ikindi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ikindi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Temmuz 2018 Cumartesi

HİNDİSTAN CEVİZLİ KEK...Hoş Kokulu...Yumuşacık...

Her yıl bahar aylarının gelmesiyle aklımıza düşen ve yaz sıcaklarının başlamasıyla da koşup geldiğimiz yazlık evimizde benim için son derece sıkıcı olan yerleşme sürecinin sonunda nihayet komşularla günlük olağan görüşmelerimiz başladı. Site içinde, kumsalda, denizde, çarşı-pazarda, akşam yürüyüşlerinde karşılaştıkça birbirimizden haberdar oluyoruz. Bu karşılaşmalarımız sırasında hal hatır sorar, birbirimizi kahve veya çay içmeye davet ederiz.


Çaylı, kahveli balkon sefalarını hepimiz severiz ama arkadaşlarla önceliğimiz bütün kış iple çektiğimiz deniz sefalarıdır. Ne yapacaksak programımızı deniz saatlerine göre ayarlarız. Denizde günlük en az bir-birbuçuk saatlik yüzme seansları ve sonrasında güneşlenmenin ardından ancak bir program yaparız. Bu konuda hiç bir arkadaşım taviz vermez. Ancak, program yapmamızı her ne kadar deniz belirliyormuş gibi göstermiş olsam da esas belirleyici yatılı misafirlerdir.

12 Kasım 2016 Cumartesi

YALANCI TAVUK GÖĞSÜ...Üzeri Kakao Soslu

Evde misafir ağırlamak adeti yavaş yavaş terkedilecek gibi görünüyor. Gençler yani çalışan kesim, iş hayatının yorucu temposu, ulaşım zorlukları ve zaman darlığı nedeniyle dışarıda buluşmaya başladılar. İleri yaşlardaki hanımlar da misafir ağırlama zahmetinden kurtulmak için paralı günlerini dışarıda bir mekanda yapıyorlar. Benim çevremde ise her şekilde görüşebiliyoruz. Kış aylarının soğuk günlerinde evlerde toplanmak hoşumuza gidiyor. Bahar aylarında ise açık havadan istifade etmek için deniz kenarında veya deniz manzaralı açık mekanlarda buluşuyoruz. Grubumuz küçükse şehir içinde nostalji gezileri yaptığımız da oluyor.


Hal böyleyken, rahmetli dayımın kızlarından küçüğü telefonla ziyaretime geleceğini bildirdi. Malûm, yakın zamanda annemizi kaybettiğimiz için taziye ziyaretleri tek-tük de olsa devam ediyor. Dayı kızı beni de düşünerek dışarıda buluşmayı teklif etti ise de taziye ziyareti olduğu için eve davet ettim. Aynı semtte büyüdüğümüz için ortak çok hatıramız vardır. Adeta kardeş gibi bir yakınlık hissederim. Geleceğini söyleyince çok sevindim. Başbaşa sohbetimiz de benim için mutluluktu ama bir kaç akraba daha davet ederek ziyareti daha da anlamlı hale getirmek istedim. Her şey istediğim gibi oldu. Çağırdıklarım davete icabet ettiler ve misafirime de çok hoş bir sürpriz oldu.

8 Kasım 2016 Salı

KURABİYE...Fındıklı...Mis Gibi Tereyağlı

Yıllardır ikindi çayının yanına hatta kahvenin yanına bile yakıştığını düşündüğüm elmalı, üzümlü, kakaolu çeşit çeşit kekler pişirdim. Pişirdiğim keklerin çoğunu da bu sayfalarda iftiharla paylaştım ama bu yıl kek pişirmeye biraz ara verdim. Blogger arkadaşlarımın kurabiye tariflerini okudukça, fotoğraflardaki ağız sulandıran kurabiyeleri gördükçe bana da kurabiye pişirme hevesi geldi. Kek hamuru çırpmaktansa kurabiye hamuru yoğurmayı tercih ettim. Böylece, uzun yıllardan sonra ilk pişirdiğim kurabiye Fındıklı Kurabiye oldu.


Fındıklı kurabiyenin hamurunda tarifine uygun olarak margarin yağı kullandım. Niyetim mis gibi tereyağlı kurabiye pişirmekti ama belki ağır olur diye son anda tereyağı fikrinden vazgeçtim. Kurabiyelerim hiç de fena olmadı. Ama yine de tereyağlı kurabiye pişirmek aklımdaydı ve sonucunu merak ediyordum. Hatta, sizlerle de paylaştığım Fındıklı Kurabiye...Atıştırmalık başlıklı yazımda tereyağlısını denersem sonuçtan bilgi vereceğime dair de söz vermiştim.

21 Mart 2013 Perşembe

KISIR!!! Yaz İkindilerinin Lezzeti...

İlk duyduğumuzda hiçbir anlam verememiştik. Kısır, bizim bildiğimiz anne olamayan -doğuramayan- kadınlar için kullanılan bir terimdi. Hamile kalamamak bir eksiklik olarak telakki edildiği için olur olmaz yerde kullanılması ayıptı. Erkeklerde de olabilecek bu eksiklik, nedense sadece kadınlara mal edilir ve çocuk doğuramayan gelinler, kısır gelin olarak adeta suçlanır ve aşağılanırlardı. Bu sebepten dolayı, kısır kelimesine bir yiyecek adı olarak sonradan alıştık ama ilk zamanlarda gerçekten tuhaf bir durumdu.




Kısırla ilk tanıştığımız yıllarda, İstanbul'un Avrupa yakasında, dar gelirli memur ve işçi ailelerinin yoğunlukta olduğu tarihi bir semtte yaşıyorduk. Demokrat Partinin iktidara geldiği 1950 yılından başlayarak, değişen dünya ve ülke şartları paralelinde 60'lı yıllarda daha da artan Anadolu'dan büyük şehirlere göçlerin neticesinde önce yavaş, daha sonra hızlanarak yanımızda yöremizde değişik giyimli, şiveleri farklı komşularımız peydah oldu. İlk başlardaki çekingenlik daha sonraları kuvvetli komşuluklara dönüştü ise de memleketlilerinin ve tabii ki akrabalarının çoğalması ile bir kaç istisna haricinde bizlerle olan komşuluk ilişkileri zayıfladı.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...