dekorasyn etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dekorasyn etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mayıs 2010 Cuma

Fotomodelim Topkek

Mayıs 28, 2010 24 Comments
Dün öğlen arasında bir koşu Eminönü'ne gittim. Kafamda bazı kurdelalar kağıtlar almak vardı. Tuhafiyecilerden renk renk kurdelalar aldım.

Bunları almamın sebebi aşağıdaki gibi cupcake süslemeleri yapmaktı. Yalnız akşam eve geç gelince, hava karamasına az kaldığı için aceleden süslemelerim pek muntazam olamadı.


Kırmızı Mutfak'ın sahibi Ebru, yaptığım dijital tasarımlara ilave olarak bana cupcake wrapper kağıtlarından tasarlamamı önermişti. Bunu söyleyeli çok oldu ama ben de bu fikri zaman zaman düşündüm. Tasarlaması sorun değil de , onlara uygun kağıt bulabilecek miyim, nerde basılacak, sonracıma süslü süslü kesmek için belki lazer kesim ya da özel kesme aletlerine ihtiyaç duyulacak...

Bu yüzden bunları yapabilmem şimdilik pek mümkün görünmüyordu benim için. Ancak kendi imkanlarımızla neler yapabiliriz diye düşündüm. Hele geçen gün bir yastıktaya koyduğum şu fikirden sonra. Bu tip hazır kesilmiş cupcake kağıtları oldukça iyi (!) fiyata satılıyor.

İşte bu amaçla aklıma gelen fikirler.

  • Öncelikle düğün parti gibi kalabalık gruplu toplantlar için gerekli çok miktarda kağıt, duvar kağıdıyla sağlanabilir. Öyle güzel kağıtlar var ki,  geçenlerde yine ablam için Unkapanı İMÇ çarşısına gittiğimizde koca koca ruloların çok ucuza satıldığını gördük. Mesela düğünler için parıltılı, saten görünümlü kağıtlar harika olur.
  • Sonra krapon kağıtları. Müthiş güzel ve çok ucuz. Rengarenk olanları var. İster büzgülü ister düz yapılbilir. Ben yukarıdaki resimde beyazları daire ve kare şeklinde  kesip kurdela bağladım. Ya da aşağıdaki gibi yay şeklinde kesebilirsiniz (kırmızı kağıt). Olmadı düz bir dikdörtgen kesilip büzülebilir.



  • Puantiyeli kurdelalar çok hoşuma gitmişti ancak biraz sert ve kalın geldi, fiyonk atılamadı. Bende sadece sardım ve (aciliyetten) iğne ile tutturdum. Zımba ya da yapıştırıcı ile tutturulabilir.


  • Bir diğer denemem de kese kağıdından, bayağı zaman önce yolda pişmiş kestane almıştım. Kese kağıdı iki tane veriyorlar, birine çöpleri koyalım diye. Kağıt öyle hoşuma gitti ki çöp için olanı kullanmaım sakladım. Ve kendisi cupcake kağıdı oldu. Topkeklerin tepesi çok genişmiş, dar gelince kesikler atarak içine sığdırdım. Birinin kenarını oymalı yaptım. Bu şekilde kesebilmek için kağıdı sigara gibi sarıp keserek bir seferde tamamına şekil verdim.



Natürel görünümlü kağıtlardan çok hoş görüntüler elde edilebilir.



İşte aşağıda benim denemelerim. Biri yaldızlı ip, biri pamuklu dantel. Bir de cupcakelerin süslü olduğunu düşünsek ne hoş olurdu.



Bir de başka kurdelaları deneyeyim diye birkaç poz.




  • Bu kağıtlardan başka, çocukların defter kitaplarını kapladığımız, ya da paket yapılan kaplardan keserek harika kılıflar yapılabilir. Bugün aklımdaki gibi kağıtar bulamadım ama (puantiyeli minik çiçekli falan), bulduklarım da fena olmadı.


Yine onları da yay şeklinde kestim. Kesmek için bir kalıba ihtiyacımız olacak. Bu kalıbı kendim de yapmayı denedim ancak ebatlar konusunda kararsız kaldım. Bugün deneyene kadar emin değildim, yine en iyi ölçüler, kekler piştikten sonra anlaşılacaktır.



Benim kullandığım kalıp bu adresten alıntı. Pdf dosyası olarak bir çizim var, bunu yazıcıdan çıkarıp, kestim ve diğer kağıtları da o şablona uygun olarak kestim. Bu adresteki cupcake kağıdı da başlı başına kullanılabilir çok hoş.

Eveeet davet sofraları vs hazırlayamasam da böyle azar azar denemelerim olacak ilerde de. Ancak inşallah o zaman doğru düzgün bir cupcake kullanırım zira bu keklerden biri ezik çıktı, modelimize poz verdirtmek çok zor oldu. Bu arada evde iki tane açılmış kek kaldı, ben rejimdeyim de..

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Bu Aralar...

Mayıs 12, 2010 18 Comments

Merhabalar... Hala eski performansıma dönmüş değilim, zira dönüp dönmemek konusunda da kararsızım yazdığım gibi. Bu arada yaptıklarımı blogumda paylaşmayınca, aslında ne de çok hatıranın unutulup gittiğini farkına varıyor insan, geçmişe baktıkça iyi ki paylaşmışım, ne çok şey yapmışım diye düşünülüyor.

Bu aralar kocacığımla ayrılık öncesi maksimum zaman geçirme konusunda çabalıyoruz. Geçen yazımda tahmini bir süre vermiştim, şimdi neredeyse kesinleşti, 10 gün kadar sonra gidecek.

Bu arada Paşanın annesi olan ablam yeni evine taşınma telaşında. Daha önce de yazmıştım, evinin dekorasyonu için özenle çalıştık, ben de bu arada bazı şeyler hazırlıyorum. Yukarıdaki resimde görülen resimler beyaz çerçeve içinde tablo olacaklar.  Yazılı olan mutfağa, EAT WELL LIVE WELL yazdım ki ablam sağlıklı lezzetli yemekler hazırlaması gerektiğini unutmasın :)

Diğeri de antre için ya da salonun bir köşesine uygulanacak olan dinlenme köşesi için, daha karar vermedim.


Bundan başka beyaz ağırlıklı döşenmiş mutfağına biraz renk katmak amacıyla resimdeki yastık kılıflarından örüyorum, kimisi de aynı renklerde ve çiçekli olacak. Bunlar mutfak sandalyelerinin oturma kısımlarına ince bir minder ile uygulanacak.

Daha birçok şey yapmıştım ama baktım ki fotoğraf makinesinin hafızasından aktarmış kocacım, evdeki bilgisayarda yani. Onları da daha sonra paylaşırım.

Tamamen hobi olarak başladığım blog tasarımı işim haline geldi sanki, kendime şaşıyorum. Ama çok seviyorum tasarlamayı. Sırada yeni tasarımlarım var yapılacak ve heyecanlandırıyor beni. Bazıları tanıdığınız bloglar olacak bakalım görünce şaşıracak mısınız.


Son yaptığım tema Deniz'in Mutfağı, öyle şeker ve ferah oldu ki. Deniz renkli bir arkaplan uyguladım. Biraz farklı bir tasarım oldu bu.  Banner, arkaplan, yukarı ve aşağı doğru görülen çerçeveli beyaz alanların tasarımı bana ait. yandaki kız resmi ve cupcake resimleri hazır, Hoş bir kombinasyon oldu. Sitesi burada.




Bir önceki yazımda link verdiğim ama resimlerini koymadığım bundan önceki iki blog tasarımı da  şöyle, 3prenses'in teması


ve Finlandiya'da  Fizik Doktorasını yapan (meslektaşım) Hintli Ananda'nın blogu.

Şimdilik benden bu kadar, tekrar görüşmek üzere, yorum yazmıyorum ama ara sıra sizleri ziyaret ediyorum. Sevgilerimle..

22 Şubat 2010 Pazartesi

Halı Hikayesi

Şubat 22, 2010 38 Comments
27 yıllık ev kızlığının ardından yeteri kadar halı ve koltuk silmeye doyduktan sonra, evlenince evimde kolay temizlenebilir eşyalar almaya karar vermiştim. Ikea'dan aldığım kanepeler bu amaca gayet güzel hizmet ediyor yıllardır. Yine aynı resimde görülen açık kahve rengi halımdan da çok memnunum.

Biz öğrencilik zamanlarımızda Ce ile çarşı pazar gezer ileride olacak evimize kendi harçlıklarımızla alışveriş yapardık. Mesela eskiden nadiren bulunan bir tahta içine yerleştirilmiş bıçak takımımızı almak için Ce vapurda işportacı adamı uzun zaman yakalamaya çalıştı. Onun dışında Japon pazarından aldığımız kupaları ve tabakları hala kullanıyoruz. Halımızı da çarşamba pazarından yine beraber almıştık.

Halılarım peluş ama tüyleri fazla uzun değil. Bir diğer artı yönü de alt tarfının deri olması böylece hiç kaymıyor. Hatırlarmısınız bir ara deri yada kumaş olup da dikiş yerleri bir parmak tüylü (kolları cepleri vs) mantolar vardı. İşte o zamanlarda bu kumaşlar o tip şeylerin dikimi için satılıyordu. Ben makinada yıkanabilir birşey olmasını istediğimden böyle birşey aldık ve şimdi sık sık yıkayabiliyorum.

Doğrusu güzel bir halının ev dekorasyonundaki yeri doldurulamaz. Ama öyle halılara da sürekli oturulan yemek yenilen bir yerde tahammül etmek zor.


Bir süredir Bir Yastıkta için yayınladığım dekorasyon resimlerine içim gidiyor. Birçok şey oluştu kafamda ve bazı fikirlere ise dayanamıyorum. Mesela yukarıdakiler West Elm isimli mağazadan. Gözlemlediğim o ki, kolay değişmeyecek halı mobilya gibi unsurlarda düz sade ve her modaya uyabilecek tarzlar tercih ediliyor. Evin dekorasyonundan sıkıldığınızda ise perdeler kırlentler örtüler vs gibi daha düşük bütçeli değişiklikler yapılıyor.

Bu örgü görünümlü halılara bitmiştim. Bir kaç ay içinde ablam yeni evine taşınacak ve beraberce yeni evi için dekorasyon hazırlıklarına başladık. Yine Bir Yastıkta için zigzag halılardan oluşan bir koleksiyon hazırlamıştım. Onu hazırlarken ablamın mutfağı için olması gereken halı kafamda oluşmuştu zaten ona göstermek için araştırmıştım. Benden sonra Decor8 de benzer bir post hazırladı (bu siteye bayılıyorum ama bir konuda önce davranmış olmama sevindiğimi itiraf etmeliyim). Neyse Decor8 de aşağıdaki resmi görünce abla işte tam olarak düşündüğüm bu dedim ki ordaki halı da West Elm'den alınmış.


Ama tabiki ben örecektim. İşte bu yüzden geçen hafta içi iş çıkışı Kürkçü Han' a gidip de zar zor taşıdığım 9 kiloluk yünlerle eve döndüm. İstediğim kalınlıkta siyah beyaz ip bulamadım ama buna rağmen  ben de incesinden aldım, istediği katlı yapabilmek umuduyla.


İşte bu da bizimki. 3 sıra beyaz 3 sıra siyah olacak, eşit kalınlıkta. Ben başlayıp birkaç sıra örerek ablama verdim,duyduğuma göre 8-9 renk dönüşü yapmış. Yeğenim Ezgi de hiç örgü örmez genelde bu halıyı bir miktar da o ördü. O kadar zevkli ki o bile sevdiyse herkes sevecektir diye düşünüyorum. Resimde biraz kabarık duruyor ama ütü ile düzeltilecek ve büyüdükçe daha da yerleşecek örgüsü. Bunu 5 numara tığ ile örüyoruz.

Ablama bu ipleri alınca gözüm başka bir yüne takıldı ve onu da kendime aldım. Aşağıdaki resimde de o görülüyor.


Bu da oldukça kalın bir ip ve 8 numara şiş ile örüyorum. Bu resmi çektiğim sırada kısa şişlerle örüyordum ve dikişle birleştirecektim. 70 ilmek atmıştım ve baktım ki 75 cm olmuş, benim istediğim 120 cm olmasıydı. Birleşim yeri tam ortaya gelmeyeceği için içime sinmedi ve uzun şişlerden aldım. Bu ördüğümün miktarın iki katını örmüş iken sökerek yeniden başladım. Şimdi tek seferde eni kadar örüyorum ama büyük şişlerle örerken bayağı kas yapacağım sanırım.


Yünün markası Kartopu Merinos, 9 numara ile örün diye tavsiye etmiş ama çok salık bir örgü olmasını istemediğim için 8 no ile örüyorum. Büyük şişlere 110 ilmek attım sanırım 125 cm genişliğinde olacak hesapladığım kadarıyla. Ve 100 gramlık bir ipten 10 cm yükseklik örüldü. Buna göre 150 cm uzunluk için 15 yün dolayısıyla 1,5 kg gidecek ve bir halı için gayet hafif olacak. Örgünün sonunda o kadar da ince bir halı olmadı. Şimdilik büyük bir hevesle örüyor sonucunu merak ediyorum.


Bir yandan da böyle bebek renklerinde motifler örüyorum. Bundan da bir bebek battaniyesi yapacağım hediye olarak. Bakalım nasıl birşey çıkacak ortaya daha tam oluşturmadım kafamda.

Halı için yünleri alırken bir çok kişinin kirpi iplerden aldığına tanık oldum. Zevk meselesi elbet ama bana kalırsa onların suyu çıktı artık hala almalarına şaştım. Artık doğal, hasır görünümlü ve mümkün olduğu kadar natürel renkler moda. Üstelik böyle bir modanın etkileri uzun süre geçmeyecek. benden söylemesi :p

13 Aralık 2009 Pazar

Yeniyıl Hediyelerimizi Kendimiz Yapalım

Aralık 13, 2009 35 Comments


Bu hafta sonu evdeki malzemeleri yine ortaya döktüm. Aklımda hediye götürmek üzere peçete halkaları yapmak vardı.




Yukarda görülen boncuklar hazırdı, daha önceden almıştım. Aklıma boncuk yerine fındık koyup, simli motifler ördükten sonra, fındıkları bu motiflere sarmak gelmişti.




Resimde görülen simli ipten aldım. Zincirlerden rasgele küçük motifler örmeye başladım. Baktım ki fındığı tamamen saracak ve de altında fırfırlı geniş bir kısım kalacak şekilde olması için, motifi bayağı bir büyük örmem gerekiyor.



Ve her halkaya iki tane fındık koyacağım için 12 kişilik bir takıma yirmidört tane dantel motif örmek zor geldi. Resimde boncuğun üzerinde hali hazırda bulunan simli fileden olsaydı elimde, örmeye gerek kalmadan fındıkları sarabilirdim. Şimdi gözlerim heryerde böyle birşeyler arayacak. Ben de şimdilik fındıktan vazgeçip, resimdeki gibi süsler oluşturdum.



Bundan başka çok pratik şekilde halkalar yapılabilir, henüz yapmadım örnek olsun diye resimlerini çektim. Yine bu amaç doğrultusunda daha önce süslü kurdelalar almıştım.



Buna bezer hazır kurdelaları kestiğiniz bir folya kartonuna (yada plastik bir halkaya, mesela pet şişeleri şeritler halinde kesip zımbalayarak, yada eski plastik amerikan servisleri, kutular paketler artık ne olursa) sıkıca yapıştırın, oldu size çok şık bir peçete halkası.




Fırfırlı pullu bir kurdela ile şirin



Böyle bir kurdela ile lüks sofralar oluşturabilirsiniz.



Folyo kartonunu malesef düzgün kesemediğimden en kusursuz kaplama yöntemi olarak yünle örmeyi buldum. Böylece az kalmış ipler değerlenecek, tabi bu halka daha süslenecek, bitmiş değil.

Bunları yine kendim yapacağım paketler veya kutularla hediye edeceğim. Bittiği zaman son hallerini de paylaşırım. Burada hiç yer almayan birkaç tane daha fikrim var, deneyeyim bakalım olacak mı?

8 Kasım 2009 Pazar

Yoksa Yaşlanıyor Muyum?

Kasım 08, 2009 25 Comments


Annem yıllar önce deseydi, GeCe senin çeyize örgü bir yatak örtüsü  koyalım, hayatta kabul etmezdim, etmedim de. Yıllar önce stoklanmış kalın ağ ipi danteller boşu boşuna evde kaldı ( aaaa aşimdi yazarken hatırladım anneme gideyim hemen)



Sonracığıma geçen yıl ben bu resmi görüp de (lütfen bakın aynısı olmuş mu) bu afgan battaniyesine başlamıştım. O zaman pembe daha açık renkti, ama sonradan aynı rengi bulamayınca daha koyu birtanesine başladık. (Neredeyse bir bebek battaniyesi kadar açık renkli örgüler kaldı).



Sonracığıma ablam ve annem de bana eşlik ettiler ( ama daha çok annem yaptı diyebiliriz) benim örtüm nihayet bitti. Aslında çok uzun zaman önce bitmişti (mesela bayramdan önce konusuyorduk ki o zamanın çok öncesinede bitmişti) ama bir kenar oyası kalmıştı.

Geçen hafta annem getirdi, bende dün yayıp kullanmaya başladım. Dünkü havanın güzelliğinde canlı renklerini pozladım.

Öyle hoşuma gitti ki odaya her girişimde içim açılıyor.

Bundan başka, bir süredir vintage tarzı yatak örtülerine kafayı takmıştım.



29 ekimde yağmurda üşenmeyip eminönüne gittim, resimdeki örtüyü aldım. İki yastık kılıfıyla birlikte 80 lira koca bir örtü, tek kişilikleri de 60 dan başlıyor. O kadar pahalı değil yani. Geçen hafta misafirler geldiğinde de yaymıştım.



Ce "ne bu yamalı babanne örtüleri gibi" diyor :) ama ben bayıldım. Pembe değil mavi tonları istiyordum ancak beğendiğim desen o renklerde yoktu.



Bir tarafı resimdeki gibi tek desenden oluşuyor, diğer yüzü yamalı ve minik minik pileli :)) İki yönlü de kullanılıyor.



Vintajlaşma süreci hızla devam ediyor, bakalım nereye kadar gideceğim. Kim derdi ki dantelli havlular ve çiçek desenli nevresimler hoşuma gidecek ( varsa yoksa modern geometrik desen derdim eskiden)



Yoksa gitgide yaşlanıyor muyum?