindedir. Damak tadımızı şekillendiren anne yemekleri hiçbir zaman unutulmuyor.
22 Mayıs 2016 Pazar
AĞLAMAKLA GÜLMEK KARDEŞTİR...
Yaya kaldırımında yürürken önüm sıra giden genç bir anne ile kızının halleri dikkatimi çekti. Çocuk annesinin elinden tutmuş yürürken hıçkıra hıçkıra ağlıyor bir yandan da başını sağa sola çevirerek etrafına kaçamak bakışlar atıyordu. O esnada bir apartmanın merdivenlerinde güneşe karşı yayılmış uyuyan kediyi gördüm. Genç anne de kediyi gördü ve elinden sıkıca tuttuğu kızıyla beraber kediye doğru yürüdüler. Biraz önce ağlayan çocuk gülücükler saçarak kediye doğru eğildi, elini uzattı kediyi sevmek için. Gözyaşları hala yanaklarının üzerinde ıslak ıslak parlıyordu.
"Ağlamak gülmenin kardeşidir." derler ya çok doğru. Farklı eylemler gibi görünse de aslında gülmek ile ağlamanın birbirinden farkı yok. Her ikisi de duygu boşalması. İş yerinde veya aile içinde yaşadığımız olumsuzluklar karşısında her zaman tepki vermeyiz. Karşımızdakinin yaşça veya mevki bakımından üstün olması tepki vermemizi engeller. Ancak, haksızlığa uğradığımızı düşünüyorsak bu durum bizi yaralar ve duygularımız incinir. Yine de her üzüldüğümüzde veya her canımız yandığında ağlamayız. Bunun gibi her sevinip, kendimizi mutlu hissettiğimizde de kahkahalar atmayız.
"Ağlamak gülmenin kardeşidir." derler ya çok doğru. Farklı eylemler gibi görünse de aslında gülmek ile ağlamanın birbirinden farkı yok. Her ikisi de duygu boşalması. İş yerinde veya aile içinde yaşadığımız olumsuzluklar karşısında her zaman tepki vermeyiz. Karşımızdakinin yaşça veya mevki bakımından üstün olması tepki vermemizi engeller. Ancak, haksızlığa uğradığımızı düşünüyorsak bu durum bizi yaralar ve duygularımız incinir. Yine de her üzüldüğümüzde veya her canımız yandığında ağlamayız. Bunun gibi her sevinip, kendimizi mutlu hissettiğimizde de kahkahalar atmayız.
Etiketler:
acı,
ağlamak,
blog,
blogger,
duygu,
gülmek,
Havadan sudan,
Hayata Dair,
insan,
keder,
yürek yarası
12 Mayıs 2016 Perşembe
AKIL KALBE DANIŞIRSA...
Bedenimizi kullanırken bunu beynimiz aracılığıyla yapıyoruz. Malumdur ki; her şey beyinde bitiyor. Organlarımız beyinden aldıkları komutlarla çalışıyor. Mesela ellerimiz eğer beyin komut vermezse çay bardağını bile tutamaz. Hal böyleyken, beynimizin bizi yönettiğini varsayabiliriz ama bunu tek başına yaptığını düşünmüyorum. Her yönetici gibi kararlarında başvuracağı bir danışmana ihtiyacı var. Bu yüzden beynimizin bazı önemli kararlarını alırken kalbimize danıştığı kanaatindeyim.
Kalbimizin asli görevini yaparken yani vücudumuza kan pompalarken bir yandan da beynimizin danıştığı konulardan etkilendiğinizi anlarız. Asli görevini aksatır, pompaladığı kan miktarının ayarı kaçar. Fazla kan pompalarsa yanaklarımız al al olur heyecandan elimiz ayağımız kesilir eğer normalden az kan pompalarsa kendimizden geçer, bayılırız. Beynimiz kalbimize ne kadar danışırsa danışsın yöneticiliğin en önemli sorumluluğu olan son kararı beynimiz kendisi vermek ister. Kalp, duygularımızın yuvası olduğuna göre beyin de aklı temsil eder. Bir yandan aklı temsil eden beynimizin bizi idare ettiğini düşünüyorum ama bir yandan da yaptıklarımdan, aldığım kararlardan her zaman hoşnut kalmadığımı hatırlıyorum.
Kalbimizin asli görevini yaparken yani vücudumuza kan pompalarken bir yandan da beynimizin danıştığı konulardan etkilendiğinizi anlarız. Asli görevini aksatır, pompaladığı kan miktarının ayarı kaçar. Fazla kan pompalarsa yanaklarımız al al olur heyecandan elimiz ayağımız kesilir eğer normalden az kan pompalarsa kendimizden geçer, bayılırız. Beynimiz kalbimize ne kadar danışırsa danışsın yöneticiliğin en önemli sorumluluğu olan son kararı beynimiz kendisi vermek ister. Kalp, duygularımızın yuvası olduğuna göre beyin de aklı temsil eder. Bir yandan aklı temsil eden beynimizin bizi idare ettiğini düşünüyorum ama bir yandan da yaptıklarımdan, aldığım kararlardan her zaman hoşnut kalmadığımı hatırlıyorum.
1 Mayıs 2016 Pazar
TAVUK BAGET HAŞLAMA...Tavuk Etinin En Besleyici Hali
Haşlama kelimesi günlük hayatta bir çok mana da kullanılsa da aynı zamanda mutfak literatüründe bir pişirme şeklinin adıdır. Eti veya sebzeleri tencerede suyun içinde pişirmeye haşlama denir. Bu tanımlama doğru olsa da benim lügatımda haşlama, kuzu incik veya dana incikle pişirilen, incik bulunmazsa koyun veya dana etinin yumuşak kısımlarından iri parça etlerle yapılan çok lezzetli, sağlıklı, besleyici nefis bir yemektir. Dışarıda, bir lokantada öğle yemeği için haşlama istediğimizde de biliriz ki; önümüze kuzu veya dana etiyle pişirilmiş bir yemek gelecektir.
Durum böyleyken, tavuk etinin hayatımıza girmesiyle diğer bir çok yemekte olduğu gibi haşlama yemeğinde de anlayış değişti. Eskiden etle yapılan tüm yemek çeşitlerinin tavuk eti ile yapılan yeni versiyonları ortaya çıktı. İlk başlarda direndik, hatta hâlâ kuzu ve dana eti tercihimiz ama tavuk etini de tüketmeye başladık. Zaman zaman, tavuk eti hakkında çıkan olumsuz haberlerin etkisiyle uzaklaştığımız oldu ama son zamanlarda tavuk etinin de kaliteli proteine sahip olduğunu söyleyen uzmanların önerileriyle, tavuk yemeklerine mutfağımızda daha sık yer verir olduk.
Durum böyleyken, tavuk etinin hayatımıza girmesiyle diğer bir çok yemekte olduğu gibi haşlama yemeğinde de anlayış değişti. Eskiden etle yapılan tüm yemek çeşitlerinin tavuk eti ile yapılan yeni versiyonları ortaya çıktı. İlk başlarda direndik, hatta hâlâ kuzu ve dana eti tercihimiz ama tavuk etini de tüketmeye başladık. Zaman zaman, tavuk eti hakkında çıkan olumsuz haberlerin etkisiyle uzaklaştığımız oldu ama son zamanlarda tavuk etinin de kaliteli proteine sahip olduğunu söyleyen uzmanların önerileriyle, tavuk yemeklerine mutfağımızda daha sık yer verir olduk.
Etiketler:
baget,
blog,
blogger,
çorba,
Haşlama,
Havadan sudan,
Hayat,
insan,
Mutfak Keyfi,
Tavuk,
yaşam,
yemek tarifleri
15 Nisan 2016 Cuma
YAŞAR KEMAL...Ağrıdağı Efsanesi...Ve Töre...
Memleketimiz malum olduğu üzere yedi coğrafi bölgeye ayrılır. Coğrafi bölgenin tanımını yapmak gerekirse, "Doğal, beşeri ve ekonomik özellikler yönünden sınırları içinde benzerlik gösteren geniş alanlara bölge denir." Her coğrafi bölge halkının günlük yaşantıları kendilerine hasdır. Birbirine sınır olan bölge halklarının töreleri az da olsa benzerlik gösterir ama batı ile doğu bölgeleri arasında çok büyük farklılıkların olduğu bir gerçektir.
Bu farklılıklara en iyi örnek olarak töreden bahsedebiliriz. Ülkenin batısında ve de büyük şehirlerde yaşayanlar olarak töre kelimesini yazılı ve görsel basında bir takım haberler vesilesiyle duyarız. Bu haberler içinde bilhassa töre cinayetleri ve kan davaları başta gelir. Törenin tanımı için Türk Dil Kurumu, "bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş, davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünüdür."der.
Bu farklılıklara en iyi örnek olarak töreden bahsedebiliriz. Ülkenin batısında ve de büyük şehirlerde yaşayanlar olarak töre kelimesini yazılı ve görsel basında bir takım haberler vesilesiyle duyarız. Bu haberler içinde bilhassa töre cinayetleri ve kan davaları başta gelir. Törenin tanımı için Türk Dil Kurumu, "bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş, davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünüdür."der.
8 Nisan 2016 Cuma
FINDIKLI KURABİYE...Atıştırmalık...
Blogger arkadaşlarımın paylaştığı kurabiye tariflerini okudukça hep imrenmişimdir. Kurabiye bana çocukları çağrıştırdığı için çocuk olan evde kurabiye pişer gibi bir ön yargıya sahiptim. Bu yüzden, kurabiyelere imrenmeme rağmen çayın yanına çırpıp çırpıp çeşitli kekler pişirmeye devam ettim. Kek güzel de kurabiyelerin yeri de bir başka. Elle tutulup yenmesinden dolayı çocuklara yakıştırdığım kurabiyeyi ben de içimdeki çocuk için pişirmeye karar verdim.
İyi de etmişim. Uzun yıllardan sonra ilk defa pişireceğim için miktarını az tuttum. Çayın yanında birer-ikişer derken bir haftada tükenen kurabiyelerim saklama kabının içinde son tanesine kadar tazeliğini korudu. Kurabiyeler için önemli olan hafif sertliğe ve kıyırlığa sahip olan kurabiyelerim aslında klasik bir tat ve herkes mutlaka pişirmiş veya tadına bakmıştır.
İyi de etmişim. Uzun yıllardan sonra ilk defa pişireceğim için miktarını az tuttum. Çayın yanında birer-ikişer derken bir haftada tükenen kurabiyelerim saklama kabının içinde son tanesine kadar tazeliğini korudu. Kurabiyeler için önemli olan hafif sertliğe ve kıyırlığa sahip olan kurabiyelerim aslında klasik bir tat ve herkes mutlaka pişirmiş veya tadına bakmıştır.
Etiketler:
atıştırmalık,
blog,
çay,
Çay Keyfi,
çay sofrası,
Dünya,
fındık,
Fındıklı Kurabiye,
Havadan sudan,
Hayat,
insan,
kıyır kıyır,
kurabiye,
mutfak,
Rabia Serteli,
yaşam
6 Nisan 2016 Çarşamba
İpana Luxe Perfection Beyazlatıcı Diş Macunu yorumlarım
Doğru makyaj, dolgun kirpikler, bakımlı bir cilt, hacimli saçlar… En önemlisi de beyaz dişlerle sağlıklı, güzel bir gülümseme! Bu yüzden diş bakımına ve beyaz olmasına oldukça özen gösteriyorum. Sürekli yeni ürünleri deneyimlemeyi de seviyorum. Burada raflarda gözüme çarpan ve Amerika’nın en büyük diş macunu markası olan Crest aslında Procter and Gamble’ın Türkiye’de sunduğu İpana markasıyla tamamen aynı içeriklere sahipmiş. Dünyada ilk defa beyazlatıcı bantları üreten bir marka olduğu için 3 boyutlu Beyazlık ailesi oldukça ilgimi çekti. Son zamanlarda market alışverişine gittiğim her mağazada ve televizyonlarda sıklıkla İpana’nın yeni ürünü olan Perfection’a denk gelince ve özellikle 3 günde %100’e kadar lekesiz iddasını duyunca denemek istedim ve hemen aldım.
İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu ünvanına sahip bu diş macunu ile deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Diş hekimimin de daha beyaz bir diş için önerdiği İpana 3D White Perfection ile güvenle, bembeyaz gülebiliyorum.
Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içeriyor. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekeleri %100’e kadar etkin biçimde çıkarıp ve bembeyaz bir gülümsemeye sahip olmamızı sağlıyor.
Performansına gerçekten çok şaşırdım. Etkisi inanılmaz! İlk kullanımdan itibaren bile diş yüzeyindeki lekeleri çıkarma etkisini farkediyorsunuz. Keskin nane tadıyla ferahlığı sağlıyor, böylece uzun süre ferah bir nefese de sahip oluyorsunuz. Beyazlatma etkisi bu kadar iyiyken diş mineme hiç bir zarar vermediğini bilmek de çok güzel.
İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu ünvanına sahip bu diş macunu ile deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Diş hekimimin de daha beyaz bir diş için önerdiği İpana 3D White Perfection ile güvenle, bembeyaz gülebiliyorum.
Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içeriyor. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekeleri %100’e kadar etkin biçimde çıkarıp ve bembeyaz bir gülümsemeye sahip olmamızı sağlıyor.
Performansına gerçekten çok şaşırdım. Etkisi inanılmaz! İlk kullanımdan itibaren bile diş yüzeyindeki lekeleri çıkarma etkisini farkediyorsunuz. Keskin nane tadıyla ferahlığı sağlıyor, böylece uzun süre ferah bir nefese de sahip oluyorsunuz. Beyazlatma etkisi bu kadar iyiyken diş mineme hiç bir zarar vermediğini bilmek de çok güzel.
21 Mart 2016 Pazartesi
FİLBAHRİ...Eve Gelen Bahar...
çiçekçi tezgahlarında rengarenk,
mis kokulu çiçekler.
bahçedeki yerden bitme çalının,
bahar dalları.
pembe beyaz çiçeklerle bezenmiş
meyve ağaçları
içime çektiğim nefesle,
hissederim baharı.
su dolu bardağın içinde
iki dal filbahri...
belli ki annem sokağa çıkmış.
metruk köşkün bahçesinden
kopardığı iki dal filbahri ile
evimize baharı getirmiş.
8 Mart 2016 Salı
HAYAT SOKAKTA...Kadın Erkek Hep Birlikte...
Ne vakittir böyleydi, ben ne zaman farkettim bilmiyorum ama insanlar artık dışarıda yaşıyorlar. Erkekler zaten sokaktaydılar. Erkek sokağın, dışarının insanıdır ama kadın öyle mi! Kadın çalışıyorsa sabah evinden çıkar akşam da doğruca evine döner. Çalışmıyorsa, gezmek için eşinin hafta sonu tatilini bekler. Eskiden aileler daha çok evlerinde yaşarlardı. Akrabalarını, arkadaşlarını, ahbaplarını ve komşularını evlerinde ağırlarlar, arayı fazla uzatmadan, makul bir süre içerisinde iade-i ziyaret yaparlardı. İade-i ziyaret yapılmazsa ahbaplık ilişkisinin devam etmeyeceği anlaşılırdı.
Bugün ise kadın erkek herkes sokakta. İnsanlar, dışarıda daha fazla zaman geçirmeye başladılar. Sabah kahvaltısı için dahi dışarıya çıkılıyor. Kadınlar, vazgeçemedikleri kabul günlerini dış mekanlarda devam ettiriyorlar. Meşhur türküde olduğu gibi "herkes kesesinden yesin içsin saltanatım var benim" diyen hanımlar, kabul günlerinde günün trendine göre belirledikleri yemek mekanlarında biraraya geliyorlar. Sohbet muhabbet yemek yiyerek hoşça vakit geçiriyor. Toplanan paraları da o günün talihlisine teslim ediyorlar. Böylece, ev sahibesinin üzerindeki külfet kalkıyor. Tüm hizmetlerin mekanda yapıldığı paralı günde herkes günün tadını çıkararak her şeyden önemlisi eve tıkılıp, kalmaktansa dışarıya çıkmanın mutluluğunu yaşıyorlar.
21 Şubat 2016 Pazar
FREZYALAR...Kış Günleri...Evler
Etiketler:
akşam,
blog,
blogger,
çiçek,
evler,
Frezya,
Havadan sudan,
Hayata Dair,
insan,
kış,
Rabia Serteli,
şiir
14 Şubat 2016 Pazar
İFTARLIK GAZOZ...İyi Film
Görmek istediğim filmleri vizyona girdiği ilk gün yani cuma günü 11.00 matinesinde seyretmek hep cazip gelmiştir. Eğer o gün sinemaya gitme imkanı bulamazsam araya hafta sonu girer, haftasonunda hayatın neler getireceği hiç belli olmaz. Takibeden hafta vizyona girecek yeni filmler olduğu için eski filmin hiç şansı kalmaz. Bu durumu yaratan şey ise haftada sadece bir film seyretme niyetinde olmam.
İftarlık gazozda da durum aynen böyle oldu. Vizyona girdiği gün sinemaya gidemedim. Takibeden hafta cuma günü Kötü Kedi Şerafettin vizyona gireceği için hakkımı Şero'dan yana kullandım. Bu durumda İftarlık Gazoz gerilerde kaldı. Vizyondan kalkmadan görme isteğim var gibiydi ama bu istek çok da kuvvetli değildi. Günler geçtikçe filmi unutmaya başlamıştım ki; beraber çok film izlediğim, film zevklerimizin uyuştuğu bir arkadaşımdan filmin methiyesini işittim.
Etiketler:
blog,
blogger,
Cem Yılmaz,
Ege,
film,
Havadan sudan,
İftarlık Gazoz,
Muğla,
sinema,
Sinema Keyfi,
Ula,
yaşam,
Yüksel Aksu
9 Şubat 2016 Salı
ELMALI KEK...Arkadaş Yadigârı
Arkadaşlarımızla buluştuğumuz davet sofralarında ikramların tadına bakarken bir yandan da tattığımız her yiyecek için beğenilerimizi ifade etmeye çalışırız. Ne şanslıyım ki; bu güne kadar oturduğum sayısız yemek ve çay sofrasında bu hiç zor olmadı. Tüm hanımlar sofraları birbirinden lezzetli yiyeceklerle donatırlar. Sofraların her zaman bu derece kusursuz olmasının bir sebebi var tabii.
Arada yeni bir ürün yer alsa da diğerleri o sofrada her defasında var olan, arkadaşımızın ustalığını konuşturduğu yiyeceklerdir. Ancak, her arkadaşın evinde yılda bir kere buluşabildiğimiz için haliyle sofralarını özlemiş oluruz. Bazen de bu yiyecekleri o kadar çok beğeniyoruz ki, istediğimiz zaman pişirebilmek için tarifini alıyoruz. Bu karşılıklı tarif alışverişi eminim her kadını heyecanlandırır. Mesela, arkadaş sofrasında çok beğendiğim kıyır kıyır ağızda eriyen bir kurabiyeyi canım çektiği zaman yapabilmek imkanı bana heyecan verir.
Arada yeni bir ürün yer alsa da diğerleri o sofrada her defasında var olan, arkadaşımızın ustalığını konuşturduğu yiyeceklerdir. Ancak, her arkadaşın evinde yılda bir kere buluşabildiğimiz için haliyle sofralarını özlemiş oluruz. Bazen de bu yiyecekleri o kadar çok beğeniyoruz ki, istediğimiz zaman pişirebilmek için tarifini alıyoruz. Bu karşılıklı tarif alışverişi eminim her kadını heyecanlandırır. Mesela, arkadaş sofrasında çok beğendiğim kıyır kıyır ağızda eriyen bir kurabiyeyi canım çektiği zaman yapabilmek imkanı bana heyecan verir.
Etiketler:
arkadaş,
blog,
blogger,
Çay Keyfi,
çay sofrası,
elma,
Elmalı kek,
Havadan sudan,
IKEA,
kek,
kek tarifi,
kelepçeli kek kalıbı,
misafir,
tarif,
yadigâr
7 Şubat 2016 Pazar
DİSPOZOFOBİ...Biriktirme Hastalığı
Çevremizdeki ailelerin yaşlılarına dikkat edersek bazı davranışlarında benzerliklere rastlarız. Tamamı için diyemem ama çoğunluğun bazı ortak huy ve alışkanlıkları var. Bunu, evladın veya torunların şikayetvari sözlerinden anlamak mümkün. Aslında, yaşıtlarımızla ortak özelliklerimizin olması yadırganacak bir şey değildir. Neticede, akran olan insanların aynı sosyal statüde olmasalar dahi yaşadıkları yıllarla alakalı olarak bazı hal ve davranışlarında, giyim kuşamlarında benzerlikler kaçınılmazdır.
Bu sebeple olsa gerek, 2 nci Dünya Savaşı yıllarını (1939-1945) görmüş olan aile büyükleri benzer huy ve alışkanlıklara sahipler. Devletimiz savaşa fiilen katılmış olmasa da seferberlik ilanı sebebiyle o dönem bir çok malın üretimi azalmış. Bunun neticesinde ortaya çıkan karaborsayı önlemek ve eldeki stokları idareli kullanmak amacıyla, temel ihtiyaç maddelerinden çoğu karneye bağlanmış. Dolayısıyla, Kurtuluş Savaşı'nın yaraları sarılmadan gelen bu ikinci dünya savaşı ile halk yeniden yokluk içine düşmüş.
| Karne ile ekmek alanlar |
31 Ocak 2016 Pazar
GEÇMİYOR GÜNLER...Zaman İzafidir...
Zamanın hızlı geçtiğinden dem vuruyoruz ya zamanın izafi olduğunu unutuyoruz galiba. Belki de bir şeyi biliyor olmak onu anlamamız için yetmiyor. Başkalarının deneyimlerinden yola çıkarak veya okuyarak edindiğimiz bilgiler kuru bilgiler olarak kalıyor. Ne zaman ki; zamanın geçmesini istemediğimiz halde hızlı geçtiği, istediğimiz halde geçmediği durumları bizzat yaşarız, zamanın izafi olduğunu tam manasıyla kavramış oluruz.
Zamanın izafi oluşunu bazıları çok küçük yaşlarda öğrenir, bazılarının öğrenmesi ise zaman alır. Ama er geç mutlaka öğrenir. İstisnasız herkes bir çok kereler bir şeyi veya birini beklemiştir. Hatırlayacak olursak, özlediğimize kavuşmak için kimbilir kaç kere gün saymışızdır. Kavuşmaya saatler kala gözümüz saatte, yelkovanın hızına mukabil akrebin durağanlığı zamanın hiç de o kadar hızlı geçmediğini bize anlatır.
Zamanın izafi oluşunu bazıları çok küçük yaşlarda öğrenir, bazılarının öğrenmesi ise zaman alır. Ama er geç mutlaka öğrenir. İstisnasız herkes bir çok kereler bir şeyi veya birini beklemiştir. Hatırlayacak olursak, özlediğimize kavuşmak için kimbilir kaç kere gün saymışızdır. Kavuşmaya saatler kala gözümüz saatte, yelkovanın hızına mukabil akrebin durağanlığı zamanın hiç de o kadar hızlı geçmediğini bize anlatır.
Etiketler:
blog,
blogger,
Geçmiyor Günler,
göreceli,
Havadan sudan,
Hayat,
insan,
izafi,
Özcan Deniz,
yaşam,
zaman
26 Ocak 2016 Salı
BATON KEK...Kek İyidir...
Geçtiğimiz yaz başından beri evde kek pişirmiyorum. Geçen kış değişik malzemelerle değişik kalıplarda çeşit çeşit kekler pişirdim ve sizlerle de paylaştım. Kışın sonlarına doğru, çok sık pişirdiğim için olsa gerek bıkkınlık geldi ve heyecan vermez oldu. Halbuki, kek pişirmek en profesyonel mutfak ustası için bile heyecan vericidir. Hele ki; mutfakta iddiasız hanımlar için kek pişirmek, her defasında olağanüstü bir deneyimdir. Her defasında heyecanlanırız.
İkram ettiği kek için "çok güzel kabarmış" denmesi ev sahibesine yapılabilecek en büyük iltifattır. Kek dünyadaki en lezzetli, en harika, en sevilen bir unlu mamül olmayabilir ama iyi pişmiş bir kek her zaman için iftihar vesilesidir. İyi bir kek pişirebilmek için hamurunun kabarması gerekir. Fırında kabarmadan pişen kekin içi hamur kalır, dışı kızarır. Yarı pişmiş ve tıkız olan kek aynı zamanda hamur kokar. Ve böyle bir sonuçla karşılaşmaktan bütün hanımlar korkar.
İkram ettiği kek için "çok güzel kabarmış" denmesi ev sahibesine yapılabilecek en büyük iltifattır. Kek dünyadaki en lezzetli, en harika, en sevilen bir unlu mamül olmayabilir ama iyi pişmiş bir kek her zaman için iftihar vesilesidir. İyi bir kek pişirebilmek için hamurunun kabarması gerekir. Fırında kabarmadan pişen kekin içi hamur kalır, dışı kızarır. Yarı pişmiş ve tıkız olan kek aynı zamanda hamur kokar. Ve böyle bir sonuçla karşılaşmaktan bütün hanımlar korkar.
13 Ocak 2016 Çarşamba
AYVA TATLISI...Dünya Tatlısı...
Sonbahar aylarında canlı renkleriyle tezgahları sarıya boyayan ayvalar yavaş yavaş çekilmeye başladı. Sarı ve yeşilimtrak renkleriyle irili ufaklı çeşitli boylardaki ayvalar diğer tüm meyveler gibi yetiştiği bölgenin şartlarına göre farklılıklar gösterir. Kimisi Ayı Boğan'dır. Isırır, çiğner yutarsın daha doğrusu yuttuğunu zannedersin ama tüm lokmalar boğazında dizilmiştir. Nefessiz kalırsın da sırtına yiyeceğin bir yumrukla boğulmaktan zor kurtulursun. Kimisi Ekmek Ayvası'dır, adı gibi yemesi kolay tadı mayhoş suludur ve boğmaz.
Bir de Eşme Ayvası vardır da halk arasında Limon Ayvası olarak bilinir. Diğer ayva çeşitlerine göre en yaygın yetiştirilen ayva cinsidir. Adını kabuğunun renginden alır. Kabuğu limon sarısı, içi de sarımtrak renklidir. Limon ayvası, bol sulu ve mayhoştur. Yemesi kolay, boğucu değildir. Bir de ayvaların en kıymetlisi vardır ki; lezzetinden yemelere doyamazsınız. Çiğ olarak tüketilmesi en kolay, en lezzetlisi olan Altın Ayvası, adını renginden alır. Kabuk rengi koyu sarı olup, meyvesi altın rengindedir. Kabuğunda bulunan pas lekelerinden tanımanız kolaydır. Az suludur, boğucu değildir.
Bir de Eşme Ayvası vardır da halk arasında Limon Ayvası olarak bilinir. Diğer ayva çeşitlerine göre en yaygın yetiştirilen ayva cinsidir. Adını kabuğunun renginden alır. Kabuğu limon sarısı, içi de sarımtrak renklidir. Limon ayvası, bol sulu ve mayhoştur. Yemesi kolay, boğucu değildir. Bir de ayvaların en kıymetlisi vardır ki; lezzetinden yemelere doyamazsınız. Çiğ olarak tüketilmesi en kolay, en lezzetlisi olan Altın Ayvası, adını renginden alır. Kabuk rengi koyu sarı olup, meyvesi altın rengindedir. Kabuğunda bulunan pas lekelerinden tanımanız kolaydır. Az suludur, boğucu değildir.
Etiketler:
Altın Ayvası,
Ayı Boğan,
Ayva,
Ayva Tatlısı,
blog,
blogger,
Dünya,
Ekmek Ayvası,
Havadan sudan,
Hayat,
insan,
Limon Ayvası,
mutfak,
Rabia Serteli,
Tatlı Keyfi,
yaşam
Kaydol:
Yorumlar (Atom)